CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, HDP'yi ziyaret etti. Kılıçdaroğlu'nun HDP ziyaretine CHP Genel Başkan Yardımcıları Bülent Tezcan ve Haluk Koç ile Genel Başkan Başdanışmanı Cemil Erhan'da eşlik etti.

CHP heyetini HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay, Eş Genel Başkan Yardımcısı Fatma Kurtulan ve Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder karşıladı.

1 saat 10 dakika süren görüşme sonrası kameraların karşısına geçen Kemalbay ve Kılıçdaroğlu, yaptıkları ortak açıklamada şu ifadeleri kullandı.

Serpil Kemalbay:

Sayın Kılıçdaroğlu ile kamuoyunun bir süredir beklediği bir buluşma gerçekleştirdik. Kendilerine ziyaretleri için teşekkür ediyoruz. Böylesine zorlu bir dönemde dünyada, bölgede ve Türkiye’de oldukça büyük kırılma anlarının yaşandığı bir dönemde partimizi ziyaret ettiler. Özellikle meşru olmayan Anayasa referandumundan sonra demokrasi güçleri açısından, partilerin ortak bir mücadele anlayışıyla yan yana gelişinin, diyalog içinde olmasının büyük bir önemi ve anlamı var.

Partimiz 7 Haziran'ın ardından AKP iktidarı açısından önemli bir saldırıya uğradı. Dokunulmazlıkların kaldırılması, meclisin iradesinin ortadan kaldırılması, 6 milyon seçmenin iradesinin yok sayılması, antidemokratik süreç, OHAL ve KHK’lerle bir gecede insanların ekmeğinden edilmesi, gazetecilerin tutuklanması, ifade özgürlüğünün ortadan kalkması, çatışma ve savaş politikalarının yürürlükte olması önümüzdeki süreç açısından bizleri, bu karanlık tablonun değişmesi yönünde önemli demokratik tartışmalara, yan yana gelişler açısından bizlere sorumluluk yüklüyor. Bu anlamlı diyalog ve görüş alışverişinde bulunduğumuz bu ziyaret bizim için önemli. Kendilerine bir kez daha teşekkür ediyorum.

Umuyorum ki bu yan yana geliş, bu diyalog, başta içeride bulunan eş genel başkanlarımızın ve partililerimizin özgürlüklerine kavuşmasına da hizmet eder. Önümüzdeki dönemde bizler demokrasi ve evrensel insan hakları kriterlerinin hayat bulması için demokratik ilkeler etrafında partiler arası diyalogların sürmesi gerektiğini düşünüyoruz.

Kemal Kılıçdaroğlu: Güzel bir görüşme oldu. Bir referandum süreci yaşadık. Bu süreçte demokrasiyi savunan kim varsa bugün de demokrasiyi savunmalıyız. Birlikte yaşama iradesinin en güçlü şekilde ortaya konacağı rejim demokrasidir. Birlikte yaşayacaksak birbirimizin düşüncelerine tahammül etmek zorundayız. Herkes düşüncelerini özgürce ifade edebilmeli. Kimse düşüncelerinden ötürü hapse atılmamalı. Eğer biz demokrasiyi geliştirmezsek 21. yüzyılın uygar dünyadan kopmuş oluruz.

Siyasal görüşlerimiz farklı olabilir, farklı siyasi partilerde, derneklerde, sendikalarda olabiliriz ama bir demokrasi ortak paydasında buluşmak zorundayız. Türkiye’yi uygar dünyaya taşıyacak ana omurga budur. Demokrasiden vazgeçemeyiz. Eğer bugün Türkiye yarı açık cezaevine dönüşmüşse, olağanüstü kararnamelerle yönetiliyorsa kimse demokrasiden söz edemez. Biz demokrasiyi savunuyoruz, bitlikte yaşamayı savunuyoruz.

Doğuda, batıda, kuzeyde, güneyde bir arada yaşayarak, birlikte yaşama iradesi ortaya koyarak demokrasiyi güçlendirmek istiyoruz. Hiçbir ayrım yapmıyoruz. Demokrasi kadar güzel bir şey yok. Şimdi demokrasinin askıya alındığı bir süreci yaşıyoruz. Demokrasinin olduğu yerde terör de olmaz, terörün olduğu yerde demokrasi de olmaz. Biz terörsüz, biz düşünce özgürlüğüne sınır getirmeyen, biz düşüncelerini açıkladı diye hapishanelerinde gazetecilerin, milletvekillerinin, aydınların olduğu bir Türkiye istemiyoruz.

İşini istedi diye açlık grevi yapan ve hapishaneye konan hocaların olmasını da istemiyoruz. Böyle bir Türkiye’yi biz hak etmiyoruz. Yıllarca demokrasi mücadelesi verdik. Çok sayıda insan hayatını kaybetti. Döndük dolaştık aynı yere geldik. Demokrasi paydasında hepimiz birlikte, özgürce yaşama iradesini göstererek bir araya gelmeliyiz ve inşallah gelecekte demokrasi türküleri söyleriz ve ülkemizi yüceltiriz.