İSTANBUL – Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloğu'nun İstanbul'un Kağıthane semtindeki mitinginde onbinler kardeşlik mesajı veriyor. Renk cümbüşüne dönen meydanda coşkulu mitingde Hopa'da polisin saldırısı sonucunda hayatını kaybeden Metin Lokumcu da anıldı.

“Bizi inkar edeni biz de inkar ederiz” diye konuşan Uras, inkarın inkarının barış olduğunu ve Türkiye'de inkarcıları inkar ederek demokratik özerkliği inşa edeceklerini söyledi.

Uras'ın ardından bir konuşma yapan İstanbul birinci bölge bağımsız adayı Sebahat Tuncel, Kürdistan halkının bir evladı olmaktan gurur duyduğunu, şu anda sıranın Türkiye halklarının da kendileriyle gurur duymasına geldiğini ifade ederek “Biz halkların kardeşliğini, Mezopotamya ve Anadolu halklarının kardeşliğini kurmak için yola çıktık. Görüyorum ki herkes hazır. O yüzden başbakan öfkelenmiş durumda. Kürdistan’da özgürlük mücadelesi verene terörist, Karadeniz’de mücadele edene eşkıya diyor. Sana 12 Haziranda gösterecekler, kim eşkıya kim terörist göreceğiz” şeklinde konuştu.

‘13 HAZİRAN SABAHI BARAJI YIKMIŞ OLACAĞIZ’

PKK lideri Abdullah Öcalan'a ekrandan selam gönderen ve kendisiyle görüşmek istediğini söyleyen yazar Vedat Türkali'ye selam gönderen Tuncel “O bir Türk devrimcisi ve o da biliyor ki bu sorun Kürt ve Türk halkının kardeşliğiyle çözülecek. O yüzden oyum gerillaya diyor. Sayın Öcalan’ı görmek istiyorum diyor. Bu da şunu gösteriyor, Kürt sorununda çözüm arayanlara muhatap kimdir gösteriyor. Başbakan bunu duysun ki öyle yoldan çıkmış gibi sözler söylemesin. Biz Emek, Demokrasi ve Özgürlük bloğu olarak bütün bu sorunların çözümüne adayız. 13 Haziran sabahı barajı yıkmış olacağız. Faşizme karşı, milliyetçiliğe karşı yeni bir baraj kuracağız. Bizim olduğumuz yerde faşizm de, ırkçılık da, ayrılıkçılık da olmayacak. Bir arkadaşımıza diyor ki, kadın mı kız mı olduğu belli değil. Sana ne başbakan, sana ne” diyerek konuşmasını sürdürdü.

Tuncel, Hopa’da hayatını kaybeden Metin Lokumcu’yu da anarak, “sen rahat uyu Metin hoca senin rüyan yarım kalmayacak dedi.

ÖNDER: KÜRT HALKIYLA GURUR DUYUYORUZ

Tuncel’in ardından ise Sırrı Süreyya Önder adeta alkış kıyameti eşliğinde sahneye çıktı. Boynundaki sarı kırmızı yeşil poşuyla konuşmasına başlayan Önder alanı Kürtçe selamlayarak başladığı konuşmasına her zamanki üslubuyla devam etti.

“Kürdistan seninle gurur duyuyor” sloganı ile karşılanan Önder, “Biz de 21. Yüzyılın direnen onurlu halkı olan Kürt halkıyla gurur duyuyoruz. Böyle bir halkla gurur duyulmaz mı. Aramızda bu coğrafyanın kaderini değiştiren özgür Kürt kadınları var, özgür Türk kadınları var, hepiniz hoş geldiniz. Ez qurbana we me. Aramızda gençler var, onlar olmasa bizi sokakta da dolaştırmazlardı. Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum” dedi.

‘AVCI’YA SELAM OLSUN’

Önder konuşmasına İstanbul 3. Bölge’den Levent Tüzel lehine adaylıktan çekilen Mustafa Avcı’ya teşekkür ederek devam etti..

