KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanlığı, siyasi düşüncesi ne olursa olsun tüm Kürtlerin Şengal için birleşmesi çağrısı yaptı.

KCK, "tüm Kürt siyasi güçleri bu direnişin içinde omuz omuza yer almalı, Kürtlere yönelik bir saldırı olduğunda tüm Kürtleri karşılarında göreceklerini saldırganlara göstermelidirler” dedi.

KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanlığı Şengal’e IŞİD saldırısıyla ilgili yazılı açıklamada bulundu. “Direniş geliştirilip IŞİD çeteleri Şengal’den sökülüp atılmadan Kürtler kırılmış onurlarını tamir edemezler. Şengal özgürleştirilmeden ve bu tehdit ortadan kaldırılmadan Kürtler bu saldırının travmasından kurtulamazlar” diyen KCK, tüm Kürt parti, örgüt ve siyasi yetkililerine seslendi.

KCK, “Şengal’deki Kürtlere yönelik saldırı karşısında Kuzey, Doğu, Güney ve Rojava’daki tüm Kürtler ayağa kalkmalıdır. Siyasi görüşleri ne olursa olsun tüm Kürt siyasi güçleri bu direnişin içinde omuz omuza yer almalı, Kürtlere yönelik bir saldırı olduğunda tüm Kürtleri karşılarında göreceklerini saldırganlara göstermelidirler” çağrısında bulundu.

KCK’nin açıklaması şöyle:

“Rojava Kürdistan halkına, farklı dinden ve inançtan topluluklara vahşice saldıran IŞİD çetesi, şimdi de Ortadoğu'nun en mazlum toplumu olan Êzidi Kürtlere saldırmaktadır. Bir süredir Êzidi Kürtlerine saldırıp öldüren bu sapkın çete, şimdi de Şengal’i işgal etme harekatı başlatmış bulunmaktadır. Rojava devrimcilerinden yediği darbenin hıncını mazlum Êzidilerden çıkarmaktadır. İslam’ın hiçbir değeri ve kültüründen nasibini almamış bu çete, İslam adına en büyük İslam karşıtlığı yaparak mazlumlara ve zulme karşı direnenlere kalleşçe saldırmaktadır. Kalleşliği en çirkin bir duruş olarak nefretle kınamış Ortadoğu halkları şu anda tarihin en kalleş saldırılarıyla karşı karşıyadır. Artık IŞİD bu coğrafyada kalleşliğin adı olarak anılacaktır.

Şengal’de Êzidi Kürtlere yönelik saldırı tüm Kürtlere yapılmış saldırıdır. Şengal’e yönelik saldırıya hiçbir Kürt sessiz kalmayacaktır. Peşmergenin Şengal’i direnmeden bırakması da kabul edilemez. Şengal Êzidilerinin onur ve namusu, orada siyasi ve askeri olarak kim varsa onun koruması altındadır. Kaldı ki Êzidi Kürtler tüm Kürtlerin onuru ve namusudur. Êzidi Kürtleri korumadan Kürtler onurdan, namustan, haysiyetten, kimlikten ve kişilikten bahsedemezler. Bu açıdan IŞİD kalleşlerinin Şengal’e saldırısı tüm Kürtler açısından onur kırıcı olmuştur. Bu açıdan direniş geliştirilip IŞİD çeteleri Şengal’den sökülüp atılmadan Kürtler kırılmış onurlarını tamir edemezler. Şengal özgürleştirilmeden ve bu tehdit ortadan kaldırılmadan Kürtler bu saldırının travmasından kurtulamazlar. Tüm Kürtler Şengal onur ve namusumuzdur deyip harekete geçerek Kürtlerin onur ve namusuyla oynanmayacağını tüm dünyaya haykırmalıdırlar. Siyasi düşüncesi ne olursa olsun tüm Kürtler birleşerek bu çeteleri Şengal’den ve Rojava’dan temizlemelidirler.

