HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım, Tutuklu Mardin Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Ahmet Türk’ün sağlık durumuna ilişkin raporun Adli Tıp Kurumu'ndan geçtiğini ve tahliye edilmesi yönünde bir kanaatin açığa çıktığını söyledi.

Yıldırım, "Mahkemenin hala neden bu raporun gereğini yerine getirmediğini anlamakta güçlük çekiyoruz" dedi.

KCK Ana Davası ile aynı dönemde açılan davaların Gülen grubunun kumpası olduğu gerekçesiyle düşürüldüğünü ifade eden Yıldırım, KCK davasında hükümet ve Gülen yapılanmasının ortaklığının devam ettiğini savundu.

Yıldırım, “Yani bunların Gülen cemaatinin devletin kurulu düzenine karşı bir darbe giriştiği doğru, ama iktidar söz konusu Kürtler olunca bugün dahi Gülen cemaatiyle ortaklığı sürdürdüklerini bu gibi davalarda görüp, izliyoruz” dedi.

CHP’nin hayır kampanyasını eleştiren Yıldırım, “CHP'nin hayır kavramını ciddi bir şekilde eleştiriyoruz. CHP 100 yıllık statükoyu korumak için hayır diyor. Değişikliği yapmak isteyenler de ülkeyi 200 yıl geriye götürmek istiyor. Biz ikisini de ret eden bir noktadan, bu ülke insanlarının kalıcı ve onurlu barışı barındıran, 80 milyon insanın kendini içinde gördüğü bir toplumsal sözleşmeyi hak ettiğine inanıyoruz” dedi.

Mardin Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Ahmet Türk’ün Diyarbakır’da görülen “KCK Ana Davası”nın duruşmasını takip eden ve aralarında HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım’ı bulunduğu HDP milletvekilleri duruşma bittikten sonra Diyarbakır Adliyesi önünde basın açıklaması yaptı.

‘SÖZ KONUSU KÜRTLER OLUNCA’

Ahmet Türk’ün ve birçok Kürt siyasetçisinin yargılandığı “KCK Ana Davası”nın 8 yıldır devam ettiğini belirten Yıldırım, şöyle konuştu:

“Ama şu bina maalesef, Kürtlerin söylediği her sözün, attığı her adımın, yaptığı her siyasetin, yerel yönetim hizmetlerinin dava konusu haline getirilmeye ve yargıya dönüştürülmeye çalıştığı bir binaya dönüştürülmüştür. Yani Kürdün normal yaşamı bile siyasi dava konusu yapılmaktadır. Bu yönüyle de bunların büyük bir çoğunluğu normal yaşamın günlük akışı içinde kabul edilebilecek söylem ve fiillerdir.

Bir de bu davanın bir özelliği var. Aynı dönemde açılmış olan ve ülkenin batısında görülen davaların hepsi ya yerel mahkemeler ya da temyiz mahkemeleri tarafından bir bir düşürülüp, sanıkların tamamı beraat ettiği, iddianameler ise neredeyse rejime dönük hazırlanmış bir kumpas iddianameleri olarak kabul edildi.

O dönem siyasi iktidarın ortakları yargıda, kollukta örgütlenmiş olan Gülen cemaatinin mensupları, ne zaman ki iktidara benzer bir yönelimi gerçekleştirdi ve iktidarla ortaklıkları bozuldu. Balyoz, kumpas, Odatv, şike davası ve adını sayamadığımız bir çok dava düşürülürken, siyasi iktidar tarafından terörist olarak adlandırılan savcıların hazırladığı iddianameler, hakimlerin sürdürdüğü mahkemeler bir tek sıra Kürde gelince hala devam ediyor ve siyasi iktidarla olan ortaklıkları bugün dahi sürüyor.

Yani bunların Gülen cemaatinin devletin kurulu düzenine karşı bir darbe giriştiği doğru, ama iktidar söz konusu Kürtler olunca bugün dahi Gülen cemaatiyle ortaklığı sürdürdüklerini bu gibi davalarda görüp, izliyoruz.”

‘BUGÜNLERLERİ HALKIMIZLA BİRLİKTE ATLACAĞIZ’

Bugün görülen davayı izleme nedenlerinin Ahmet Türk olduğunu belirten Yıldırım şöyle devam ett:

 “Kürt siyasetinin ak saçlı, aksakallı değerli büyüğü Ahmet Türk'ün duruşması vardı. Ama Ahmet Türk, bu davadan zaten tutuklu değil, Mardin'de görülmekte olan bir başka dava dosyasından tutuklu. O dosya ile alakalı da bizim gerek Ankara'dan takip ettiğimiz, gerekse de hukukçu arkadaşlarımızın Mardin'den takip ettiği bir bilgiyi paylaşmak istiyorum.

‘AHMET TÜRK 74 YAŞINDA’

Ahmet Türk, 74 yaşında. Sağlık sorunları yaşayan ve bu sağlık sorunları tutuklanmadan kamuoyunca biliniyordu. Ahmet Türk'ün sağlık raporları Adli Tıp'a ulaştı ve tahliye edilmesi gerektiği yönünde kanaatler açığa çıkmasına rağmen, bugün mahkemece bırakılmayışının bizim tarafımızdan yine siyasi bir kararın devamıdır. Elimizdeki bilgi Ahmet Türk'ün sağlık raporunun hazırlandığı ve Adli Tıp'tan geçtiğidir.

Mahkemenin hala neden bu raporun gereğini yerine getirmediğini anlamakta güçlük çekiyoruz. Bugünleri biz atlatacağız. Hem de siyasi mücadelemizle halkımızla, kurumlarımızla birlikte atlatacağız. Biz bugün tutsak olduğumuz için hiç bir zaman utanmayacağız. Toplumsal barışı bu ülkeye hediye etmek için bedel ödediğimizin farkındayız. Ama bu kadar hukuk dışılığı, bu darbe anayasasına aykırı uygulamaları devreye sokanlar yarın bir gün az biraz barış koşullarına sahip olduğumuz zaman asla bugünkü uygulamaları savunamayacaklar, bundan büyük utanç duyacaklar.

Ahmet Türk'ü yaklaşık 45 dakika görme şansımız oldu. 1-2 dakika da milletvekili arkadaşlarımızla birlikte yanına uğrayıp merhabalaştık. Sağlık durumunun çok iyi olduğunu da ifade edemez, ama çok kötü bir sağlık koşullunun olduğunu da söyleyemeyiz.

‘HAYIR KAMPANYASINI TÜM HALKIMIZLA BİRLİKTE YÜRÜTECEĞİZ’

Gazetecilerin “CHP'nin Anayasa değişikliğinde referandumda hayır kampanyasını destekleyecek misiniz?” sorusunu Yıldırım şöyle yanıtladı:

 "Biz böyle bir cümleyi kabul etmiyoruz. CHP'nin hayır kavramını ciddi bir şekilde eleştiriyoruz. CHP 100 yıllık statükoyu korumak için hayır diyor. Değişikliği yapmak isteyenler de ülkeyi 200 yıl geriye götürmek istiyor. Biz ikisini de ret eden bir noktadan, bu ülke insanlarının kalıcı ve onurlu barışı barındıran, 80 milyon insanın kendini içinde gördüğü bir toplumsal sözleşmeyi hak ettiğine inanıyoruz. Buradan hareketle bizim çok güçlü bir hayır kampanyasını tüm halkımız ve kurumlarımızla birlikte yürüteceğiz. Bu çalışmalarımızın CHP ile anılmasını çok doğru bulmayız”

Konuşmanın ardından siyasetçiler adliyeden ayrıldı.

(Kaynak: Dihaber)