Bu bloktan o kadar tedirgin oldular ki, bu güne kadar çiğnedikleri sakız ağızlarında kaldı. Silahtan başka bir dil bilmiyorsunuz diyorlardı. Konuşmasanız bu iş olmaz diyorlardı. Sivil siyaset alanlarına kol kola, omuz omuza, demokrasi ve özgürlükten yana olanlar yan yana gelince ortalığı bir velvele aldı sormayın gitsin. Bu sefer de başladılar sivil siyaset alanlarını Kürtlere, Ermenilere, eşcinsellere, kadınlara , ezilenlere kapatmaya. Gazi mahallesinden herkes buraya mitinge geldi ve duyduk ki biraz önce oradaki büromuzu dağıtmışlar, darmadağın etmişler. Bu bir ilk değil. Seçim bürolarımızın başından beri akıbeti bu. Çalışanlarımızın akıbeti bu. Benim seçim büromda bir tek şey bulabilirsiniz, o da barışın ve özgürlüğün manifestosudur. Basmanıza gerek yok, gelin biz size plan verelim. Orada olan burada da var gelin verelim. Belki okursunuz, aklınıza bir şey girer. Fayda faydadır” dedi.

‘AİLE BOYU DEVRİMCİLİK YAPANLARI GÖRÜN…’

Seçim çalışmaları sırandaki saldırıları hatırlatan Önder, “Siz bu halkı gaz manyağı yaptınız, bağışıklık yaptı. Sökmez artık. İçeri atarız diyorsanız, gelin buraya görün. Eksiden herkes anasından babasından gizli solculuk yapardı. Gelin burada aile boyu devrimcilik yapanı görün. Annesiyle, babasıyla, dedesiyle torunuyla devrimcilik yapanı, buraya gelin görün. Sökmez numaranız. Bizim seçim bürolarımızda başka ne bulabilirsiniz biliyor musunuz? Bizim orada bir kumbaramız var. Ona dokunursanız yakarız. O, bu halkın çocuklarının, fakirlerinin kendinden arttırarak koyduğu bir kumbara, elinizi atarsanız, elinizi kırarız. Ama onun üzerinde bir yazı var. Onu alın götürün sabah öğlen akşam yemekten sonra birer kere okuyun. Orada diyor ki, komünü olmayan halklar özgürleşemez. Belki ondan bir sonuç çıkarırsınız. Başka da, sevdiklerimizin fotoğrafları var, onlara da dokunamazsınız. Ömrünün en cevahir zamanında Türkiye halklarının kurtuluş mücadelesinde toprağın koynuna düşen Kaypakkaya’ların, Denizlerin, Mazlumların resimleri var. Sizin o pis elleriniz onlara dokunmasın kırarız, hesabını sorarız. Bunlar dışında da ne bulursanız götürün. 3 tane naylon sandalye var alın, yerde otururuz. Size minnetimiz yok” dedi.

BİLDİKLERİ ANTEP, YEDİKLERİ PEKMEZ

Önder, “bize diyorlar ki Kürt meselesinden başka bir şey konuşmuyorlar. Bildikleri Antep, yedikleri pekmez. Peki o zaman gelin bu kez Kürt meselesini konuşmayalım. Gençliği konuşalım. Bir ülke düşünün, okulundan çok dershanesi olsun. Siz de bu memlekette çıkın gençlere, sizin teminatınız biziz deyin. Yutar mı bu gençlik. Bir ülke düşünün bir seçimi beceremiyor, sınavı da beceremiyor, şifreydi, kopyaydı birbirine karıştırıyor. Sonra da bu gençlikten medet umuyor. Gençlik size yüz verir mi? Okuldan sonra sınav, ortaokuldan sonra sınav, liseden sonra sınav, üniversite bitiriyor sınav, kendi verdiği diplomaya güvenmiyor bir daha sınav. Utanmasa öldüğünde bir de Azrail sınavına tabi tutacak. Mesela engellileri konuşalım. Bu ülkede 12 milyon engelliyi eve hapsediyorsun, sosyal alandan çekip alıyorsun. Neoliberal sistemin bugüne kadar insanlığın gördüğü en alçakçasının insafına terk ediyorsun, ondan sonra bir engeli de senin bu taşeron sisteminden yakındığında, diyorsun ki, sen körsün sana iş verdik daha ne istiyorsun. Ya Allahtan kork. Bakın daha Kürt meselesine gelmedik. Bunlarda öyle bir kibir var ki, öyle bir insanlıktan nasipsizler ki, bütün dünya bunlara tükürdü, bir hafta sonra özür diledi. Ama dileyene kadar kırk kere tehdit etti. Kılıçdaroğlu da bu kardeşimizi kürsüye çıkarmış. Orada bir merhamet sahibi yok muydu, bu insanları eve hapseden sistemin sorumlusu sizsiniz de. Biz sorarız, sosyal demokratlar, bu ülkede ne zaman bir katliam olmuşsa iktidarda siz varsınız. Ya payınız var, ya ihmaliniz var. İçinizde bir tane fukara yok. Müteahhit ve tüccarların partisi olmuşsunuz. Hrant’ın katillerine bu halkın oy vermesini istiyorsunuz. Ne farkınız var AKP’den. Bakın daha Kürt sorununa gelmedik.”

