Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu.

CHP lideri, bölge il ve ilçelerinde süren sokağa çıkma yasakları ile ablukalara dikkati çekerek, “Doğu, Güneydoğu’daki manzaralara Suriye’yi hatırlatıyor bize,” dedi.

Türkiye’nin IŞİD’e öldürücü sarin gazı bileşenlerini verdiğini öne süren milletvekili Eren Erdem’in hedef alınmasıyla ilgili olarak da konuşan Kılıçdaroğlu, “Hiçbir milletvekilini kimseye yedirmeyiz,” dedi.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından satır başları şöyle:

“DOĞRU HABER YAZAN GAZETECİ HAPİSTE OLAMAZ”

“Doğru haber yazan gazeteci hapiste olmaz. Erdem bilgi demektir. O bilgiyi ahlaki temelde kullanırsanız bilgi olur. Ahlak hepimizin üzerinde titrediği kavram. Hepimiz savunuyoruz. Bütün inançların ortak temelidir. Bir milletvekili, bir gazeteye iki kez baskın yaptı. Bir güruhu toplayıp Hürriyet gazetesini bastı. Bir AKP milletvekili vardı başında. Boynukalın. Ne kadar kalın bilmiyoruz. Bu arkadaşımız geçen gün bakan yardımcısı olarak atandı. Erdem, ahlak, doğruluk diyeceksiniz, medya özgürlüğümüz kırmızı çizgimiz diyeceksiniz, kalkacaksınız medyayı tehdit eden Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bakan yardımcısı olarak atayacaksınız. Hangi erdemden bahsediyorsunuz. Erdem ve ahlak kavramının içini boşalttılar. Boynukalın’a nasıl görev verilecek, elinde sopayla cam çerçeve indir. Erdemden ve ahlaktan bahseden Sayın Davutoğlu, Boynukalın’a şükranlarını sunuyor. Böyle bir tablo yaşıyoruz. Türkiye’nin bu tablodan çıkması lazım. Erdem, ahlak diyeceksin; erdem ve ahlaktan nasbini alamamış bir kişiyi bakan yardımcısı yapacaksın, doğru değil.

“SURİYE’Yİ HATIRLATIYOR”

“Doğu, Güneydoğu’daki manzaralara Suriye’yi hatırlatıyor bize. Teröre karşı hep birlikte mücadele edeceğiz. Bunun hukuk içinde yapılması lazım. İller ve ilçeler silah deposuna dönüştürülürken bu ülkenin başında kim vardı? 2002’de ‘sıfır’ sorunla aldığınız güneydoğuda ve doğuda neler oluyor? İlçe başkanlarımızla görüştük. Bir ilçe başkanımız gözyaşlarını tutamadı. Kızını okula gönderemiyor. Bu tabloyu Türkiye’nin önüne koyanlar kimler? Çözüm süreci diyen, PKK bizi kandırdı diyenler kimler? Bedel ödeyenler kim güvenlik görevlilerimiz. Kahramanlar kim silah deposuna dönüştürenler. Bunun hesabının sorulması gerek. Bölgedeki vatandaş perişan halde. Durumu iyi olanlar bölgeden kaçıyor. Fabrikalar kapanıyor. Yatırımlar durdu.

“200 BİN KİŞİ GÖÇ ETTİ”

“GÖÇ-DER diye bir dernek var. Sokağa çıkma yasağı ilan edilen il ve ilçelerden 200 bin kişi göç etti. Kars’tan gelip Sur’da iş yapan bir kişi her şeyini kaybetmiş. Yazık günah değil mi? Türkiye bu hale nasıl geldi? Sevgili vatandaşım sen hiç düşünmeyecek misin? 14 yıldır bu ülkeyi yönetiyorlar, bu vebali kim çekecek? Bu soruyu vicdanına sor.

“DIŞ POLİTİKA TAM FİYASKO”

“Dış politika tam bir fiyasko. Musul’a asker gönderdik, sanki Trabzon’a asker gönderdik. İzin aldın mı? Almadın, neden; ‘Biz büyük ülkeyiz.’ 4 Aralık’ta kahraman gibi geziyorlar, bir gün sonra Irak Başbakanı çekilmenizi istiyor. 6 Aralık’ta Türkiye’ye 48 saat süre tanıyoruz diyor. Türkiye ültimatom alacak bir ülke midir? Hangi bilgi, birikimle bunu yapıyorsunuz. 7 Aralık’ta Dışişleri Bakanı ‘Davet üzerine gittik’ diyor. 10 Aralık, durum kritik, müsteşarları Irak’a gönderiyorlar. Davutoğlu yine açıklama yapıyor ‘Geri çekilmek söz konusu değil.’ 11 Aralık bu sefer abisi Erdoğan konuşuyor, ‘Davete icabet ettik.’ 14 Aralık birliklerin bir kısmı tıpış tıpış geri çekildi. 15 Aralık Numan Kurtulmuş ‘Geri çekilmedik’ diyor. 16 Aralık ABD ‘Tüm güçlerinizi geri çekin’ diyor. Bizimkiler esas duruşta. 19 Aralık, Davutoğlu DEİK’te konuşuyor ‘Askeri varlığımız sürecek’ diyor. Şu hikmete bakın yine cumartesi günü Dışişleri Bakanlığı ‘Geri çekileceğiz’ diyor. Bunlar devlet mi yönetiyor? Bakkal bile daha iyi yönetir. Bakkallara haksızlık gibi düşünülmesin. Sen bunlardan daha iyi düşünüyorsun demek istiyorum. Bunlar sanıyorlar ki bir yalan atarız, millet yutar. Sanıyorlar ki diğer ülkeler de bunu yutar. Diğer ülkeler bunu yutmuyor. Sen Türkiye’nin onuruyla oynadın. Sen Türkiye’yi şamaroğlanına çevirdin. Ne yaptığının farkında mısın?

