HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan, TBMM Plan Bütçe Komisyonu'nda Enerji Bakanlığı bütçesi üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Doğalgaz fiyatlarına değinen Paylan, “Avrupa’nın en havası en kirli 10 şehrinin 8’i bizde. Pursaklar’da hep kömür yakılıyor. Doğal gaz ulaşmasına rağmen kömür yakılıyor. Ve bu kömür kirli kömür. Çünkü o insanların doğal gaz yakmaya cesaretleri yok. Bin lira geliri olan bir evin 300 lira, 400 lira doğal gaz fatura ödeme olasılığı yoktur” dedi.

Enerji Bakanı Berat Albayrak’a bir dizi öneri sıralayan Paylan, şöyle konuştu:

İlk gençlik yıllarımda Hollanda’ya gittiğimde, bizi bir evde ağırladılar, sürekli üşüyoruz, donuyoruz. Çünkü evin ısısı 18 dereceye ayarlanmış. Öyle bir alışkanlık var; Avrupa’da evlere gittiğinizde, iş yerlerine gittiğinizde ısısı belli bir derecededir. Şu Meclis’teyse ben sürekli Başkan'ı uyarıyorum. Odalarımız kışın aşırı ısıtılır, yazın da aşırı soğutulur, böyle bir alışkanlığımız var ne hikmetse. Oysa bunun tersine alışkanlıklar enerji tüketiminde yüzde 50’ye varan tasarruflar getirebilir. Evlerde insanlar fanilayla gezerler bilirsiniz, kışın en soğuk günlerinde. Niye? 27 dereceye ayarlanmıştır o kombiler, yazın da minimum 23 dereceye ayarlanan klimalarla karşı karşıya kalırız. Bununla ilgili bir kamu spotu hiç görmedik Enerji Bakanlığından. Acil eğitime ve alışkanlıklarımızı değiştirmeye ihtiyacımız var.

‘ÇARŞAF ÜTÜLEMEYE GEREK YOK’

Avrupa’da görüyoruz insanlar bisiklete binip işine gidiyorlar, yürüyorlar veya evlerini işlerine yakın yerlere kuruyorlar ama bizde ne alışkanlığı vardır? Herkes binek arabaya binecek, o trafiklerde saatlerce fosil yakıtları yakarak, havamızı kirleterek iş yerine ulaşacak. Maalesef bu alışkanlığı kıramıyoruz özellikle orta ve üst gelirde.

Evlerde çarşafları ütületiyor musunuz mesela Sayın Bakan? Bir Enerji Bakanı olarak diyebilirsiniz ki: “Evde, bizde çarşaf ütülenmiyor arkadaş.” Ben ütületmiyorum mesela ama bizde 100 evden 90’ında çarşaf ütülenir evlerde, ne gerek var. Bu anlamda, alışkanlıkları yönlendirmemiz gereken bir durum var.

‘İNSANLARIN DOĞALGAZ YAKMAYA CESAETİ YOK’

Avrupa’nın en havası en kirli 10 şehrinin 8’i bizde. Pursaklar’da hep kömür yakılıyor. Doğal gaz ulaşmasına rağmen kömür yakılıyor. Ve bu kömür kirli kömür. Çünkü o insanların doğal gaz yakmaya cesaretleri yok. Bin lira geliri olan bir evin 300 lira, 400 lira doğal gaz fatura ödeme olasılığı yoktur.

Bakanlığınızın çiftçilere özellikle küçük çiftçilere belli bir kilovatsaate kadar ücretsiz elektrik verebilmesi gerekir.

‘SOSYAL POLİTİKA DİYE KÖMÜR DAĞITIYORSUNUZ’

Bu anlamda size önerilerim var. Mesela elektrik konusunda belli bir kilovat saate kadar özellikle dar gelirlilere bir imkân sunulabilir. Kömür yakmayabilir insanlarımız. Oysa siz sosyal politikalar çerçevesinde kömür dağıtıyorsunuz. Milyonlarca büyükşehirdeki ev kömür yakıyor, bu, şehirlerin havasını kirletiyor, hep beraber zehirleniyoruz. Sonunda da Sağlık Bakanlığı bütçesinden belki milyarlarca lirayı hastalanan insanlara harcıyoruz.

