Demokratik Ekonomi Konferansı Hazırlık Çalıştayı’nda konuşan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Gültan Kışanak, yerel kaynaklar üzerinde yerelin de tasarruf hakkı olduğunu belirterek, “biz sadece siyasi özerklik değil mali özerklik de istiyoruz" dedi.

DTK, DTSO, Diyarbakır, Mardin ve Van Büyükşehir belediyelerinin ortaklaşa düzenlediği Demokratik Ekonomi Konferansı hazırlık çalıştayı ikinci gününde "Yerel yönetimlerde iktisadi politikaları ve iktisadi yapılanması" konularıyla devam ediyor. Çalıştayın 2. gününe Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Gültan Kışanak, DTSO Başkanı Ahmet Sayar, HDP Muş Milletvekili Demir Çelik, HDP, DBP, MET-DER, KESK, Genel-İş Sendikası, Mezopotamya Kadın Kooperatifi, Emek Akademisi, Tüm-Bel-Sen, TMMOB, Megam-Der'in yanı sıra çeşitli iş çevreleri, akademisyenler ve avukatlar katıldı.

YERELDEN KAZANILAN PARALAR NEREYE HARCANIYOR?

Çalıştayın ikinci gününde açılış konuşmasını yapan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Gültan Kışanak, son derece önemli bir çalışma için burada olduklarını belirterek, yıllarca ihmal ettikleri ancak aslında hayatı şekillendiren bir konu olduğunu ifade etti. Yerel yönetimlerin ekonomiyle ilişkisi konusunda neler yapılması gerektiğinin önemine değinen Kışanak, yerel kamu kaynağını yerelin nasıl kullandığının tartışılması gerektiğini ifade etti.

Kışanak "Diyarbakır kamu kaynağını elinde barındıran en büyük şehirdir. Bu yerel kaynaklara karşı özel bir politika izleniyor. Bu yerel kaynaklardan kazanılan paralar nerelere harcanıyor. Bunları tartışmak gerekiyor. Bu eksik kalan bir alandır" dedi. Yine yerel politikaların sosyo-ekonomik yapısının neler olduğunun tartışılması gerektiğini kaydeden Kışanak, bunun son yıllarda sokağın sesi ile tartışılan bir konu olduğunu ifade etti. Kışanak, "Varsıllar ve yoksullar arasındaki eşitsizliği gidermeye yönelik tartışmaların derinleşmesi gerektiğine inanıyorum" dedi.

MALİ ÖZERKLİK DE İSTİYORUZ

Merkezi yönetim ile yerel yönetimler arasındaki ekonomik ilişki düzeyinin önemine dikkat çeken Kışanak, "Kürdistan ile ilgili özel ekonomi politikaları uygulanıyor" dedi. Bunların sıradan gelişmeler olmadığını söyleyen Kışanak, "Kürdistan'da işsizlik durumu giderek derinleşiyor. Bu da siyasi ve ekonomik politikalarla bağlantılıdır" dedi.

Türkiye'nin Özerklik konusunda çekincelerinin olduğunu aktaran Kışanak, "Türkiye mali hükümler ile ilgili tüm maddelere çekince koyuyor. Türkiye'deki yerel yönetimler ve merkezi yönetimler arasındaki ilişki tamamen bağlılık ilişkisidir. Biz yerel yönetimleri demokrasinin temel taşı olarak görüyoruz. Türkiye'deki yasal mevzuatlar ise tam tersine yerelin ne yaptığına karar veren bir mekanizmadır. Mali konularda, yerel kaynaklar üzerinde tasarruf hakkı, görüş bildirme hakkı, maddi kaynakları geliştirme konusunda inisiyatif hakkı üzerine tartışmalıyız. Biz sadece siyasi özerklik değil mali özerklik de istiyoruz" dedi.

KOMÜNLER VE KOOPERATİFLER DE SÖZ HAKKINA SAHİP OLMALI

Kapitalizmin içerisinde yaşam alanları bulabilmek için yeni yaşam alanlarının inşa edilebileceğini dile getiren Kışanak, bu konuda tek düzenleyici görevin yerel yönetimlere verilmesinin eksiklik olacağını söyledi. Böyle olursa merkeziyetçi olacağını ve yerelin devletleşeceğini belirten Kışanak, "Halk kendi sivil inisiyatifi ile komünleri ve kooperatifleri ile bu süreci yürütmeli ve yerel yönetimlerde destek veren bir pozisyonda olmalıdır" dedi.

ÇELİK: EKONOMİ İHTİYACIN DOĞRUDAN TEMİNİDİR

HDP Muş Milletvekili Demir Çelik, "Yerel yönetimlerde idari vesayet sistemi ve yerel yönetimlerin ekonomik olanakları" başlıklı sunumunu yaptı. Çelik, demokrasi denildiğinde herkesin söyleyeceği kendine has düşüncelerinin olduğunu belirterek, tarihe bakıldığında halkın kendini doğrudan doğruya yönetmesi olduğunu, öz ihtiyaçlarını belirleyerek karşılaması, karşılarken herhangi bir güce dayalı olmamasının esas olduğunu söyledi. Bu nedenle tarihte ekonominin komüne dayandığını ifade eden Çelik, "İnsanlar milyarlarca yıl önce kentleşmeye ihtiyaç duymuşlardır. Bu ihtiyaç beslenme, barınma ve korunma üzerinden gelişmiştir. Ancak günümüzde kentler iktidarlaşan karargahlara dönüşmüşlerdir. Hiyerarşinin kente yaklaşımının hükümranlık ile kendini gösterdiğini söylemek mümkündür. Kentin ve kente yüklenen misyon yerine tarihte kente yüklenen misyonu açığa çıkarmak önemlidir. Ekonomi tekelleşmeyi, iktidarlaşmayı merkezileşmeyi esas almaz. Ekonomi ihtiyacın doğrudan teminidir. O ihtiyacı sağlayan koşulun ekolojik devamına hizmet eden bir yapıdır" dedi.

Çelik'in sunumunun ardından Yurdusev Özsökmenler "Yerel yönetimlerde katılımcı bütçe" konu başlıklı sunumunu yaptı. Çalıştay sunumlar ve tartışmalar ile devam ediyor. (ANF)