CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu.

CHP'ye yöneltilen eleştirilere yanıt veren Kılıçdaroğlu, "CHP, Atatürkçülük milliyetçiliğini desteklemektedir. Milliyetçilik; ırk, köken, din, mezhep, kavimcilik anlayışlarının ulusal düzeyde aşılmasıdır. Türkiye hiçbir zaman ırk, kan ve kafatası esasına göre yönetilen bir devlet olmamıştır ve olmayacaktır. Ülkenin sorunlarının çözümüne, ırk temelinde değil yurttaş temelinde yaklaşmaktayız. CHP, sosyal demokrat anlayışın gereği olarak, güçlü sınıfın bu güce sahip olmayanların üstünde egemenlik kurmasını reddeder. Bizim milliyetçiliğimiz çoğulculuk anlayışını benimser, tüm etnik kimliklere saygılıdır. Tüm yurttaşların hukuk önünde eşitliğidir. Bizim milliyetçiliğimiz budur" şeklinde konuştu.

"CHP'YE KARŞI SEÇİM KAMPANYASI ESKİŞEHİR'DE BAŞLATILDI"

Cumhuriyet Halk Partisi'ne karşı seçim kampanyasının Eskişehir'de başlatıldığını söyleyen Kılıçdaroğlu, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi'nde yapılan soruşturmaya dikkat çekti ve "Devlet baskı ile yöneltilmez. Siyasal iktidar ele geçirilerek devlet yönetilemez. AKP Eskişehir'de sabahın 6'sında operasyon yaparak pek çok bürokratı göz altına alarak yerel seçim kampanyasına başladı. Yılmaz Büyükerşen Eskişehir'in bir dünya markası, bir Türkiye markası yapan kişidir. Bizim gözümüzü korkutacağını mı düşünüyorsun? Eskişehir Büyükşehir başkanına ve çalışanlarına yürekten sevgilerimizi saygılarımız gönderiyoruz. Eskişehir bozkırın vahasıdır. Denizi olmayan şehre plajı getirdi, yeni üniversiteleri getirdi," diye konuştu.

"Elbette ki soruşturma yapılabilir" diyen Kılıçdaroğlu, "Biz niye soruşturma yapıldı diye ekleştirmiyoruz. Sabahın köründe niye baskın yapıyorsunuz. Sabahın köründe basıyorlar ama önceden de medyaya haber veriyorlar," dedi.

"ALMIŞSINIZ, İÇERİ ATMIŞSINIZ..."

"Fatih Hilmioğlu, onlarca yüzlerce binlerce insanı yetiştirdi. Bilgisini onlara aktardı. Sonra aldılar onu hapse koydular. Şimdi kanserle mücadele ediyor. Neden?" diye konuşan Kılıçdaroğlu,  "Hatırlarsınız, Kuddisi Okkır. Tam teşekküllü bir hastanede tedavi görmesi gerekir demişlerdi. Ergenekon'un kasası diye yaftalamışlardı. Öldüğünde ailesi cenazeyi İstanbul'a getirecek parayı bulamadı. Acaba o kişiler biraz utanç duydular mı?" dedi. Kılıçdaroğlu sözlerini,  "Şimdi aynı şey Fatih Hilmioğlu için yapılıyor," diye sürdürdü ve "Mehmet Haberal. Yüzlerce kişiye nakil yaptı. Elleriyle, parmaklarıyla dokundu. Hapiste mi bu ülkeye daha çok yararı var, yoksa ameliyathanede mi? Almışsınız içeri atmışsınız, hangi gerekçeyle?" diye konuştu.

HAPİSHANE KOŞULLARI

"Üç arkadaşımız güzel bir hapishane raporu yazdılar. Nerede bir hasta mahkum varsa ziyarete gittiler. Hiçbir ayrım yapmadılar. Hapishaneler bizim kabul edeceğimiz koşullarda değil. 15-20 kadının kalması gereken koğuşta 60-70 kadın kalıyor. 2002'de 59 bin olan tutuklu sayısı 2012'de 130 bini aştı. Bir şeyler var, bir sorun var. Buna bütün CHP'lilerin dikkat etmesi gerekiyor."

