Soma'da halka, avukatlara ve dayanışma için gelenlere uygulanan devlet şiddetinin durdurulmasını ve sıkıyönetim uygulamalarına son verilmesini isteyen İHD, "Neyin üzerini örtmek istiyorsunuz? Avukatları, halkı Soma'ya sokmayarak hangi deliller karartılmak istenmektedir?" diye sordu.

İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi, Soma'da bugün Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) avukatları ile öğrencilere yönelik polis şiddetini sert bir dille kınadı.

Yazılı bir açıklama yapan İHD, Soma'da insan hakları açısından kabul edilemez tutumlara her geçen gün yenisinin eklendiğini belirtti, "Bugün Soma katliamının ilk gününden bu tarafa Soma'da bulunan hak ihlallerini tespit etmek, hukuksal süreci izlemek, delil karartılmasını engellemek için çalışmalar yürüten demokratik-sivil toplum örgütleri temsilcilerine, eğitimci ve avukatlara güvenlik güçleri tarafından açık bir saldırı ve şiddet uygulanmıştır" dedi.

"Bu saldırının ilk emareleri bir önceki gece görülmüştü" diyen İHD, önceki gece yaşanan linç girişimini hatırlattı: "Çağdaş Hukukçular Derneği yöneticilerinin Soma'da çalışmalarını yürüttükleri bir bina sivil kişilerce kuşatılmış, yerel halkın Soma'da bulunan Avukatlara, basın mensuplarına ve halkın acılarını paylaşmak üzere orda bulunan kişilere karşı kışkırtıldığı da kamuoyuna yansımıştır.

Bugün öğlen saatlerinde Eğitim-Sen bürosundan çıkan avukat ve eğitimcilere polisin kimlik sorması ve ardından da gözaltına almak istemesi üzerine bu hukuksuz işleme müdahale etmek isteyen avukatlar da dahil toplam 34 kişi darp dilerek, ters kelepçe uygulanmak suretiyle gözaltına alınmıştır. Gözaltında tutulan birçok kişinin darp edildiğine ve ÇHD Başkanı Selçuk Kozağaçlı'nın kolunun kırıldığına dair bilgi ve görüntüler kamuoyuna yansımıştır."

İHD, Soma'da adeta bir sıkıyönetim ilan edildiğine dikkat çekti, "Neyin üzerini örtmek istiyorsunuz? Avukatları, halkı Soma'ya sokmayarak hangi deliller karartılmak istenmektedir?" diye sordu.

İHD açıklamasının devamında şunlar belirtildi:

"Demokratik siyasetin en temel kriteri açıklık, şeffaflık ve hesap verebilirliktir. Böylesi vahşi bir katliamın sebepleri ve sonuçları hakkında sivil toplumun en temel işlevi ve görevi hesap sormak, açıklık ve şeffaflık talep etmektir. Soma’da bulunan kurumlar ve temsilcileri bunu yapmaktadırlar ve yapmaya devam edeceklerdir. Yasaklamalarla, şiddetle toplumu susturamazsınız, susmayacağız!

Canı yanan toplum hesap soracaktır ve toplumu yönetme iddiasındaki siyaset hesap verecektir. Hesap sormaya devam edeceğiz. Er veya geç hesap vermek zorundasınız.

Soma'da ve Soma'ya tepki veren, hesap soran çalışmalara ve protestolara karşı uygulanan yasaklar, şiddet kabul edilemez bir durumdur.

İnsan hakları savunucuları olarak Devleti ve iktidarı evrensel insan hakları değerlerine ve hukuka saygılı davranmaya davet ediyoruz." (ANF)