Başbakan Davutoğlu, HDP'nin, 1 Kasım'ın Dünya Kobani ile Dayanışma Günü ilan edilmesi nedeniyle yaptığı çağrıya tepki gösterdi.

Gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Başbakan Ahmet Davutoğlu,bir gazetecinin "Kobani için tekrar sokak çağrısı yapıldı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna şu yanıtı verdi:

"Bu olan olaylardan ders alınmadığını gösteriyor. Ben bütün vatandaşlarımıza başka bir çağrıda bulunuyorum. Hiçbir şiddet olayının içinde yer almaları gerekir. Şiddet üzerinden hak talep etmek dünyanın hiçbir yerinde kabul göremez. Hiçbir demokratik ülkede şiddet kullanarak etrafa zarar verecek hak talebi maruz görülemez. Bütün valilerimize gerekli talimatlar da gitmiştir. Kesinlikle kamu düzeninin bozulmasına izin verilmeyecektir. HDP ve diğer siyasal zeminde mücadele ettiğini, barışçı siyasi bir parti olduğunu göstermenin vaktidir. Bu tür çağrılarla halkı sokağa dökmek siyasal yöntem değildir. Toplantı ve gösteri yapmanın belli kuralları var . Bu kurallar yerine getirildiğinde yapılabilir. Ama bu kurallar ihlal edilip halkımız şiddete teşvik edilirse, bu şiddetin en büyük zararı bu şiddet çağrısı yapanlara döner. Halkımızı sükûnete ve bu tür şiddet çağrılarına kesinlikle cevap vermemeye davet ediyorum. Huzur içinde var olan meseleleri konuşma imkanı varken sokağa dökülme çağrıları yasal, iyi niyet değildir. Çözüm perspektifine ve şu ana kadar yürüttüğümüz samimi çabalara da zarar verici mahiyettedir. Umarım HDP yetkilileri bu gelişmelerden gerekli dersi alırlar ve gerçek bir siyasi parti gibi davranma yönünde hareket ederler. Siyasi partilerin her şeyden önce toplumsal huzuru koruma görevleri vardır. Bu sorumluluk çerçevesinde hareket etmelerini bekliyoruz."

HDPNİN ÇAĞRISI

HDP-DTK-DBP Eş Genel Başkanları ve HDK Eş Sözcüleri, 1 Kasım Dünya Kobani ile Dayanışma Günü ilan edilmesi nedeniyle ortak basın açıklaması yaptı.

Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Hatip Dicle, Selma Irmak, Kamuran Yüksek, Emine Ayna, Sebahat Tuncel ve Ertuğrul Kürkçü imzalı yazılı açıklamada, dünyanın birçok ülkesinde milyonlarca insanın, Kobani’de IŞİD vahşetine karşı direnenlerle dayanışmalarını ifade edeceklerine işaret edileceği belirtildi.

1 Kasım, aralarında Nobel Barış Ödülü sahiplerinin, akademisyenlerin, aydınların, yazarların, sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin de bulunduğu binlerce kişinin çağrısı ile Dünya Kobani Günü ilan edildiği hatırlatılarak, “Demokratik, dayanışmacı, şiddetten uzak, barışçı bir hakkın kullanımı olarak gerçekleşecek etkinlikler, basın açıklamaları, toplantılar ve yürüyüşler ile IŞİD barbarlığına karşı ortak bir sesin yükselmesi, küresel düzeyde bir duygu birliğinin oluşması sağlanacak. Halklarımız da, küresel eylemin ruhuna ve içeriğine uygun olarak, dünyanın çok farklı ülkelerinde gerçekleşecek olan dayanışma etkinliklerine Türkiye’den bir mesaj gönderip, demokratik ve barışçı gösteri haklarını kullanarak, Kobanê için yükselen ortak sese ve duyguya katılacaktır” denildi.

“ETKİNLİKLERİN DEMOKRATİK BİR ÇERÇEVEDE GERÇEKLEŞMESİNE İMKAN SUNULMALI"

Açıklama, “Dünyanın diğer ülkelerinde olduğu gibi, Türkiye’de de hükümetin yasaklama veya müdahale etme yerine, demokratik haklarını kullanacak olan insanlara saygı göstermesini, anayasal güvence altında olan hakların kullanımı konusunda duyarlı davranmasını, etkinliklerin demokratik bir çerçevede gerçekleşmesine imkan sunmasını bekliyoruz. Kobanê, dünyanın her köşesinde, IŞİD vahşetine ve saldırganlığına karşı bir sembol haline gelmiştir. Kobanê ile dayanışmayı büyütmek, Irak ve Suriye’de bu saldırganlığın önünün alınması ve püskürtülmesi için önemli bir duygu ve fikir birliğinin yaratılmasına yol açacaktır. İnanıyoruz ki, Kobanê’de direnenler ve onlarla dayanışma içinde olanlar kazanacaktır...” cümleleriyle sona erdi. (Taraf)