Petrol fiyatları 120 dolardan 27 dolara düştü geçen sene. Ve genelde hükûmetler düşerken çok fazla bunun lafını etmezler. Ama çıktığında hemen “zam yapmamız lazım” derler. Son bir ayda 3 kez mazota, benzine zam geldi.

BOTAŞ KAR REKORU KIRDI

Geçen sene BOTAŞ kâr rekoru kırdı, ilk başta ismi de gizlendi, sonra araştırdık ki BOTAŞ’mış kâr rekoru kıran. Oysa doğalgaz ciddi bir maliyet kalemi özellikle dar gelirlilerde. Sosyal devlet anlayışı çerçevesinde fiyatı düşürülmesi gereken bir ürünken siz o düşüşü BOTAŞ adına bir fırsata çevirip “BOTAŞ yıllardır zarar ediyordu, bu yılda kâr etsin” deyip geçtiniz. Yılın zararlarını mahsup etmek anlamında bu fiyatı düşürmediniz.

Çok büyük bağımlılık noktasında kalacağız.

Türk Akımı hattıyla beraber doğal gazdaki bağımlılığımız sanıyorum yüzde 60 ve üzerine çıkmış olacak eğer ki devreye geçerse ve çok büyük bir bağımlılık noktasında kalacağız.  Rusya’yla bugünlerde iyiyiz ama iki yıl önce çok kötü duruma geldik siyasi anlamda. Ve tarih olarak da baktığımızda hep iniş çıkış olmuştur Rusya’yla ilişkilerimizde. Çünkü Putin’le olan ilişkilerde kişisel meseleler devreye geçebiliyor. Rusya da sonuç olarak bir Putin ülkesi, o günkü ruh hâline göre değişebilecek siyasi ilişkiler söz konusu olabiliyor.

NÜKLEER SANTRAL

Nükleer santral boyutuyla da hani ilişkiler kötüye döndüğünde, tekrar bu anlamda nükleer santral durdu. Nükleer santral karşıtı tez yazmış bir Bakan olarak soruyum size, gerçekten 2010’da belki bunu tartışabilirdiniz, 2005’te hani rüzgâr ve güneş enerjisi bu kadar maliyetliyken ama bugün gerçekten nükleer santrale ihtiyacımız var mı enerji üretiminde?

HES

Benim çocukluğumda Malatya’da 1,5 metre kar vardı, şimdi 5 santim kar tutmuyor.  Niye? Çünkü her yer HES’lerle dolduruldu ve maalesef nemli bir iklime dönüştü Malatya, Elâzığ. İklim, ekoloji değişti. Daha fazla HES’e ihtiyacımız yok.

KAMU MADENCİLİĞİ

Geçen torbada buraya “Üç ayda sonuç alınamayan ÇED’ler olumlu sayılır” diye bir madde gönderdi Enerji Bakanlığı buraya. İşçi cinayetlerinde, madenlerde dünyada biz 3’üncüyüz, Avrupa’da da 1’inciyiz. Sunumunuzda buna karşı tek kelime duymadık, iş ve işçi güvenliği anlamında tek kelime duymadık. Oysa birinci gündemimiz olması gereken bir adımdır. Kömür üretimi dediğinizde, üretimden önce işçi güvenliğini sizlerden duymak isterdik. Türkiye kamu madenciliği yapamaz mı? Bal gibi de yapar. Daha Soma’yı yeni yaşamışken, bunu acısını yaşamışken ve sürekli işçi cinayetleri yaşarken bu yoldan dönmeniz ve kamu madenciliği yönünde bir vizyon ortaya koymanızı hassaten sizlere öneriyorum.

Yerli araba konusunda elektrikli araba öne konuldu. İçten yanmalıdan vazgeçildi, bu konuda mesuduz. Ama elektrikli arabaların Türkiye’ye nasıl yayılacağı konusunda bir vizyon ortaya koymanız gerekiyor. Fosil yakıtlarından kurtulmamızın yolu budur.

(Demokrat Haber/Ankara)