CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, katıldığı bir televizyon programında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye’nin dış politikasını değerlendiren Kılıçdaroğlu, "Ortadoğu ve Suriye politikası iflas etmiştir. Neresinden bakarsanız bakın tutarsız bir politikadır. PYD'ye kızarsınız. Haklısınız. Siz PYD'nin araçlarının neden Türkiye üzerinden başka bir ülkeye girmesine izin verdiniz. Bu mantıklı mıdır? Şimdi kıyameti koparıyor. İzin veren sensin kardeşim” dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Habertürk TV’de katıldığı televizyon programında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

İşte Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satırbaşları:

LONDRA PARLEMENTOSU ÖNÜNDEKİ SALDIRI

"Terör saldırılarının olmadığı bir dünyayı istiyoruz. İngiltere'de böyle bir olayın olması üzücü. Barışın egemen olduğu bir dünya diliyoruz. THY'nın uçaklarında belli elektronik cihazların yasaklanması, bunların kullanılmaması uyarısı ciddi bir uyarı. Türkiye'nin güvenli bir ülke olmadığı algısını pekiştiriyor. Bunu doğru bulmuyoruz. THY güvenli bir havayolu. Kendilerine ulaşan başka bir bilgi var mı bilmiyoruz. Bu hepimizi rahatsız ediyor."

ABD'NİN UYGULADIĞI UÇUŞ YASAĞI

"Hükümetin ABD ile görüşüp bu konudaki düşüncelerini görüşmesi lazım. THY'nin uçuşlarında bu güne kadar terörle bağlantılı bir olayın olmadığını söylemesi gerekiyor. Bizim bilmediğimiz bilgiler varsa bu bilgilerin Türkiye ile de paylaşılması ve tedbirlerin beraber uygulanması gerekir. Bu kararın hangi gerekçe ile alındığını Türkiye'nin öğrenmesi gerekiyor. Belirli ülkeler için bu karar alınmış. THY'ye daha sınırlı fakat güvenli ülke olmayacak algısını pekiştiren bir düzenleme yapılıyor ve bu düzenleme bizi rahatsız ediyor."

SURİYE POLİTİKASI

"Ortadoğu ve Suriye politikası iflas etmiştir. Neresinden bakarsanız bakın tutarsız bir politikadır. PYD'ye kızarsınız. Haklısınız. Siz PYD'nin araçlarının neden Türkiye üzerinden başka bir ülkeye girmesine izin verdiniz. Bu mantıklı mıdır? Şimdi kıyameti koparıyor. İzin veren sensin kardeşim. Dış politikada geleceği göremezsen böyle olur. ABD ve Rusya PYD konusunda neredeyse ortak hareket ediyorlar. Bir ay öncesini düşünün. Putin neredeyse Türkiye ile hareket eden bir devlet adamı görünümündeydi. Ancak öyle değildi biz bunu görüyorduk.  Bir hükümet düşünün bir taraftan öbür tarafa, savrulan git geller yaşayan. Dünya dengelerini iyi okuyamayan... Şimdi Münbiç'e gireceğiz diyorlar. Ne Münbiç ne Rakka... İkisi de başkalarının kontrolünde. Bölgede yöneticilerinin söylediği boş olan, yalnız bırakılan, güvenilmeyen bir Türkiye imajı çıkıyor ortaya. Bu bizi rahatsız ediyor. Fıırat Kalkanı'na güvenli bölge oluşturulması için destek verdik."

ORTADOĞU POLİTİKASINDA KAYBEDEN TEK ÜLKE TÜRKİYE'DİR

"İktidarda kararlılık olması için bir hedefin olması lazım. İktidarda hedef yok ki kararlılık olsun. Şimdi şu kararlı bir ifadedir. Münbiç'e gireceğiz. Girildi mi? Hayır. Ortada arkası havada kalan bir söz var. Şimdi ben buraya gideceğim diyorsunuz. Gidiyorsunuz bir bakıyorsunuz Sizin söylediğiniz bütün laflar havada. Önerimiz süratle Suriye ile iş birliği yapıp savaşı bitirmeleri. Suriye iş birliği yapmadığımız sürece Suriye'nin toprak bütünlüğünü sağlayamazsınız. Bugün gelinen noktada Ortadoğu politikasında kaybeden tek ülke Türkiye'dir. Nereden nereye geldik. (Güvenli bölge oluşturulması) Bunlara başarı deniyorsa başarı sözcüğünün anlamını değiştirmemiz lazım. Fırat'ın batısı kırmızı çizgimiz diyorlardı. Kaldı mı kırmızı çizgi? Kalmadı. Türkiye Suriye politikası ile başına bela aldı. Çünkü iktidar hayaller peşinde koşuyordu. Suriye demek, Rusya demek. Eğer siz Suriye'nin Rusya için ne kadar önemli olduğunu bilmezseniz böyle bir tablo ile karşılaşırsınız. İran, Rusya ve ABD Ortadoğu'da çok güçlü bir hale geldi. Kim kaybetti? Biz kaybettik. Mevcut hükümet dış politikada Tükiye'nin itibarına çok büyük darbeler vurmuştur. Türkiye sözü dinlenmeyen bir ülke haline gelmiştir. Nasıl bir Ortadoğu politikasıdır bu? Anlamak mümkün değil. Cumhuriyet tarihinde böyle bir dış politika hiç yaşamadık. Tam bir iflas ile karşı karşıyayız."

