Halkların Demokratik Partisi (HDP) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) tarafından 1 Eylül Dünya Barış Günü ile ilgili yazılı açıklama yayınladı.

Açıklamada, “Demokrasi, adalet, barış, özgürlük ve eşitlik mücadelesini ortaklaştırmak, bu gidişi durdurmak için önemli bir adım atmak demektir. Gelin demokrasi mücadelesini büyütelim, barışı hep birlikte kazanalım” denildi.

Gazete Karınca’nın haberine göre, açıklamada şu ifadelere yer verildi:

Bu yıl Kurban Bayramı’nın birinci günü, 1 Eylül Dünya Barış Günü’ne denk geldi. Bu güzel tesadüf son derece anlamlı oldu. Çünkü bayramların da özü barış ve kardeşliğe dayanır. Çünkü bayramlarda düşmanlıkların yerini dostluk, dayanışma ve kucaklaşma alır, acı çekenlerin acısına ortak olunur.

Ülkemizde ve bölgemizde barış ihtiyacı her zamankinden daha günceldir. Barış, bölge ve Türkiye halkları için çatışmaların ve savaşın sürdüğü ve derinleştiği bir dönemde, her gün ısrarla tekrarlanması gereken bir hedeftir.

Barış mücadelesi, barışın imkan ve koşullarının olmadığı zamanlarda önemli ve değerlidir. Savaş ve çatışmaların olduğu ülke ve toplumlarda barış mücadelesini sürdürmek, barışın sözcülüğünü yapmak, bu talebin zeminini olgunlaştırmak en önemli görevlerden birisidir.

Bugün savaş, çatışma ve gerginlik, ayrıştırıcı ve düşmanlaştırıcı üslup AKP-MHP ittifakının ayakta durmasının koşuludur. Erdoğan-Bahçeli ittifakı, iktidarını sürdürmek, tahakkümünü derinleştirmek için toplumu kutuplaştırmaktadır. Türkiye, bugün faşizmi kurumsallaştırma süreciyle bu sürece direnen demokrasi güçlerinin mücadelesine sahne olmaktadır. İktidar, akıl ve vicdan dışı uygulamalarıyla, sadece Türkiye halklarının değil Ortadoğu halklarının da geleceğini tehdit eden yaklaşımıyla artık bölgesel ve küresel bir sorun haline gelmiştir.

AKP iktidarı, uygulamaları ve söylemiyle bölgeyi sürekli bir savaş girdabına hapsetme anlayışındadır. Bugün Ortadoğu’da, Irak’ta, Şengal’de, Suriye’de, Rojava’da bölge halklarının IŞİD’e ve onu destekleyen yapılara karşı uzun süredir büyük bedeller ödeyerek sürdürdüğü insanlık mücadelesi aynı zamanda bir demokrasi, özgürlük ve barış mücadelesidir.

Türkiye’de de siyaseti savaş ekseninden çıkaran, barış ve demokrasi zeminine oturtan bir mücadele demokratik siyasetin önde gelen amacıdır. Bölgede ve ülkede barış ortamının geliştirilmesi mücadelesi, bir taraftan toplumsal barışın sağlanabilmesi için yapılması gerekenleri, barış ve özgürlük iradesini sergiler; diğer yandan da bölge barışını hedefler.

HDP’yi, bileşenlerini ve kurumlarını demokratik siyasetten tasfiye etmeye çalışmak, barış olmasın diye çabalamak demektir. 1 Eylül’de bir kez daha demokratik siyaset konusundaki kararlı duruşumuzu vurguluyoruz. HDP, demokrasi ve barış mücadelesini faşizme ve her türlü adaletsizliğe karşı kararlı bir şekilde sürdürecektir. Barış mücadelesinin toplumsal karşılığının yaratılması, bu talebi ete kemiğe büründürecek imkân ve koşulların oluşturulması için demokratik siyaset alanında elinden gelen her şeyi yapacaktır.

1 Eylül’de Türkiye demokrasi ve barış güçlerine; vicdan sahibi tüm yurttaşlara, sivil toplum örgütlerine, sendikalara, meslek birliklerine, siyasi partilere, demokratik kitle örgütlerine barış çabalarını ortaklaştırma çağrısını yapıyoruz.

Demokrasi, adalet, barış, özgürlük ve eşitlik mücadelesini ortaklaştırmak, bu gidişi durdurmak için önemli bir adım atmak demektir. Gelin demokrasi mücadelesini büyütelim, barışı hep birlikte kazanalım.