CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı kastederek, "Birisi benim haklarımı bana bir lütuf olarak hatırlatıyorsa ben de ona diktatörlüğünü hatırlatıyorum. Sen diktatörsün diyorum" dedi.

Grup toplantısını Çamlıdere yol ayrımında yapan Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle: 

'KENDİM İÇİN YÜRÜMÜYORUM'

Soruyorum, neden bu yürüyüş. Bu soruyu soruna şunu sormak istiyorum. Sen adaletten ne anlıyorsun? Biri haksızlığa uğradığı zaman mı adaletsizliğe uğradıktan sonra söz edeceksin? Adaleti hep birlikte savunmak bizim ortak görevimiz değil mi? Şunu söyleyeyim, bütün peygamberler adaletten yana olmuştur. Adalet bu kadar soylu bir kavramdır. Ben kendim için yürümüyorum. Ben adalet arayan bütün mağdurlar için, bütün mazlumlar için yürüyorum. Kim adaletten şikayetçiyse, kim adalet beklentisi içindeyse ben onun yanındayım ve onun hakkını sonuna kadar savunacağım. Bu benim insanlık görevimdir.

'ADALETİN OLMADIĞI YERDE İNSAN YOKTUR'

CHP'ye oy vermiş veya vermemiş, sempati duysun veya duymasın, eğer bir haksızlığa uğramışsa ben haksızlığa uğramışımdır. O nedenle adalete karşı durmak değil, adaleti sağlamak insanlığın görevidir. Ben insan gibi yaşamak istiyorsam, komşularıma, hiç tanımadığım insanlara selam vermek istiyorsam adalet olmak zorundadır. Adaletin olmadığı yerde devlet yoktur. Adaletin olmadığı yerde insan yoktur. Bize doğuştan gelen haklarımızı veya anayasal haklarımızı lütuf olarak sunmaya çalışanlar var.

'GEÇMİŞTE FİRAVUNLAR, GÜNÜMÜZDE DİKTATÖRLER SÖYLÜYOR'

Efendim yürüyorsunuz, lütfediyoruz biz size. Bunu tarihte firavunlar söylerdi, günümüzde de diktatörler söylüyor. İnsan olarak doğdum, benim doğuştan haklarım vardır. Demokratik bir ülkede yaşıyorum, anayasal haklarım vardır. Birisi benim haklarımı bana bir lütuf olarak hatırlatıyorsa ben de ona diktatörlüğünü hatırlatıyorum. Sen diktatörsün diyorum. 

Güvenpark'tan itibaren İstanbul'a yürüyeceğim demiştim. Beni bu yolda yalnız bırakmayan bütün vatandaşlarıma şükranlarımı, saygılarımı, muhabbetlerimi sunuyorum. Burada olmayan ama bize destek veren, adaleti savunan bütün yurttaşlarıma yine saygılarımı, sevgilerimi, şükranlarımı gönderiyorum. Hiçbir zaman üzülmeyin, hiçbir zaman umutsuzluğa kapılmayın. Nerede bir baca tütüyorsa, bilin ki orada adaleti savunan bir kişi vardır. Hep beraber insanlık için, çocuklarımız için adaleti savunacağız. Diyorlar ki, adaleti niye yürüyerek arıyorsunuz? Ama şunu söyleyemiyorlar, memlekette adalet var da bizim onun için mi yürüyoruz? Adalet olsa adaletsizlikten şikayet etmeyiz.

'İKİ 15 TEMMUZ VAR'

Adaletin olmayacağı nerede ne yapacağız? Sivil itaatsizlik diyorlar, neden izin almadılar. Adaleti savunmak için kimseden izin alınmaz, adalet Allah'ın emridir. Adalet ne zaman çöktü? Adaletin aksaklıkları vardı ama çökmemişti. Birileri adaleti savunuyordu. 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra yüz binlerce insan sokağa indi. Kimse niçin sokağa indiniz diye sormadı. Ama bir de ikinci bir 15 Temmuz var. Şunu hiç kimse unutmasın. İki ayrı 15 Temmuz var. Halkın 15 Temmuz'u, bir de Saray'ın 15 Temmuz'u. Halk sokağa indi, demokrasiye sahip çıktı, 249 şehidimiz var. 2301 gazimiz var. Halkın 15 Temmuz'u budur.