KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Bese Hozat, Genel Başkanlık Konseyi üyesi Mustafa Karasu ve Yürütme Konseyi üyesi Sabri Ok Ster TV'de, 'barış süreci'nin gidişatı ve son olarak KCK tarafından yayınlanan deklarasyon konusunda değerlendirmelerde bulundular.

KCK Yürütme Konseyi üyesi Sabri Ok, ateşkes sürecinin tıkandığını hatta kendileri açısından bittiğini belirterek bunun nedeninin Türk devletinin çözüme kapalı yaklaşımı olduğunu söyledi. KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Bese Hozat ise, paketle beraber AKP'nin maskesinin de düştüğünü belirtti ve "Paketin içerisinde aslında AKP zihniyeti çıktı. Erdoğan’ın kendisi çıktı," dedi.  KCK Genel Başkanlık Konseyi üyesi Mustafa Karasu da paketin sömürgeci bir zihniyetle hazırlandığını ifade ederek “Kürt’ü, Önderliği muhatap almıyor. Sen bir toplumsun demiyor. Ben seni bir toplum olarak görmem, ben seni bir toplumun öncüsü olarak muhatap almak demek sömürgeci, egemenlikçi zihniyettir” dedi.

HOZAT: "SÜREÇ AKP’NİN TUTUMUNDAN KAYNAKLI BİR TIKANMAYI YAŞIYOR"

Newroz’la birlikte başlayan sürecin gelişmesi için Kürt hareketinin ciddi bir mücadelesi ve çabası olduğunu söyleyen Bese Hozat, bu çabaların tek taraflı kaldığını ve sürece yönelik güven yaratacak, barış sürecinin altyapısının oluşturacak hiçbir düzenlemenin gerçekleşmediğini söyledi.

AKP hükümetinin yasal değişiklikler bir tarafa söylemde dahi hiçbir değişime gitmediğini ifade eden Hozat, “Sürece yaklaşımı AKP’nin baştan beri hep pragmatik oldu, taktiksel bir yaklaşımı esas aldı, çözüme dönük hiçbir samimi yaklaşımı gelişmedi. Süreci biz geliştirirken diğer taraftan hükümet, devlet ciddi bir tasfiye planı içerisinde oldu. Barajların yapımı bir askeri plandır. Karakolların yapımı, koruculuk sistemi, KCK tutuklularıdır," dedi.

"PAKETİN İÇERİSİNDEN AKP ZİHNİYETİ ÇIKTI"

AKP’nin Kürt sorununun çözümü konusunda ciddi samimi bir yaklaşımı olmadığını kaydeden Hozat, “bu anlamda AKP’nin maskesi de düştü. En son pakette bu ortaya çıktı. Paket çözüme dönük bir şey ortaya çıkarmadı. Paketin içerisinde aslında AKP zihniyeti çıktı. Erdoğan’ın kendisi çıktı. Demokratik çözüme yönelik hiçbir şey çıkmadı pakette. Bu da şunu ortaya koydu. AKP oyalama, aldatma, çürütme siyasetini devam ettirecek. Bunun da ifadesi oldu aslında. AKP bu paketle bunu deklare etti. Ben şimdiye kadar yürüttüğüm siyaseti, inkarı, tasfiye siyasetini, aldatma siyasetini devam ettireceğimin ifadesi oldu” dedi.

"PAKET AKP’YE YAKIN ÇEVRELERİ BİLE ŞAŞIRTTI"

Hozat, “Önderliğimize de AKP taktiksel yaklaştı. Birkaç defa da Önderliğimizin görüşmelerde uyarıları oldu. Bu kamuoyuna da yansıdı. ‘Beni kandıramazsınız, beni oyuna getiremezsiniz. Ben oyuna gelecek bir adam değilim. Ciddi olacaksınız’ dedi. Bu konuda ciddi uyarıları oldu. Şu anlaşılıyor zaten, faydalanmacı bir yaklaşım var. Önderliğimize yaklaşım da bu temelde. Harekete yaklaşım da, ateşkes ve geri çekilme kararına, sürecin kendisine yaklaşım da faydalanmacı, kullanmacı bir yaklaşım olarak ortaya çıktı AKP tarafından” dedi.

