KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı Adana ve Mersin’de HDP’ye yönelik saldırılara ilişkin yaptığı açıklamada, tüm bu saldırıların sorumlusu, HDP’yi düşman ve tehlikeli olarak gösteren AKP Hükümeti olduğunu kaydetti.

KCK, “Tüm Türkiye halkları ve demokrasi güçleri AKP'nin izlediği politikanın tehlikesini görerek Türkiye'nin geleceğine sahip çıkmak için HDP'ye sahip çıkmalıdır. Demokratik tepkileriyle AKP'nin provokasyonlarına dur demeli, oylarıyla da HDP’nin seçimden başarılı çıkmasını sağlamalıdırlar” dedi.

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı Adana ve Mersin’de HDP’ye yönelik saldırılara ilişkin yazılı açıklama yaptı. HDP’ye haftalardır yapılan saldırıların yeni bir aşamaya ulaştırıldığını kaydeden KCK, “Adana ve Mersin HDP il binaları öldürme kastıyla bombalanmış, bazı HDP’liler yaralanmıştır. Bu saldırıları şiddetle kınıyor, yaralılara acil şifalar diliyoruz” diye belirtti.

‘SALDIRILAR AKP’NİN HEDEF GÖSTERMESİYLE GERÇEKLEŞTİ’

Bu bombalamaların, tesadüfen ya da bireysel tepkiler sonucu gerçekleşmediğini ifade eden KCK, AKP'nin HDP karşıtlığı ve düşmanlığı üzerine kurduğu seçim propagandası ve hedef göstermesiyle bağlantılı gerçekleştiğini kaydetti.

“AKP'nin saldırgan dili düşünüldüğünde daha büyük saldırıların gerçekleşmesi de beklenmelidir” denilen KCK açıklamasında şunlar belirtildi:

“Şu açıktır ki, AKP'nin seçim kampanyasında kullandığı saldırgan, karşıtlaştırıcı ve ötekileştirici dil 1960’lı- 1970’li yıllarda kullanılsaydı kesinlikle bir iç savaş çıkardı. AKP yetkilileri her türlü hassasiyetleri, önyargıları kaşımakta ve tahrik etmektedir. Kürt siyasetine yönelik hiçbir dönemde kullanılmayan dil bu dönemde kullanılmaktadır. Eğer toplumsal çatışmalar olmuyorsa bunun nedeni farklı etnik ve inanç topluluklarının ve Kürtlerin sağduyulu davranarak AKP'nin tahriklerine ve provokasyonlarına gelmemesidir.

Eskiden AKP’nin diliyle, üslubuyla meydanlarda seçim propagandalarında konuşan bir parti olsaydı; “halkın dini inançları ve etnik kökenleri tahrik edilerek iç savaş çıkarmaya yönelik suç işlediği” iddiasıyla mahkemeler harekete geçerdi. AKP zamanında toplumların etnik kökenlerini ve dini inançlarını rencide etmek, toplumu farklı etnik köken ve inanç kesimleri üzerine kışkırtmak normal hale getirilmiştir.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan “Kürt sorunu yoktur, Kürt sorunundan söz edenler bölücüdür, ayırımcıdır” demektedir. On yıllardır toplum bu söylemlerle her yerde Kürtlerin üzerine saldırtılmıştır. Dün, farklı siyasi partilerin bu kışkırtıcı dilini şimdi AKP Hükümeti ve sözcüleri kullanmaktadır. Özellikle HDP hedef gösterilmektedir. Bu nedenle daha önceki seçimlerden daha fazla HDP bürolarına saldırı yapılmaktadır. Tüm bu saldırıların sorumlusu, HDP’yi düşman ve tehlikeli olarak gösteren AKP Hükümetidir.

İster AKP Hükümeti ve ona bağlı istihbarat örgütleri yaptırsın, isterse AKP’lilerin saldırgan dilinden durumdan vazife çıkaranlar yapsın, sorumlusu AKP Hükümetidir. Zaten şimdiye kadar bu saldırılar için tek bir söz söylememişlerdir. Birkaç gündür AKP Hükümeti bu saldırılar karşısında neden sesini çıkarmıyor diye teşhir edilince, son olaylar konusunda kınama mesajları yayınlamak zorunda kalmışlardır. Buna karşı HDP Grup Başkan Vekili Pervin Buldan, “Saldırgan üslupla konuşmayı bıraksınlar, kınamaları kendilerine kalsın” demiştir. Bizce de Erdoğan ve AKP sözcüleri uğursuz ağızlarını kapatsalar en hayırlı şeyi yapmış olurlar.”

‘AKP DÜŞMANCA SALDIRGAN POLİTİKALARDAN VAZGEÇMELİ’

“AKP, HDP’nin barajı aşmasını sindirmeli, düşmanca saldırgan politikalardan vazgeçmelidir” denilen açıklamada, “Sadece AKP’yi değil, tüm Türkiye'nin çıkarını, barışını, istikrarını ve geleceğini düşünmelidir. Kürt halkıyla gerilim yaratmak, Kürt halkının on yıllardır yürüttüğü mücadeleyle ortaya çıkarmış olduğu demokratik iradesini yok saymak, Kürtlerin Türkiye halklarıyla buluşmasını ve Meclise girmesini engellemek Türkiye'nin hayrına değildir. AKP'nin de hayrına olamaz.

AKP, demokrasi güçlerine karşıt politikadan vazgeçmelidir. Kürt halkıyla Türkiye halklarının birliğini ve ortak hareket etmesini engellemek yerine, bundan Türkiye için memnunluk duymalıdır. HDP'nin barajı aşması Türkiye halklarının çıkarınadır. Türkiye halklarının çıkarına olan, tüm siyasi partilerin çıkarına görülmelidir.

AKP Hükümetini bir daha bu saldırgan dilden, üsluptan, saldırıları kışkırtmaktan vazgeçmeye çağırıyoruz. Halklarımızın birliği ve demokratik iradesinin önüne geçmek demokrasi ve Türkiye düşmanlığıdır.

AKP, bu saldırılarla Türkiye'nin demokratikleşmesini isteyen halkı sindirmek istemektedir. Tüm Türkiye halkları ve demokrasi güçleri AKP'nin izlediği politikanın tehlikesini görerek Türkiye'nin geleceğine sahip çıkmak için HDP'ye sahip çıkmalıdır. Demokratik tepkileriyle AKP'nin provokasyonlarına dur demeli, oylarıyla da HDP’nin seçimden başarılı çıkmasını sağlamalıdırlar. HDP'nin başarısı tüm Türkiye'nin başarısı olacak, Türkiye'nin ayağındaki tüm prangalar kırılarak Türkiye Ortadoğu'da tüm halkların umut ışığı haline gelecektir” ifadelerine yer verildi.