BDP Eş Genel Başkanı Kışanak, Başbakan Erdoğan'ın Roboski Katliamı ve Dink davasına ilişkin açıklamalarını hatırlatarak, "Kurtlarla yer, çobanla oturup ağlar" Kürt atasözünün Başbakan Erdoğan'ı anlattığını söyledi.

İSTANBUL- BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak, Yeşiller Partisi ve EDP'nin düzenlediği "Demokrasi Konferansı"nda konuştu.

Kışanak, konuşmasına KCK adı altındaki siyasi operasyon kapsamında tutuklanan Fatma Kurtulan'a ilişkin dosyaya değinerek başladı. Kışanak, Roboski Katliamı'nı protesto etmek için TBMM Genel Kurul salonunda yaptıkları oturma eylemi sırasında Kurtulan'ın kendilerini arayarak bir ihtiyaçları olup olmadığını sorduğunu, kendilerine yemek getireceğini söylediğini aktardı. Bu konuşmanın dosyada, "bu eylemin KCK talimatı ile yapıldığı" şeklinde yansıtıldığını, kendisi ve Selahattin Demirtaş'ın da "x şahıs" olarak yer aldığını belirten Kışanak, "Böyle bir ortamda yaşıyoruz" dedi.

Türkiye'de hiçbir zaman demokrasinin işletilmediğini söyleyen Kışanak, kutsal devlete karşı çıkmanın ihanet olarak sayıldığını, dokunulmaz devlet yaklaşımının egemen olduğunu ifade etti. Kışanak, bu nedenle hak ve özgürlüklerin ötelendiğini kaydetti.

BDP Eş Genel Başkanı Kışanak, 2002'de AKP'nin hükümete gelmesi ve AB uyum süreci ile birlikte "demokrasi gelecek" beklentisi oluştuğunu hatırlatarak, AKP'nin AB üyeliği yaklaşımı olmadığını, bu sürecin önüne geldiğini, bu nedenle de AB üyelik sürecinin AKP iktidarını reformlarla buluşturmadığını ifade etti.

'SİSTEMİ REDDETMEDİ, ELE GEÇİRDİ'
"AKP sistemi reddeden mi, sistemi ele geçirip kendi gücünü mutlaklaştıran mı?" sorusunun başından beri doğru sorgulanmadığını vurgulayan Gültan Kışanak, "Doğru soru bulunup doğru cevaplar verilseydi belki de AKP iktidarı reformcu bir karakter kazanabilirdi. Bence Türkiye demokrasi güçleri ve muhalefetin kendisini biraz sorgulaması gerekiyor" dedi.

Kışanak, AKP'ye karşı muhalefetin "Ergenekonculukla suçlandığı" dönemde AKP Hükümeti'nin dokunulmaz, denetlenemez bir güç olarak kendisine geniş bir alan bulduğunu ve tadını çıkara çıkara bugüne kadar geldiğini söyledi. Kışanak, "Bugün yaşadığımız durum aslında bir şekilde siyasal konumu ve gelecek beklentileri açısından tam da AKP iktidarının hedefleri ile örtüşen bir durum" diye konuştu.

AKP'nin batılılaşma gibi bir programatik yaklaşımı değil, Ortadoğu ve Kafkaslar'da güç olma hedefi olduğu değerlendirmesi yapan BDP Eş Genel Başkanı Kışanak, AKP'nin bu hegemonik yaklaşımının "hep küçük ve ezilen bir ülke olarak mı kalacağız" diyen bazı çevrelerin hevesini karşıladığını anlattı. Kışanak, bu kesimlerin "bu ülkede nasıl yaşayacağız" diye sormadığını söyledi.

Kürt sorununun bugüne kadar milli mutabakat ile idare edildiğini belirten Gültan Kışanak, "AKP tekçi, inkarcı, asimilasyoncu, katliamcı anlayışını sürdürecek mi yoksa buradan başka bir kulvara geçebilir mi? Çünkü Kürt sorunu Türkiye'nin bütün demokratik gelişim kanallarını tıkayan bir duruma gelmişti. İnsan hakları tartışılıyor, 'yapsak teröristler de yararlanıyor, yerel yönetimlere özerklik versek Kürtler başka bir şey çıkarırlar' yaklaşımı vardı" dedi.

'DEMOKRASİ MÜCADELESİNİN ODAĞINDA KÜRT SORUNU OLMALI'
AKP’nin, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na helikopter verilmemesinin gerekçesini "O zaman Demirtaş da ister" diye açıkladığını hatırlatan Kışanak, şöyle devam etti: "Demirtaş isteyecek diye Kılıçdaroğlu'na da helikopter vermiyor. Türkiye böyle bir zihniyetle yönetildi şimdiye kadar. 'Demokrasinin yollarını açsak Kürtler bundan yararlanacak, kim bilir ne olacak' denildi. Bu nedenle Türkiye'nin demokrasi mücadelesinin odağında Kürt sorununun çözümü olmak zorunda."