“PUTİN, AÇIKÇA TEHDİT ETTİ”

“Suriye olayı gittikçe karışıyor. Putin, açıkça Türkiye’yi tehdit etti. En sert cevabı veren liderlerden biriyim. ‘Türk uçakları isterse şimdi uçsun’ dedi, açıkça tehdit. Türkiye’yi bu hale kim getirdi? İktidardaki partinin adı nedir? Durup dururken neden tüm komşuları Türkiye’nin başına bela haline getirdin, gıkın bile çıkmıyor. Biz hiçbir tehdit ve şantaja boyun eğecek ülke değiliz, bunu Putin’in de bilmesi lazım. BMGK’de Suriye için karar aldılar. Bizim daha önce AKP’ye dediğimiz kararlar. Demek ki doğruları kim söylüyor, kim dillendiriyor, Türkiye’nin vicdanına teslim ediyorum.

İSRAİL’LE İLİŞKİLER

“İsrail’i vatan haini ilan etmişlerdi. Gizli kapaklı görüşüyorlardı, şimdi itiraf ettiler. Mavi Marmara olayını hatırlıyorsunuz. Bizim gemimizi vurdular, 9 vatandaşımızı katlettiler. Korsan bir devletin yapabileceğini yaptılar. Türkiye haklı tepki gösterdi. Özür, tazminat, ablukanın kalmasını bekliyoruz dediler. Şimdi medyaya yansıyan haberler üzerinden yorum yapmak istemiyorum ama Gazze ablukası kalkmadan bir anlaşma imzalarsanız, 9 vatandaşımızın kanı o imzaları atanların ellerine bulaşmıştır demek. Filistin davası milli bir davadır. Türkiye’den giden devrimci kardeşlerimizin mezarı var.

“ARABİSTAN’IN PEŞİNE TAKILDILAR”            

“Koskoca Türkiye gitti Suudi Arabistan’ın kuyruğuna takıldı. Koskoca Türkiye ordusunu oraya teslim edecekler. Teröre destek, silah, para veren bir ülke terörle mücadele edecekmiş. Nasıl bir anlayış.

Üstelik Türkiye NATO üyesi. Ortadoğu batağına saplanmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Suriye’de Rusya, Esad, Batılılar kazandı, Türkiye oradaki Türkmenler kaybetti. Bunun hesabını kim verecek? 78 milyon vatandaşımın düşünmesi lazım.

“EREN ERDEM’İ YEDİRTMEYİZ”

“Hükümet bir çıkış arıyor. Bir vekil arkadaşımıza acımasızca saldırdılar. Türkiye üzerinden kimyasal silahlar gönderildi diye Eren Erdem düşman ilan edildi. Herkes konuşuyor. Hiçbir milletvekilini kimseye yedirmeyiz. Bizim milletvekillerimiz ağızlarından çıkanlarını bilirler, bilgi, belgeyle konuşurlar. Yavuz hırsız misali. Batmış, bir yerlere saldırıp çıkmaya çalışıyorlar. Çıkamazsın, çıkacak aklın da, bilgin de, erdemin de yok.

“28 Şubat 2013’te bir operasyon yapılıyor. Kişiler bulunuyor, ifadeleri alınıyor, telefon kayıtları alınıyor. Bunların başında Haytan Kasap var. El Kaide üyeliğiyle bilinen bir isim. Olaylar soruşturuluyor ve Adana Cumhuriyet Savcılığı 190 sayfalık iddianamesini hazırlıyor. İddianamesinden sonra Sayın Erdem olayı araştırıyor basın toplantısında, kimyasal ürünlerin gönderildiğini söylüyor. 10 Aralık 2015 TBMM Genel Kurulu’nda daha sert söylemlerle bunu tekrar gündeme getiriyor ve Davutoğlu’na soru önergesi veriyor, hala cevaplanmış değil, nasıl cevaplayacaklar? ‘İddianameyi düzenleyen cemaat savcısıymış.’ Adam görevinin başında. Böyle bir şey yok. İddianameyi okuyorum: ‘Bahsi geçen diğer maddeler uygun koşullar altında birleştirildiğinde sarin gazı oluşması muhtemeldir.’” (İMC)