ZARİFMİŞ, HADİ ORADAN…

Başörtüsü sorununa da dikkat çeken Önder, “hani bu sizin namus meselenizdi. İnşaatlara ruhsat verir gibi insanlar okula girmek için yol arıyor. Bir tane kapalı vekil adayı gösteremediler, sonra kalkıp meydanda bir inanca yuh çektiriyorlar. Ötekinin verdiği cevap da ortada. Adam anasının söylediği dilde, sırtını sıvazladığı dilde Zazaca pankart asılmış, apar topar kaldırdılar. Bir saat tahammül etmediler. Size mi teslim edeceğiz bu milletin kaderini. Zarifmiş, hadi ordan. İnanç istismarının zarafeti mi varmış. Bakın hala Kürt sorununa gelmedik. Diyor ki herkese 600 lira vereceğim. Yahu sen önce asgari ücreti 600 liraya çıkar. Hadi oradan madrabazlar. Bak şimdi yavaş yavaş Kürt meselesini konuşalım. Hangi meseleyi konuşursak sonu Kürt sorununa çıkıyor. Sorunları 2023 yılında çözeceklermiş. Her gün kadınlar öldürülüyor. Sorunları o zaman çözeceklermiş. Siz işte bu kadarsınız. Sizin kalibreniz, çapınız bu işte. Bak hala Kürt sorununa gelmedik. Yıllarca Kürtleri bu metropollerin işsiz ordusuna dahil ettiniz. 4 milyon Kürdü göç ettirdiniz. Neyi konuşsak Kürt sorununa çıkıyor. Hep beraber çalışıp bu düzenlerini başlarına yıkacağız. Biz orada oldukça bu halkların hiçbir hakkını kurda kuşa yem etmeyeceğiz. An serkeftin, an serkeftin” diyerek konuşmasını tamamladı.

‘AVCI’YI SEVGİYLE SELAMLIYORUM’

Önder’in ardından ise 3. Bölge adayı Abdullah Levent Tüzel sahneye çıktı. Tüzel, “Barış için mutlaka, barış ve özgürlük diyen, başta Öcalan, bütün siyasi tutsaklar serbest bırakılacaktır. Gün, devrimcilerin, özgürlük ve eşitlik diyen Kürt halkının yanında olma günüdür. Biz halkımızı sadece istikrar ve ustalıkla gelecek yıllarda da ezecek olan AKP karşısında uyarmıyoruz, patron takımıyla ittifak yapan CHP karşısında da uyarıyoruz. Emekçileri her geçen ezen düzenden yana korumak zorundayız. Biri halkımızı kandırmak için herkesi mutlu mesut ayrımsız gösteriyor, diğeri ise bütün bu eşitsizlikleri devam ettirmeye aday olarak yola devam diyerek oy istiyor. Dinden çıkan bir iktidar şüpheniz olmasın kendi koltuğunu devirmeye başlamıştır. Mustafa Avcı arkadaşımızı da buradan sevgiyle selamlıyorum. Tavrını takdir ve saygıyla örnek olsun diye sunuyorum. An serkeftin, an serkeftin, an azadi an azadi” diyerek konuşmasını tamamladı.

ANF