HDP Merkez Yürütme Kurulu (MYK), Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) Irak'ın Şengal bölgesine düzenlediği hava harekatına yönelik açıklama yaptı.

Açıklamada, “AKP ve Erdoğan Kürt halkından destek bulamamanın intikamını almaktadır” ifadelerine yer verilirken operasyonların, “Türkiye’yi istikrarsızlığın ve kaosun içine sürüklediği” değerlendirmesi yapıldı.

IŞİD’in Ezidi halkına yönelik saldırılarının anımsatıldığı açıklamada, “Suriye Kürdistanı’nın çeşitli bölgelerine yönelik bu saldırılar orada yaşayan başta Kürt halkı olmak üzere farklı halklara ve inançlara yöneliktir. IŞİD’in 3 yıl önceki soykırım hamlesi ile karşı karşıya kalan, kendi toprağını ve yaşam alanını savunan Ezidi halkına yönelik saldırganlık çok ağır bir karardır ve suçtur. IŞİD’in yarım bıraktığını tamamlama hamlesidir” denildi.

HDP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) imzasıyla yayınlanan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

“Savaş uçakları son 2 gündür ardı ardına Irak ve Suriye’nin kuzeyine yönelik bombardımanı sürdürüyor. Şengal’e ve Suriye Kürdistanı’nın çeşitli bölgelerine yönelik bu saldırılar orada yaşayan başta Kürt halkı olmak üzere farklı halklara ve inançlara yöneliktir.

IŞİD’in 3 yıl önceki soykırım hamlesi ile karşı karşıya kalan, kendi toprağını ve yaşam alanını savunan Ezidi halkına yönelik saldırganlık çok ağır bir karardır ve suçtur. IŞİD’in yarım bıraktığını tamamlama hamlesidir. IŞİD’in Ezidi kadınlarını köleleştiren, binlercesini halen elinde esir tutan insanlık dışı saldırılarına direnmiş, kendini savunmuş olan Ezidi halkı bugüne kadar Türkiye’ye yönelik en küçük bir tacizde bulunmamıştır. Ezidilerin karşı karşıya kaldığı bu imha ve sürgün politikası kabul edilemez.

Yine IŞİD barbarlığına karşı direnen, mücadele eden, Suriye topraklarında kendi yerini, yurdunu ve kimliğini savunan Rojava halklarına yönelik düşmanca tutum da kabul edilemez. Bu da IŞİD’i yok olmaktan kurtarma hamlesidir. Bu saldırılar ile Kürtler başta olmak üzere Arap, Türkmen, Ezidi, Süryani ve diğer halkların tüm kazanımları tehdit edilmektedir. Orada yaşayanların ortak geleceklerini kurmaları, demokratik ve eşit bir halklar yönetimini sağlamaları Ortadoğu’nun bütün ülkeleri için örnek alınması gereken bir durumdur.

AKP-Erdoğan iktidarı, referandumda ülke içinde yaşadığı irtifa ve destek kaybını örtmek, milliyetçi kesimleri yeniden etrafına toplamak için bu hamleleri başlatmıştır. Özellikle Kürt halkından destek bulamamanın intikamını almaktadır. Bu saldırganlık ne yazık ki Türkiye’yi her gün biraz daha istikrarsızlığın ve kaosun içine sürüklemektedir. Türkiye, bölgenin barış ve demokratik siyaset gücü olmak yerine saldırgan bir yapı haline gelmektedir. Erdoğan’ın yeni güvenlik konsepti tamamen güvensizdir ve saldırganlığa dayanmaktadır.

Komşularıyla kavgalı ve çatışmalı hale gelmesi Türkiye halklarının çıkarına değildir. Bölgede yaşanan sorunlar demokratik siyaset zemininde, diyalog ve barışla çözülmelidir; savaş, çatışma ve karmaşa yaratarak değil.

Bir kez daha çağrı yapıyoruz: Şengal ve Rojava’nın çeşitli bölgelerine yönelik saldırıları durdurun. O bölgelerde yaşayanlar düşmanımız değil kardeşimizdir. O bölgeleri 3 yıldır halklar ve inançlar için bir cehenneme çevirmiş olan IŞİD barbarlığına karşı mücadele edenleri, direnenleri hedef almayın. Uluslararası demokratik kurumlara çağrı yapıyoruz: Bu saldırganlığa karşı sessiz kalmayın, durdurulması için tutum alın.

Komşularımızla ve kardeşlerimizle savaşmak yerine barışı, eşit ve birlikte yaşamı kurmak için bizler kararlı duruşumuzu sürdüreceğiz. Çözüm savaşmakta değil, konuşmakta, demokratik siyaseti korumakta ve geliştirmededir. Bu saldırganlık kabul edilemez, kimseye fayda da sağlamaz.”

(Haber Merkezi)