AVRUPA İLE YAŞANAN KRİZ

"Ben bunu Brüksel'de de Londra'da ve diğer bir çok yerde de açıkladığım için rahatlıkla söyleyebilirim. Türkiye'ye karşı AB çifte standart uyguluyor. Bu Avrupa'nın etik değerleri ile bağdaşmıyor. Bizi rahatlıkla AB'ye uyum sağlayacak bir ülke olarak görmeyebilirler. Dolayısı ile ben AB'nin Türkiye'ye dürüst davranmadığını ve çifte standart uyguladığını kabul ediyorum. Ama ben iktidara şunu da söyledim. Niye AB'nin bize yapın demesini bekliyoruz? Gelin kendimiz yapalım. Ama maalesef bu olmuyor. Yapmıyorlar. Hükümetin AB politikaları tutarlı değil. Türkiye'de demokratik standartlar geriledikçe belli tepkiler geliyor. Bugün insan hakkı ihlallerini dünya, o ülkenin iç meselesi olarak görmüyor. Bu çerçeveden baktığınız zaman biz insan hakkı ihlallerini bir şekilde sıfırlamalıyız.

HOLLANDA İLE YAŞANAN KRİZ

"Bir ülkenin bakanı başka bir ülkeye gidiyorsa sınırdan geri çevrilmesi asla kabul edilemez. Ama dönüp kendimize şunu da sormamız lazım. 2008'de bir yasa çıktı. Bu yasada yurtdışında propaganda yapılamaz diyor. Şimdi bu kanunu bir tarafa bırakacaksınız büyükelçiliklerde propaganda yapacağım diyeceksiniz? Bu doğru değil. Türkiye iki arada bir derede kaldı. Yaptığı suç. Öbür tarafın yaptığı ise tam bir skandal diplomatik açıdan. Olan orada yaşayan Türk vatandaşlarına oldu. İçerde referandum için bir düşman bulunamadı ve dışarıdan bulmak lazım dediler. Sormamız gereken daha büyük bir soru var? Türkiye'nin büyükelçisi nerede? Niye Türkiye'de? Kaç aydır Türkiye'de Sayın Bakan Hollanda'ya gidiyor büyükelçi yok. Hakkını savunacak bir başkonsolos var. Nerede bu büyükelçi?"

"Her ülke kendi çıkarını savunur. Türkiye'de kendi çıkarını savunur. Niye bütün Avrupa'yı karşımıza alalım. Bu ülkeyi kuranlar boşuna 'Yurtta barış dünyada barış' dememişler. Kavga ederek dünyadan soyutlanırsanız büyüyemezsiniz. Büyümenin yolu da barıştan geçer."

ALMANYA'DAKİ NEWROZ KUTLAMASI

"PKK'nın gösterisine kesinlikle karşıyız. Burada en ufak bir tereddüt yok. Terör örgütü olarak görüyorsun parlamentonda kabul etmişsin. Niye izin veriyorsun? Türkiye bunun takipçisi olmalı. Siz bu örgüte nasıl izin veriyorsunuz demeli? Her türlü desteği veririz."

18 MARTTA GENELKURMAY'IN HAZIRLADIĞI ATATÜRKSÜZ AFİŞLER

"Beni derinden yaraladı. Mustafa Kemal Atatürk hepimizin ortak paydasıdır. Bu ülke için emek harcamış mücadele etmiş. Bu ülkenin insanları Kur'an'ı kendi dillerinden okusun diye Türkçe mealini yazdırmış. TBMM'yi kurmuş ve açılış gününü çocuklara armağan etmiş. Mustafa Kemal hepimizin ortak değeridir. Bunu görmezden gelmek kabul edilemez."

"Şu telefonu hiç unutmuyorum. Hollanda'da bir Türk kadını ki yıllardır orada. Komşusu Hollandalı. Her sabah dışarı çıkarken birbirleriyle selamlaşıyorlar. Ama son çıktığında Hollandalı kadının sırtını döndüğünü ve selam vermediğini, bununda kendisini derinden yaraladığını söylüyor. Siz iç politikada evet çıkaracağım diye dışarıdaki Türkleri zor durumda bırakamazsınız. Yazık günahtır. İnsanlar oraya alın terleriyle gittiler, emekleriyle gittiler, ekmek parası için gittiler. Dişleriyle tırnaklarıyla tutundular. Kimisi sanayici oldu, kimisi emekli oldu oraya yerleşti. Siz bu tabloyu alıyorsunuz ters düz ediyorsunuz ve Türklere daha farklı bir gözle bakılmasına ortam hazırlıyorsunuz. Bu doğru değil. Oradaki Türkleri çok yaraladı."

"Hayat zaten değişim üzerine inşa edilmiştir. Bütün mesele değişimin olumlu mu olumsuz mu olacağı. Sayın Cumhurbaşkanı olumlu olacak diyorsa tabi ki destek veririz. Bugünkü konuşmasında bir cümle var. 'Siz böyle davranmaya devam ederseniz yarın dünyanın bütün yerindeki batılılar güvenle huzurla dışarıya adım atamaz' diyor. Son derece tehlikeli bir cümle. Böyle yaparsanız Türkiye sizin topraklarınızda olaylar çıkarır mesajıdır bu. Son derece yanlıştır. Türkiye acilen bu söylemleri bırakmalı. Kesinlikle doğru bir söylem değildir."

(Kaynak: Habertürk)