KCK Yürütme Konseyi Üyesi Mustafa Karasu, Türkiye gündemine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

Fırat Haber Ajansı'nın sorularını yanıtlayan KCK Yürütme Konseyi üyesi Mustafa Karasu, BDP'li milletvekillerinin serbest bırakılmamasının "güncel siyasal boyutu kadar tarihsel nedenlerinin de olduğunu, cumhuriyet tarihi boyunca kanunların Türkiye’nin batısında farklı Kürdistan’da farklı uygulandığını" söyledi.

"ÇELİK'İN CEMAATE GÖNDERMESİ SAMİMİ DEĞİL"

Hükümet Sözcüsü Hüseyin Çelik’in BDP’li vekillerin bırakılmamasından sonra cemaate yaptığı göndermeyi samimi bulmadıklarını ifade eden Karasu “Eğer hükümet olarak böyle düşünüyor olsalardı, yasa çıkarıp bir saatte Kürt vekilleri bıraktırırlardı” dedi. Karasu şunları söyledi:

"Çelik’in, ‘bizimle ilgili değildir’ açıklaması bir aldatmadır. Kuşkusuz cemaat siyasi soykırım operasyonların psikolojik ortamını hazırlamış, daha sonra da hükümetle birlikte bu operasyonları gerçekleştirmişlerdi. Bu tür operasyonları cemaat hararetle savunmuştur. Hatta geç olduğunu bile düşünmüşlerdir. Ancak böyle olması bile Hüseyin Çelik’in açıklamalarını mazur göstermez. Eğer böyle düşünüyor olsalardı hükümet olarak açık tavır alırlardı ve gerekirse bir yasa çıkarıp bu milletvekillerini bir saat içinde bıraktırabilirlerdi. Ancak hükümetin milletvekillerin içeride tutulması konusunda cemaatten daha az hevesli olmadığını biliyoruz. Belki KCK tutukluları konusunda cemaat katıdır, ama milletvekilleri konusunda esas tutumun hükümetten geldiği bilinmektedir. Eğer hükümet açık olarak tutumunu ortaya koysaydı cemaate bağlı savcılar bu düzeyde açık bir tutum göstermezlerdi."

"CHP-CEMAAT DİRSEK TEMASINDA"

CHP'li Mustafa Balbay’ın, CHP’lilerin cemaat ile ABD’de gerçekleştirdiği görüşmeden sonra serbest bırakılmasına dikkat çeken Mustafa Karasu, “Balbay’ın bırakılmasının CHP-Cemaat dirsek temasının sonucu olduğunu ve cemaatin merkezinde olduğu paralel devletin hükümete yönelik geliştirdiği hamle kapsamında geliştiğini” söyledi ve "ABD’ye gittiğinde Kılıçdaroğlu’nun kendisi olmasa da bazı CHP’lilerin onlarla görüştüğü söyleniyor. Balbay’ın bırakılmasının bundan sonra olması tabii ki dikkat çekicidir," dedi.

RÜŞVET VE YOLSUZLUK OPERASYONLARI

Karasu, son dönemde yaşanan yolsuzluk ve rüşvet operasyonu, emniyet müdürlerinin görevden alınması ve cemaat ile AKP arasında yaşanan çatışmaları, cemaatin merkezinde olduğu paralel devletin hükümeti tümden kontrol altına alma hamlesi ve buna karşı AKP’nin geliştirdiği karşı hamleler olarak değerlendirdi ve şunları ifade etti:

"Geçmişte Ergenekon gibi oluşumlara derin devlet deniyordu. Şimdi de cemaatin merkezinde bulunduğu yeşil Ergenekon oluşturulmuştur. Aslında yeşil Ergenekon’u AKP ile cemaat birlikte oluşturmuşlardır. Biraz ortaklıkları vardı. MİT, cemaatin paralel örgütlenmesinin farkındaydı. Ama ittifak içinde olduklarından ses çıkarılmıyordu. Şimdi görülüyor ki bu ittifak şiddetli bir çekişmeye sahne olmuştur. Cemaatin örgütlenmesi derin devletten çok paralel devlet tanımına denk düşmektedir." (ANF'den derlenmiştir)