"MAHKEMELERİ KALDIRDINIZ DA DAVALARI KALDIRDINIZ MI?"

"Bir ülkede, özel yetkili mahkemeler, DGM'ler adı ne olursa olsun varsa, orada adalet yoktur" diyen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"'Bu özel mahkemeler siyasi otoritenin sopasıdır' dedik, 'onların istediklerini yerine getiriler' dedik. Şimdi geldiğimiz nokta özel yetkili mahkemeleri kaldırma... Mahkemeleri kaldırdınız da davaları kaldırdınız mı? Bunlar siyasi infaz kurumları değildir. Yargıçlara yargıç, savcılara savcı denmez. Bunları söyleyince bir grup medya biz darbeci diyor. Bir değerli büyüğümüz televizyonda konuşuyor. Bakın ne buyuruyor: 'Bunların için karacısı var denizcisi var. Yani neredeyse komuta kademesinde subayımız kalmıyor ya. Böyle şey olmaz'. Günaydın beyefendi, yeni mi aklın başına geldi senin?; 'Bazı medya organları TSK'ya saldırının içine  giriyorlar'. Günaydın beyefendi.

O davaların savcılığını üstlenen sen değil miydin? Nasıl oluyor da çark gündeme geldi. Ben daha bundan altı ay önce, güvenlik güçlerinin moral değerleri çok önemlidir. Buna önem vereceğiz, yıpratırsanız bu iş tankla silahla olmaz. Arkadan bizi darbeci olarak suçlamışlardı. Gözünüz aydın artık bir darbeci daha var. O mahkemeler adalet dağıtmıyor, o mahkemeler adaletsizlik yapıyor. O noktaya geldik ki mahkemeye talimat veren bile şikayet ediyor. Değerli Türk büyüğü, "Efendim diyor şuraya gittim. Bir komutan, başbakan geliyor ayağa kalmadı. Gereğini yaptık, Silivri'ye gönderdik" ne demek? Sayın Başbakan'ın vicdanı yeni mi uyandı, jeton yeni mi düştü, bilmiyorum."

"HSYK SİYASİ BİR OTORİTEYE BAĞLI DEĞİLSE ELEŞTİRİNİN ODAĞINDADIR"

Kılıçdaroğlu konuşmasında HSYK'yı da eleştirdi. CHP lideri, "HSYK bağımsızsa eleştirinin odağıdır. Biz anayasaya göre HSYK'yı bağımsız olarak görüyoruz o yüzden eleştiriyoruz. HSYK siyasi bir otoriteye bağlı değilse eleştirinin odağındadır. 'Hayır ben siyasete bağlıyım' diyorlarsa bizim muhatabımız siyasetçiler olur. Biz HSYK'yı bağımsız bir kurum olarak gördüğümüz için orayı eleştiriyoruz. Eğer siz bizi eleştirmeyi görev sayıyorsanız, yanlış adrestesiniz. Bu ülkenin başbakanı çıktı 'yargıya talimat verdik' dedi. Neden sesiniz çıkmadı? Ben söyleyeyim; talimat aldıkları için," diye konuştu

"BİZİM YÖNÜMÜZ 1071'DEN BERİ BATI'YA ÇEVRİLMİŞ"

Kılıçdaroğlu, Şangay İşbirliği Örgütü ile ilgili olarak da, "Şangay İşbirliği Örgütü'ne neden girmek istiyoruz? AB'yi neden dışlıyoruz? 1071'den beri bizim yönümüz Batı'ya çevrilmiştir. Bu değerli, Şangay işbirliğine girelim demiş.  Bir ülkenin başkanı ile konuşurken kendi ülkeniz dış politikasının iyi bileceksiniz. Geyik yapmıyorsun. Bizim için utanılacak bir durum. AB'yi  neden dışlıyoruz. 1071'den beri bizim yönümüz batıdır. Siz o çağdaş dünyadan kendinizi koparmak istiyorsunuz. Hangi gerekçeyle? Davutoğlu ile mi kafa kafaya verdiniz? Nato'dan da mı çıkacaksınız?" şeklinde konuştu. 