"AKP ne söyledi, ne yaptı, bugün nereye" sorusunu yanıtlayan Kışanak, Başbakan Erdoğan'ın 2005 Haziran ayında Diyarbakır'da "büyük devlet hatasını görür, geri döner" dediğini, Aralık ayında ise MGK'da "bölücü faaliyetlerle mücadele eylem planı" adıyla İnternet Andıcı'nı imzaladığını söyledi.

İKTİDARIN GÜCÜNÜ SINIRLAYAN MEKANİZMALAR HEDEFTE
"İktidarın gücünü neler sınırlayabilir? İyi niyetine sığınamayız" diyen Kışanak, "Bunu demokratik kurum ve kurallar içinde sınırlayabilecek mekanizmalar üretmek zorundayız" dedi, bunların kuvvetler ayrılığı, medya ve sivil toplum olduğunu söyledi. Kışanak, İnternet Andıcı'nda bunların hepsinin hedefte olduğunu kaydetti.

Kışanak, "başımıza bela olan, herkesi terörist ilan eden" dediği Terörle Mücadele Yasası'nın da 2005-2006 yılında değiştirildiğini hatırlatarak, şöyle konuştu: "AKP bunları reform adı altında yaptı. Bugün ortaya çıkan tablo 2005'e dayanıyor. 2002'den sonra iktidarın bütün olanaklarını görüp kendisini konumlandırmış ve kendisine gelecek kurmuş bir siyasi partinin bugün yaşadığımız sürecin temelini attığı bir dönemdir 2005-2006."

Kışanak, herkesin bulunduğu alanda demokratikleşme mücadelesi vermesi gerektiğini, medya-sermaye-iktidar ilişkilerinin sorgulanması gerektiğini ifade etti.

Kürt sorunundaki çözümsüzlük siyasetinin başlı başına otoriterleşme eğilimini beslediğini ve süreklileştirdiğini belirten Kışanak, "Kurtlarla yer, çobanla oturup ağlar" Kürt atasözünün Başbakan Erdoğan'ı anlattığını belirtti. Erdoğan'ın Uludere katliamına neredeyse kendileri ile birlikte ağladığını, Dink davasını kendileri ile birlikte eleştirdiğini hatırlatan Kışanak, tüm bunların AKP iktidarında yaşandığına dikkat çekti. (ETHA)

FLAUTRE: KÜRT SORUNU, TÜM BOYUTLARIYLA ELE ALINMASI HALİNDE ÇÖZÜLECEKTİR
Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu (KPK) Eşbaşkanı Helene Flautre, ''Kürt sorunu, tüm boyutlarıyla ele alınması halinde çözülecektir'' dedi.

Flautre, “Adım Otoriterleşme'' konulu oturumunda yaptığı konuşmada, demokratik toplumlarda en önemli şeyin vatandaşların adalet sistemine güvenmesi olduğunu vurguladı.

Flautre, ''Hrant Dink'in katilleriyle ilgili karar hayati önem taşımaktaydı, ancak adalet sağlanamadı'' ifadesini kullandı.

AK Parti iktidarının toplumun büyük çoğunluğundan aldığı oy ile vatandaşlar arasındaki güven konusunda ilham kaynağı olması gerektiğini vurgulayan Flautre, ''Türkiye'deki hak ihlallerinin artması, paradoksal bir soruna dönüşmüştür. Bunların en önemlilerinden olan Kürt meselesinin çözümü, demokratikleşmenin kalbinde yatıyor. Kürt sorunu, tüm boyutlarıyla ele alınması halinde çözülecektir'' dedi.

DÖRT ANA OTURUM YAPILDI

Yeşiller Partisi ile Eşitlik ve Demokrasi Partisi (EDP)’nin birlikte düzenlediği Demokrasi Konferansı bugün (21 Ocak Cumartesi) İstanbul’da, Kadir Has Üniversitesi Cibali Kongre Merkezi’nde yapıldı.

Konferans demokratik hareketlere, muhalefete, Kürt siyasetçilere, öğrencilere, basına, düşünce ve ifade özgürlüğüne yönelik baskıların ağırlaşması nedeniyle AKP hükümetinin Türkiye’yi otoriter bir rejime sürüklediği kaygılarının arttığı bir dönemde düzenlendi.  Avrupa Parlamentosu Yeşiller Grubu üyesi, AB-Türkiye Karma Parlementerler Komisyonu Eşbaşkanı Helene Falautre’nin de katıldığı konferansta akademisyenler, yazarlar, gazeteciler, politikacılar ve aktivistler konuşmacı olarak yer aldı.

Dört ana oturumdan oluşan Demokrasi Konferansı’nın konu başlıkları şöyleydi: Adım adım otoriterleşme; demokratik talepler ve devlet baskısı; adalet ve yenilenme arayışı.

Konferansta yer alan konuşmacılar şöyleydi: Ahmet İnsel, Aydın Engin, Bekir Ağırdır, Bülent Bilmez, Emel Kurma, Erol Katırcıoğlu, Ferdan Ergut, Funda Ekin, Gencay Gürsoy, Gültan Kışanak, Helene Flautre, Mehmet Tarhan, Meral Daniş, Pınar Öğünç, Rober Koptaş, Sibel İnceoğlu, Ümit Şahin, Yakup Okumuşoğlu ve Yüksel Selek.