BDP, Mardin Büyükşehir Belediye Başkanlığı için tecrübeli siyasetçi Ahmet Türk ile genç bir Süryani olan Februniye Akyol’u eşbaşkan adayı gösterdi.

Midyatlı bir Süryani olan Februniye Akyol, “Süryani çevremde, gençliğim ve deneyimsizliğim eleştiri konusu oldu. Bunların haklı yanları var. Ama şöyle bir durum var. Ben bu topraklarda doğdum, büyüdüm. Zaten sen kadın olarak doğuyorsan olgun olmak zorundasın bu topraklarda. Hele bir de hem kadın hem Süryaniysen zaten daha bir güçlü olman gerekiyor. Biz burada tabiri caizse kamçılana kamçılana büyüyoruz. Acıların içinde büyüyoruz” diyor.

İLK SÜRYANİ BELEDİYE BAŞKANI OLACAK

Februniye Akyol, Özgür Gündem’den Oğuz Ender Birinci ve Veysi Sarısözen’in sorularını yanıtladı:

Yanında onun lehine adaylıktan çekilen Hafize Aymelek de vardı. Belki de Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez bir Süryani Belediye Başkanı olacak. ‘Resmiyetteki soyadım Akyol ama gerçekte Bınno’ diye söze başlıyor Februniye Akyol, 1988 Midyat-İyvardo köyü doğumlu. Artuklu Üniversitesi’nde Süryani Dili ve Kültürü üzerine yüksek lisans yapıyor. Dört-beş dil biliyor.

BDP ile yakın teması olan Süryani çevresinden, “Mardin Belediyesi’ne bizim adımıza Eşbaşkan Adayı olur musun” diye teklif geldiğinde, “Başta olmayacak bir şeymiş gibi geldi. Çok uzak bir ulaşılmayacak bir hayal gibi geldi. Gerçekten ‘şaka’ gibi geldi” sözleriyle karşılayan Februniye Akyol, o günleri şöyle anlattı:

“Bizim Midyat’tan BDP ile yakın Süryani çevremiz böyle bir şey söz konusu. Bizi çok iyi temsil edebileceğine inanıyoruz, biz senin adını önereceğiz dediler. “Olmayacak ama verin” dedim. İlk Mardin’deki kadın hareketinden arkadaşlarla bir sohbet havasında bir araya geldik. Ablamla birlikte gittim. O da BDP’de çalışıyor. Sohbettik ettik. Daha sonra Diyarbakır’dan parti mülakata çağırdı. Mülakatta kendimi anlattım. Neler yapmak istediğimi ve Kürt Özgürlük Hareketi’ne olan yaklaşımımı paylaştım. Daha sonra kısa bir bekleme sürecinin ardından tekrar Diyarbakır’a davet edildim. Ben hala görüşme için davet edildiğimi düşünürken, BDP’nin eşbaşkan adayı olduğumu öğrendim. Hafize arkadaşla da orada karşılaştım. Adaylıktan çekilenin kendisinin olduğunu bilmiyordum. Tanıştık ve o an öğrendim. Onun da bana eşlik edeceğini öğrenince bana cesaret geldi. Tabii ki bir desteğe ihtiyacım olacaktı parti içinden. Bunun Hafize arkadaş olması benim için ayrıca bir mana taşıyor.”

HEM KADIN HEM SÜRYANİ OLMAK...

“Süryani çevremde, gençliğim ve deneyimsizliğim eleştiri konusu oldu. Bunların haklı yanları var” diyerek tüm içtenliğiyle sözlerini sürdüren Februniye Akyol, “Ama şöyle bir durum var. Ben bu topraklarda doğdum. Bu topraklarda, büyüdüm. Ben her zaman için söylüyorum. Burada yaş kavramı yoktur. Yaştan dolayı bir olgunluk söz konusu değildir. Zaten sen kadın olarak doğuyorsan olgun olmak zorundasın bu topraklarda. Hele bir de hem kadın hem Süryaniysen zaten daha bir güçlü olman gerekiyor. Biz burada tabiri caizse kamçılana kamçılana büyüyoruz. Acıların içinde büyüyoruz.”

“ROJAVA’DA OLAN MARDİN’DE DE OLABİLİR”

“Kürt Özgürlük Hareketi’yle iç içe büyüdüm. Ben eğer bir siyasi oluşumda yer alacaksam bu zaten Kürt hareketi dışında bir şey olamazdı.” diyerek siyasi konumunu özlü olarak izah eden Akyol devamla şunları söyledi: “Demokratik Ulus kavramında öncelikle biz olaya sadece belediyecilik olarak bakmıyoruz. Alt yapı üst yapı. Hizmet vs. Biz bunu aşmış bulunmaktayız. Zaten sloganımızda öz yönetimle özgür kimliğe. Mardin stratejik bir yer. Çok kültürlü ve çok çeşitli halklarıyla ön planda olan bir şehir. BDP diğerlerinden farklı olarak her kimliğin kendi içinden insanların temsil etmesini sağlıyor. Bu anlamda eğer Süryani varsa Mardin’de, Süryanileri bir Süryani temsil etmeli. Buyrun diyor. Buna baktığınız zaman bugüne kadar politikalarda görülmemiş bir durum. Bu anlamda Kürt Özgürlük Hareketi’nin çok farklı bir boyutu var. Bunun en iyi örneğini Rojava’da görüyoruz. Mardin için de neden olmasın. Bunun için çalışacağız.”

“DİĞER YARIMIZ ROJAVA’DA”

Rojava’nın da Süryani toplumu tarafından yakından izlendiğini söyleyen Akyol, “Çünkü bizim parçamızın diğer yarısı orada. Kamışlo-Haseki etrafında. Sayıları buradan daha kalabalıktı. Şu anda savaşın da etkisiyle azaldı. Ciddi bir göç söz konusu. Bizim toplumumuz savaşçı bir toplum değil. Bu bilinen bir gerçek. Biz de daha bir barışçıl, hoşgörüye dayalı dini inançtan kaynaklanan bir durum söz konusu. Orada kalıp da mücadele veren arkadaşlarımız da var halkımız da var. Bu insanlar kendilerine Kürtlerin içerisinde yer buldu. Kürt hareketinin bilinen demokrasi deneylerinden farkı da bu.”

“BİZİM TEMELİMİZ SEVGİ”

“Süryanilik, hristiyanlıktan bağımsız düşünülemez” sözleriyle Süryani toplumunun düşünme biçimlerinden de söz eden Akyol, “Bizim toplumumuzda İncil’de yazılanlar etkilidir. ‘Tanrı sevgidir. Sevgide yaşayan tanrıda yaşar.’ Bunun yanı sıra ‘Komşunu kendin gibi sev’ şeklinde sevgi temeli üzerine kurulan bir dini inanç söz konusu. Bunu da bırakın bir kenara İsa tutuklanacağı zaman ‘Eli kılıç tutan herkes kılıçla yok olur’ diyor. Biz bu temeller üzerinde yaşıyoruz” diyor.

“KÜRT HALKI BENİ ÇOK SEVDİ”

Adaylığı açıklandıktan sonra kendisine karşı ilginin nasıl olduğunu sorduğumuzda, “Benim adaylığım diğer halkları da cesaretlendirdi. Kürt halkı beni çok sevdi. Onlardan çok olumlu tepkiler alıyorum. Bunlar beni ayrıca onore ediyor. Güzel başladık. Motivasyonum iyi. Kendime güvenim tam. Güzel gidiyor” yanıtını alıyoruz.