ETNİK KİMİK TARTIŞMALARI

Kılıçdaroğlu konuşmasında etnik kimlik tartışmalarına da değinerek, şunları kaydetti:

"Biz bundan 90 yıl önce cumhuriyeti kurduk. Mirası, bir imparatorluktan devraldık biz cumhuriyeti kurarken. Osmanlı İmparatorluğu'nun etnik kimliği yoktu.

Her etnik kimlikten insanlar çatı altındaydı ve biz Türkiye Cumhuriyeti'ni kurarken, mücadelemizi ortak verdik. Kavgamızı ortak verdik. Üzüntülerimizi ortak paylaştık. Barışımızı ortak kurduk. Bayrağımızı yücelttik. Sevr'i yırtıp attık. Lozan'ı tapu yaptık. 90 yıllık bir mücadele sonunda geldik bu noktaya. Ekonomik olarak, siyasal olarak, sosyal olarak güçlenmek istedik. Bağımsız ve özgür Türkiye'yi kurmak istedik. Hiçbir zaman ne etnik kimlik, ne inanç bağlamında hiç kimseyi suçlamadık ve ötekileştirmedik.

Evrensel ahlakta buluştuk, ilkelerde buluştuk. Hukuk dedik. Ama hangi hukuk? Evrensel hukuk. Her aşamada özgürlüklerin aşamalarını geliştirdik. Demokrasimizi geliştirdik. Bunun mücadelesini verdik. Her dönem darbelere, siyasal idamlara karşı çıktık. Hiçbir zaman "üç üç" diye Cumhuriyet Halk Partililer bağırmamıştır. Son bir haftadadır medyada hedef CHP'dir. Bizi en ağır şekilde eleştiren medyaya bakıyor. Başbakan, "Sayın Kılıçdaroğlu, önemli olan boy değil, soydur soy" demişti. Ben de demiştim ki "Hoş geldin Hitler".

Hiç kimse kendi etnik kimliğini belirleme hakkına sahip değildir. Anne baba ve kimliğimizle şeref duyarız. O siyasete malzeme olmaz. Herkesi kucaklayan bir felsefeden geliyoruz. Avrupa etnik kimlik siyasetini yasaklamıştır. Bireyin hak ve özgürlüğüne önem vermek zorundayız. Biz yasaklayıcı bir dünyadan gelmiyoruz. Özgürlükleri genişlettiğiniz zaman ülkede barışın olduğunu göreceksiniz. CHP bu felsefeden gelmiştir. bizim milliyetçiliğimiz nedir?

"ÖNÜMÜZDE SAĞLIKLI ÇALIŞAN BİR MEDYA YOK"

Konuşmasında medyayı eleştiren Kılıçdaroğlu, "Ama ondan önce, koro halinde bizi eleştiren medya mensuplarına şunu söylemek isterim; Ben hiçbir zaman medya mensuplarını en ağır dille eleştirmedim. En ağır laf olarak yalaka demiştim. Ama o değerli Türk büyüğü, 'Sizin boyunlarınızda tasmalar vardı ben çıkardım' dedi" diyerek, "Boynunuzda tasma var dendiğinde sessiz kalan, yalaka medya dendiğinde ayağa kalkan medya var," dedi.

"ONUN MEDYASI VAR"

CHP'li milletvekillerine konuşmalarında dikkatli olmaları uyarısında bulunan Kılıçdaroğlu, "Parlamentoda konuşurken, üniversitede ders vermiyoruz biz. Kullandığımız sözlerin nerelere çekiştirileceğine dikkat etmemiz gerekiyor. A dersiniz B yazarlar. O her şeyi söyleme özgürlüğüne sahip, çünkü onun medyası var. Kapıkule'den kar yağışı diye haber olsa, emin olun söz dönüp dolaşıp CHP'ye gelecektir. Her CHP'linin son derece dikkatli olması lazım. Söyledim, biz sosyal demokrat bir partiyiz. Biz aynı zamanda milliyetçiyiz. Altı okumuzdan birisi bu. Nasıl tanımlamışız? Duymayan sağır kulaklar da duysunlar" şeklinde konuştu.