IŞİD çetelerinin farklı inanç ve etnik topluluklara saldırması sadece Kürtlerin değil, tüm halkların direnişini gerektirmektedir. IŞİD çetelerinin Telafer’deki Türkmenlere saldırması da Şengal’de Ezıdi Kürtlere saldırmaları kadar ağır ve kabul edilemezdir. Şengal’le Telaffer direnişinin de birleştirilme zamanıdır. Telaffer Türkmenleri zaten IŞİD saldırıları karşısında yönlerini Şengal’e vermişlerdi. Bu gerçeklik, Şengal ve Telaffer direnişini birleştirilerek IŞİD çetelerinin kovulup atılmaları mücadelesinin yükseltilmesini gerektirmektedir. Ezıdi Kürtler gibi Telaffer Türkmenleri de Irak ve Suriye'de yaşayan halkların onuru ve namusudur. Türkiye, çıkarı söz konusu olduğunda onur ve namusu bir tarafa bıraktığını en çarpıcı biçimde Telaffer Türkmenlerine yapılan saldırıda göstermiştir.

Şengal saldırısı göstermiştir ki, KDP'nin IŞİD ile dolaylı ya da dolaysız ilişkileri ya da Maliki karşıtlığı nedeniyle IŞİD çetelerine sessiz kalması tüm Kürtlere zarar vermektedir. Rojava’da ve Şengal’de Kürtlere yönelik saldırı tüm Kürtlere saldırıdır. Bazı siyasi çıkarlardan daha önemli ve büyük değerler vardır. Kürdistan Özgürlük Hareketi Kürtlere nerede saldırı varsa onu kendine yöneltilmiş bir saldırı olarak görmektedir. Tüm Kürt parti, örgüt ve siyasi yetkilileri de Kürtlere bir yerde yapılan saldırıyı kendilerine yapılmış olarak görmelidirler.

Kürdistan Özgürlük Hareketi olarak Musul’a ve Kerkük’e saldırı olduğunda Kürt gerillalarının tüm bu alanlarda Kürdistan’ı, Kürt halkını ve diğer tüm etnik ve dini toplulukları savunmaya hazır olduğumuzu ilan ettik. Hala bu tutum ve kararlılığımız sürmektedir. Gerilla Musul ve Kerkük’ü savunmaya hazır olduğu gibi, Şengal’i de savunmaya hazırdır. Şengal’e yönelik IŞİD işgali karşısında Êzidi Kürtlerin ve Güney Kürdistan halkının YPG, YPJ ve HPG’yi Şengal’i savunmaya çağırmasını anlamlı buluyoruz. Şengal Kürtleri yalnız değildir. Şengal halkı IŞİD çetelerine karşı gösterdiği direnişte Kürdistan Özgürlük Hareketi'nin ve gerillasının her zaman yanında olacağını bilmeli ve direnişi yükselterek işgalcileri saldırdıklarına pişman ettirmelidir.

Dünya ve Ortadoğu'nun demokratik kamuoyu ve vicdanlı toplulukları da IŞİD çetelerinin Şengal’e yönelik saldırısına sessiz kalmamalıdır. Êzidiler insanlık kültürünün sadece Kürtlere değil, tüm insanlığa bıraktığı bir miras ve emanettir. Tüm demokratik kamuoyu ve insan hakları kuruluşlarını da Êzidi Kürtlerin yanında yer almaya ve bu direnişe güç vermeye çağırıyoruz.

Şengal’deki Kürtlere yönelik saldırı karşısında Kuzey, Doğu, Güney ve Rojava’daki tüm Kürtler ayağa kalkmalıdır. Siyasi görüşleri ne olursa olsun tüm Kürt siyasi güçleri bu direnişin içinde omuz omuza yer almalı, Kürtlere yönelik bir saldırı olduğunda tüm Kürtleri karşılarında göreceklerini saldırganlara göstermelidirler. Artık hiçbir devletin, hiçbir siyasi gücün Kürdistan’ın bir parçasındaki bir Kürt toplumunu, bir Kürt siyasi hareketini ve direnişini yenilgiye uğratamayacağını; saldırganların bu şanslarını artık kaybettiklerini, birliklerini ve direnişlerini yükselterek göstermelidirler.

Şengal halkı da Rojava halkı gibi direnerek Kürt’ün özgür ve demokratik yaşamdaki ısrarını tüm bölge gericiliğine ve dünya hegemonik güçlerine gösterecektir.

Gün, birlik olma ve direnişi yükseltme günüdür!” (ANF)