Kılıçdaroğlu, Bilkent Üniversitesi Genç Hukukçular Kulübü'nün, Mithat Çoruh Amfisi'nde düzenlediği etkinlikte öğrencilerle bir araya geldi.
Öğrencilerin sorularını yanıtlamadan önce bazı açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin en büyük sorununun işsizlik, kişi başına düşen milli gelir azlığı ve demokrasi eksikliği olduğunu belirtti.

Türkiye'nin bu durumdan çıkabilmesi için ilk olarak demokrasiyi tesis etmesi gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, stratejinin ikinci ayağında ise üretimin yer aldığını belirtti.

‘AKLIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ SAĞLAMAMIZ LAZIM'

Türkiye'nin üretmesi gerektiğinin altını çizen Kılıçdaroğlu, "Neyi üreteceğiz? 21. yüzyılda bilgi toplumuna yakışan ürünler, yani katma değeri yüksek ürünler üretmeliyiz. Aklın özgürlüğünü sağlamamız lazım, bu ürünleri üretmemiz lazım. Eğer üniversiteler bilgi üretirse, katma değeri yüksek ürün üretebiliriz" diye konuştu.

‘AHLAKSIZLIĞA BİR KERELİK DENİR Mİ?'

Daha sonra öğrencilerin sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, Karaman'daki istismar iddiaları ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu'nun açıklamalarının sorulması üzerine şunları söyledi:

"Ne demek, bir kerelik? Ahlaksızlığa bir kerelik denir mi? Bunları değiştireceğiz. Ahlak bütün inançların ortak temelidir. Eğer ahlaksızlığı kural haline getirirseniz, o inancı yıkmış olursunuz. Bir ilimizde küçük çocuklar, belli evlere toplanıyor, onlara 'Ensar'a verdik' diyorlar. Ensar bir vakıf, bu vakfın çocukları bir evde toplama yetkileri var mı? Yok. Bu ülkenin savcısı, polisi var mı? Var. Neden izin veriyor bunlara? Sosyal devlet bütün çocukları korumak zorunda olan devlettir. Eğer çocuk şiddet görüyorsa, devlet alır bakar. Siz tam tersine çocuklarınızı oraya teslim ediyorsunuz. Kimse bir şey sormuyor. Kardeşim İslam'ı öğreteceksen Diyanet İşleri Başkanlığı var, Kur'an kursu açar öğretir. Daha ayıp olan ise Milli Eğitim Bakanlığının bunlarla işbirliği yapması. Adında milli olan bakanlık, işbirliği yapacak başka bir yer bulamadınız mı? Dışarıda binlerce atama bekleyen öğretmen, alın bunları, eğitsin. Çocuk istismarı konusunda çok dikkatli davranmak zorundayız."

AKP'NİN BU NOKTAYA GELMESİ GÜZEL BİR OLAY'

Konuyla ilgili dört siyasi partinin ortak önergesi ile bir araştırma komisyonu oluşturulacağını anlatan Kılıçdaroğlu, "AKP'nin dünkü retten sonra bu noktaya gelmesi güzel bir olay. Çocuklar hepimizin çocukları, onlara güzel bir gelecek hazırlamak hepimizin görevi. Siyasi düşüncemiz farklı olabilir ama bu çocuklar hepimizin çocukları, bunlara güzel bir Türkiye hazırlamak zorundayız. Vakıflara karşı değilim, insanlar dernek kurabilirler, bütün sorun şu; Milli Eğitim Bakanlığı kendi görevlerini neden seçilmiş vakıflar aracılığıyla yaptırıyor. Bu evlerin tamamı yasa dışı ve Türkiye'de bu tür evlerde 10 binlerce çocuk olduğu söyleniyor. Bu vesileyle belki hükümet uyarılır ve çocuklar buraya teslim edilmez" diye konuştu.

‘SARRAF TUTUKLANDI DİYE BAZILARININ GECE UYUYAMADIĞINI BİLİYORUM'

"Rıza Sarraf'ın ABD'de yakalanması hakkında ne düşünüyorsunuz?" sorusunu Kılıçdaroğlu, şöyle yanıtladı:
"Ne düşündüğümü siz de gayet iyi biliyorsunuz. Deniz Feneri olayı vardı, ben o zaman davayı izlemeye gitmiştim. Alman yargıç 'asıl failler Türkiye'de' demişti. Alman tarihinin en büyük yolsuzluğuydu, 'yüzyılın yolsuzluğu' olarak tanımlanıyordu. Bizde de dava açıldı ama neyse savcılar canlarını zor kurtardılar. Ellerinden önce dosya alındı. Tamamı aklandı. Hukukun olmadığı bir ülkeyiz, bizim anladığımız anlamda hukuk, yargıç yok. Tüm ümidimiz yeni nesil hukuk öğrencileri. Sarraf'ın ABD'de tutuklanması, önümüzdeki günlerde belki çok daha farklı bir tabloyu ortaya koyacaktır ve bir ülkede hukuk nasıl çalışır, savcılar, yargıçlar nasıl görev yaparlar bunların hepsini görmüş oluruz. Bugünden bir yorum yapmayı doğru bulmuyorum ama Sarraf Amerika'da tutuklandı diye Türkiye'de bazılarının gece rahat uyumadığını ben de biliyorum."

SEZGİN TANRIKULU HİÇBİR PKK TAZİYESİNE KATILMADI'

"Sezgin Tanrıkulu'nun PKK taziyelerine katılması konusunda ne düşünüyorsunuz?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Hiçbir PKK taziyesine katılmadı. Sosyal medya yazıyor bunları. Bizim bir partilimizin, il başkanımızın çocuğu ölmüştü, onun cenazesine gitmişti. Bu bizim partilimiz. Onun dışında bir PKK taziyesine, vesaire falan Sezgin Bey hiç katılmadı. Dolayısıyla Sezgin Bey, her yerde ve her ortamda söylemiştir" diye konuştu.