Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, cemevlerinin hukuki statüye kavuşmasına itirazları olmadığını dile getirdi. Bozdağ, Anayasa’nın, “devrim yasası” olarak bilinen tekke ve zaviyelerin kapatılmasına ilişkin 177. maddesinin cemevlerinin hukuki statüye kavuşmasının önünde engel olduğunu savundu.

Bozdağ’ın sözlerini “ipe un sermek” olarak değerlendiren CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu ise, “Milletvekilimiz Ali Özgündüz’ün tek maddelik yasa değişikliği önerisiyle cemevlerinin ibadethane olarak kabulü mümkün olur” dedi.

Bozdağ’ın Avusturya’nın başkenti Viyana’daki Alevi İslam İnanç Toplumu Merkezi’nde cemevlerinin hukuki statüsü hakkında söyledikleri tartışma yarattı.

Sezgin Tanrıkulu: Hükümet cemevlerine ibadethane statüsü vermemek için ipe un sermektedir. Milletvekilimiz Ali Özgündüz’ün tek maddelik bir yasa değişikliği önerisi vardır. O yasa değişikliği önerisiyle cemevlerinin ibadethane olarak kabulü mümkün olabilecektir. Bunun için ne anayasa değişikliğine ne de başka bir yasanın yürürlülükten kaldırılmasına gerek vardır. İstenirse tek maddelik bir değişiklikle cemevlerine ibadethane statüsü verilebilir. AKP, bu statüyü tanımamak için anayasayı engel olarak göstermektedir.

Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı Selahattin Özel: Aslında sorun şu: Karşılıklı güvensizlik samimiyetsizlik devam ediyor. Biz bu konuda hükümete güvenmiyoruz, inanmıyoruz. Ama her şeye rağmen hükümet bu işi yapmak isterse, inanç özgürlüğü kapsamında bunu çözebilir. Kaldı ki “cemevleri Alevilerin ibadet yeridir” deniyorsa, bunu o yasaları değiştirmeden de çözmek mümkün. Bu sefer, “Devrim kanunlarının kaldırılması gerek” diye iki tarafın yaylım ateşi arasında biz kalıyoruz. Doğrusu şu; eğer bu işi hükümet çözmek istiyorsa bu tür şeylere hiç mahal bırakmadan halledilebilir. Zaten bu yasa çıkmadan önce bu dergâhlar Alevilerin elinden alınmıştı. İşi siyasal zemine çekmeden çözmek mümkün. Eğer bunu yaparlarsa o zaman inandırıcı olabilirler.

Alevi Kültür Derneği Başkanı Engin Gündük: Devrim kanunlarıyla alakası olduğunu düşünmüyorum. Cemevlerinin şu anda bulunduğu pozisyon ciddi anlamda nüfusu bulunan bir inanç grubunun ibadethanesi. Bugüne kadar bu tarz söylemlerde hep bulundular ama bunu yapma noktasında samimi davranmadılar. Bir de şöyle bir zihniyet söz konusu: Karşı tarafın haklarını verirken buradan da kendime neler götürebilirim mantığı içerisinde hareket ediyorlar. Bence tekke zaviye kanununa bulaştırmadan, oradan yasadaki ibadethaneler bölümüne cemevinin eklenmesi yetiyor zaten. Söylemde bulundukları zaman günü kurtarmaktan öteye gitmiyorlar; yaptıkları hiçbir şey yok.

Anadolu Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı Cengiz Hortoğlu: Devrim kanunları bir baskılama getiriyor. Mesela “Paşa, efendi, hanım, dede” diyemezsin diyor. Dedelik de yasaklanmış. Biz hâlâ “dede” diyoruz. Dedelik bizim için vazgeçilmez bir kanaat önderliğidir. Bu durumda biz suç işliyoruz. Devrim kanunları bugün Alevi toplumunun yıllardır beklediği, inançlarının ritüellerini yerine getirdiği mekânların önünde hukuki bir engel oluşturuyorsa elbette kaldırılabilmeli. Cemevinin mekânsal eksikliği yüzünden yeni kuşaklara inancımızı aktaramıyoruz.

Cem Vakfı Başkanı Prof. Dr. İzzettin Doğan: Bu beyanatı utancından vermiş olsa gerek. Zira Avusturya, Alevilerin inanç ihtiyaçlarının giderilmesi için bütçesinden üç milyon avroluk bir tahsisat yaptı. Başka bir devletin sizin vatandaşlarınızın ihtiyaçlarını karşılamakta gösterdiği özeni kendi hükümetiniz gösteremiyor. O utangaçlığını kapatmaya çalışıyor. Devrim kanunlarında cemevlerinin yasaklandığına dair bir madde göstersin sözlerimi geri alacağım.

Bu kanunda camiler ve kiliseler ibadethane olarak kabul ediliyor ama cemevlerinin yasaklandığına dair bir hüküm yok. Eğer hukukta bir şey yasaklanmadıysa bu serbest bırakılmış demektir.

'CEMEVİ İBADETHANEDİR' TEKLİFİ

CHP Milletvekili Ali Özgündüz, ibadethanelerin düzenlenmesi hakkında bir kanun teklifi verdi. Bu yasa teklifi şöyle:

“Geçmişten beri ülkemizde yaşayan semavi dinlere mensup olanların inançları doğrultusunda ibadetlerini yerine getirdikleri mekânlar olan cami, mescid, cemevi, kilise ve sinagoglar ibadethane olarak adlandırılır. Yürürlükte bulunan mevzuatta yer alan ‘ibadethane’, ‘ibadet yeri’ ve ‘mabed’ ifadelerinden; cami, mescid, cemevi, kilise ve sinagoglar anlaşılır.”