AKP’nin sürece nasıl yaklaştığının demokrasi paketinde açık bir şekilde ifade edildiğini söyleyen Hozat, pakette Kürt sorununun çözümüne yönelik hiçbir şey olmadığını kaydetti. Kürtlerin en meşru haklarının dahi tanınmadığını hatırlatan Hozat, anadilde eğitim, kimliği tanıma gibi hakların pakette yer almadığına dikkat çekti. Paketin AKP’ye yakınlığıyla bilinen çevreleri dahi şaşırttığını söyleyen Hozat, demokratik olmayan bir partinin demokratik bir paket çıkaramayacağını belirtti. AKP’nin zihniyetinin ırkçı, milliyetçi ve mezhepçi olduğunu ifade eden Hozat, bu hükümetten çok barışçıl bir çözüm beklenemeyeceğini, bu süreci toplumsal direnişin gerçekleştireceğini vurguladı.

KARASU: "AKP’NİN PAKETİ SÖMÜRGECİ ZİHNİYETLE HAZIRLANMIŞ"

KCK Genel Başkanlık Konseyi üyesi Mustafa Karasu ise AKP’nin paketinin sömürgeci bir zihniyetle hazırlandığını ifade ederek “Kürt’ü, Önderliği muhatap almıyor. Sen bir toplumsun demiyor. Ben seni bir toplum olarak görmem, ben seni bir toplumun öncüsü olarak muhatap almak demek sömürgeci, egemenlikçi zihniyettir” dedi.

Kürtlerin dünyanın en haklı mücadelesini yürüttüğünü ifade eden Karasu, kendilerinin 'yaşam hakkı'nı talep ettiğini belirterek, “Yaşam hakkını talep ediyoruz. Bunun dışında bir talebimiz yok. Talepler ortaya konuldu. Kürtlerin varlığını tanımak. Tanımayacak mısın varlığını? Varlığını yok mu sayacaksın yani. Kürt değil de başka bir şey mi diyeceksin. Kürt denilmesi gerekiyor. Diyelim bir toplumun yaşam hakkı gibi anadil de yaşam hakkıdır. Toplum ancak anadiliyle yaşar, kültürüyle yaşar. Bundan daha doğal bir şey olamaz. Diğer yandan demokratik özerklik istenmiş. Demokratik özerklik bugün dünyada farklı toplulukların kendisini yönetme şeklidir. Günümüzde demokrasi demek farklı toplulukların kendi kendini yönetmesidir. Demokrasi günümüzde böyle anlam kazanıyor. Ya da demokratik zihniyetin gelişmesini önemsiyorsak, dünyada demokrasi gelişiyor diyorsak, demokrasi huzur getiriyor diyorsak bu bütün toplulukların özgürlüğünü, özerkliğini kabul etmekten geçiyor," diye konuştu.

SABRİ OK: "ATEŞKSE SÜRECİ BİZİM AÇIMIZDAN BİTTİ"

KCK Yürütme Konseyi üyesi Sabri Ok ise ateşkes sürecinin tıkandığını hatta kendileri açısından bittiğini belirterek bunun nedeninin Kürt hareketinin tüm çabalarına rağmen Türk devletinin son derece çözüme kapalı, demokratik bir zihniyetten uzak, her şeyi tekelleştiren, kendi tekeli altında geliştirmek isteyen yaklaşımından kaynaklandığını belirtti.

Kürt tarafının taleplerinin son derece makul olduğunu söyleyen Sabri Ok şunları söyledi: “AKP zihniyet olarak çözüme kapalı. Kürt sorunu; aslında Erdoğan bir ara söylemişti: 'Düşünmezseniz yoktur!' Böyle bir zihniyetle gerçek bir çözüm olabilir mi? Mümkün değil.”

AKP’nin halklara, tarihe ve gerçekliğe karşı saygılı olması gerektiğini ifade eden Ok, bunun kökenlerinin Türkiye’nin sömürgeci geçmişinden kaynaklandığını söyledi. Kürtlerin geldiği aşamaya karşı Türk sömürgeciliğinin içten bir tepki duyduğunu söyleyen Ok, Türkiye’nin tarihe gömdüğünü sandığı sorunun karşısında büyük bir mücadele gücü olarak çıktığını dile getirdi.

Kürt hareketinin tek taraflı bütün çabalarının Türkiye halklarına karşı olan sorumluluğun bir gereği olduğunu söyleyen Ok şunları belirtti: “Hiçkimse mevcut statüsünden memnun değil. Ortadoğu’da bir mücadele var. Düşünebilir misiniz ki Ortadoğu gibi bir yerde 40 milyon gibi bir nüfusa sahip Kürt halkının varlığı kabul edilmeyecek. Anadilde eğitimi, kimliği kabul edilmeyecek. Bunu ne tarih, ne insanlık, ne vicdan kabul etmez. Kürt halkı ve PKK de kabul etmez. Bizim şu saatten sonra anadilde eğitim dememiz bile bizi üzüyor.” (ANF)