HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken basına sızan Çöktürme Eylem Planının gerçek olduğuna dair kanaatlerinin son günlerde Kürt kentlerinde yapılan uygulamalarla güçlendiğini belirterek konu hakkında meclis araştırması istedi.

Baluken, “Bu planın devlet ve hükümet yetkililerinin Sayın Öcalan, Kandil ve Partimiz İmralı heyeti ile çözüm süreci görüşmeleri sürerken hazırlanmış olması kaygıları ayrıca arttırmaktadır” dedi.

Diyarbakır Milletvekili İdris Baluken basına yansıyan haberlere göre Eylül 2014 yılında yazıldığı söylenen “Çöktürme Eylem Planı” ile son günlerde Cizre, Silopi ve Sur başta olmak üzere çeşitli yerlerde sokağa çıkma yasaklarıyla birlikte yapılan operasyonların bağlantısının araştırılması amacıyla Meclis Araştırması açılması için önerge verdi.

Baluken önergenin gerekçesinde şunları vurguladı ve sorumluların yargı önüne çıkarılmasını da istedi:

Basına yansıyan bilgilere göre Eylül 2014’te, “Genelkurmay Strateji Plan Dairesi, Strateji Şube Müdürlüğü’nün ‘Çöktürme Eylem Planı’ adını verdiği “gizli” ibareli eylem planını hazırladığı iddia edilmektedir.

Tamamıyla yok etme stratejisinin uygulanması üzerine inşa edilen bu eylem planının ayrıntılarına bakıldığında son günlerde Kürt kentlerinde geliştirilen özel savaş konseptinin bu eylem planıyla örtüşüyor olduğu görülmektedir.

Tamil Kaplanları, El Kaide, FARC gibi örgütlerin nasıl nokta atışlarıyla yok edildiğinin örnek olarak gösterildiği planda, PKK’nin de aynı şekilde bitirebileceği belirtilmektedir.

Basın organlarına yansıdığı kadarıyla planda yer alan ifadelere göre; “Ablukaya alınan yerleşkelerde, yaşamsal alanlar tahrip edilerek geri dönüş koşulları ortadan kaldırılacak, kitlesel imhalar, tutuklama ve boşaltmalarla yerleşkeler huzura kavuşturulacaktır. Daha önce bölgede görev yapmış üst düzey askeri yetkilerden yararlanma, bu alana kaydırma, hem coğrafyayı tanımaları, hem de bölgenin temel özelliklerini bilmeleri, sivil halkın psikolojisini bilmeleri açısında yararlı olacağı, köy korucularının ve kamu görevlisi olarak görevlendirilen, eski örgüt mensuplarından yararlanılması önem arz etmektedir” denilmektedir.

Yine eylem planında, “Yapılacak bastırma operasyonlarında 10 bin ila 15 bin imha, 8 bin civarı yaralı, 5-7 bin arası tutuklama, bombalanmış küçük ve büyük yerleşim alanlarında 150-300 bin civarı insanın yer değiştirmesi planlanmaktadır” ifadeleri geçmektedir.

“Vali, kaymakam ve üst rütbeli askerlerin terör örgütünün uzantısı malum parti vekilleriyle ve diğer sivil kuruluşlarla teması kesilmelidir” cümleleri de planda geçen cümlelerdendir.

Mardin Derik’te jandarma komutanı olarak görev yaptığı dönemde bizzat işlediği cinayetler, tecavüzler ve kirli bir takım işler ile halk arasında bir zulüm abidesi olarak kabul edilen Musa Çitil yargılandığı onlarca davadan beraat ettirildikten sonra YAŞ kararıyla Tümgeneralliğe terfi ettirilmiş ve hemen akabinde Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanlığı’na getirilmiştir.

Çöktürme Planı’nda geçen deneyimli askerlerin bölgede görevlendirilmesi bu olsa gerektir. Musa Çitil örneğinde olduğu gibi onlarca komutanın sanık oldukları davalardan beraat ettirilip birçok ilde eski görev bölgelerine gönderildikleri bilinmektedir.

“KÜRT HALKINA DİZ ÇÖKTÜRME AMACI”

Kürt kentlerinde ilan edilen sokağa çıkma yasaklarının hiçbir yasal ve anayasal dayanağı olmadığı halde ilan edilen yasaklar planda da yazıldığı gibi ablukalara dönüşmüş durumdadır. Haftalar boyu kesintisiz bir şekilde sürdürülen ablukalarla birlikte planda belirtildiği üzere Kürt halkına diz çöktürmek gibi bir amaç güdüldüğü açıktır. Ablukalarda şu güne kadar 180 insan yaşamını yitirmiştir. Yasaklar boyunca kentlere tank ve toplarla girildiği sadece konutların değil bir bütün olarak yaşam alanı ve doğanın hayvanlarla birlikte yok edildiği ve geri dönülemez tahribatlara yol açıldığı, 300 bine yakın insanın göç ettirildiği çok sayıda saygın kuruluş tarafından yazılan raporlarda açıkça ifade edilmektedir.

Plan kapsamında özgür basına yönelik baskılar aylardır sürmektedir. Çok sayıda haber kanalının internet adreslerine erişim yasaklanmış, DİHA gibi ajanslar onlarca kez kapatılmıştır. Kürt kentlerinde uygulanan ablukalarda bölgede olan milletvekillerine mülki amirlerin iletişim içinde olmadığı bilinmektedir ve bu durum defalarca Meclis çatısı altında tarafımızca dillendirilmiştir. Oldukça vahim bir durum arz eden bu tablo gün geçtikçe ağırlaşmakta, akla hayale gelmeyecek bastırma ve yıldırma teknikleri devreye sokulmakta, sadece barış isteyen akademisyen, yazar ve sanatçılar Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından bizzat hedef gösterilmektedir.

Aynı şekilde basında çıkan haberlere göre Kürt kentlerinde sokak savaşlarında kullanılmak üzere 400 özel harekat polisinin Amasya Tavşan dağında eğitildiği ve kısa zaman sonra bölgeye gönderileceği ifade edilmektedir.

“PLANIN GERÇEK OLDUĞUNA DAİR KANAATLER GÜÇLENMEKTE”

Basına sızan “Çöktürme Eylem Planı’nın Kürt kentlerinde uygulamaya sokulduğunun görülmesi bu planın gerçek olduğuna dair kanaatleri güçlendirmektedir.

Bu planın devlet ve hükümet yetkililerinin Sayın Öcalan, Kandil ve Partimiz İmralı heyeti ile çözüm süreci görüşmeleri sürerken hazırlanmış olması kaygıları ayrıca arttırmaktadır.

Ayrıca “Çöktürme Eylem Planı” hazırlanma sürecinin 6 Ekim’de başlayan Kobani olaylarından önce olması da Hükümetin iç güvenlik yasanın güvenlik amacıyla çıkarıldığı iddialarını boşa çıkarmaktadır.

Yukarıda söz edilen hususlar ışığında, bu eylem planı ile ilgili ortaya atılan iddiaların araştırılması büyük önem arz etmektedir. Bunun için Meclis’te bir araştırma komisyonunu kurulmasının hayati derecede önemli olduğunu düşünüyoruz. (Demokrat Haber)