HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen, 1 Kasım erken seçimleri için yürüttükleri seçim çalışmalarına ilişkin HDP Genel Merkezi'nde basın toplantısı düzenlendi.

Bilgen, ilk olarak genel merkez binasının yakılarak, aday başvuru dosyaların imha edilerek seçimlere girişlerinin engellenmek istendiğini, ancak buna rağmen dosyaları kısa sürede yeniden hazırlayarak, bu engeli aştıklarını belirtti.

Bilgen, 7 Haziran'da ortaya çıkmış iradenin yok sayılmak istenerek, ülkeyi birlikte yönetme beklentisinin görmezden gelindiğini dile getirdi ve AKP'nin 7 Haziran yenilgisini spekülasyonlarla örtmeye çalıştığını ifade etti. Yaşananların nedeninin seçim sonuçlarını sindirmemek olduğunu belirten Ayhan, HDP'nin de bu kapsamda itham edildiğinin altını çizdi.

HDP'ye bazı sandıklarda yüzde yüz oy çıkmasının da speküle edildiğine işaret eden ve bu oyların sayısının 50 bin olduğunu belirten Ayhan Bilgen, buna karşın HDP'ye 24 bin sandıkta hiç oy çıkmamasının asıl tartışılması gereken nokta olduğunu söyledi.

'SANDIK KURULU ÜYELİĞİ' ÇAĞRISI

Bilgen, 1 Kasım seçimlerinde bütün duyarlı yurttaşları kullanılan her bir oya sahip çıkmaya çağırarak, "İlk defa partimiz sandık kurulunda temsil edilecek. Sandık kurulu üyeleri müşahit değillerdir. Üyeler sadece izlemez ve itirazda bulunmazlar o sandıklarda karar verici durumdadırlar. Dolayısıyla 7 Haziran'da yok sayılan iradeyi, ortaya çıkan sonucu sindirememeyi en iyi cevaplama yöntemimiz 1 Kasım'da verilen oylara sahip çıkmaktır" sözleriyle, 27 Eylül'e kadar herkesi sandık kurulu için HDP il ve ilçe teşkilatlarına başvuruda bulunmaya davet etti.

'MUHTAR TOPLANTILARININ NEDENİ ORTAYA ÇIKTI'

Bilgen, açıklamasının devamında başta Diyadin ve Antep olmak üzere kimi bölgelerde muhtarlardan dilekçeler toplanarak, ulaşım imkanı olmadığı, hatta meteorolojinin 1 Kasım için kar uyarısı yapacağı öngörüsüyle sandıkların merkezi yerlerde kurulması yönünde kimi girişimlerin başlatıldığını aktardı. Bilgen, konuya ilişkin, "Biz Sayın Cumhurbaşkanı'nın neden muhtarlarla bu kadar içli dışlı olduğunu, aslında muhtarlar üzerinden bir seçim kampanyasını yürütmeye çalıştığını aslında şimdi daha yeni anlıyoruz" ifadesini kullandı.

CUMHURBAŞKANI SEÇİM GÜVENLİĞİNİN ÖNÜNDEKİ TEK ENGEL

Bilgen, Cumhurbaşkanı'nın bir partiye doğrudan doğruya oy istemesinin sandık güvenliğini ve iradenin temsili önünde en büyük engel olduğunu belirtti.

Bilgen, 7 Haziran'da olduğu gibi diğer partilerle kıyas olmayacak ölçekte kadın temsiline imkan oluşturduklarını belirterek, HDP listelerinde yüzde 41,5 kadın aday, yüzde 14,5 de genç aday bulunduğu bilgisini verdi.

Bilgen, 2 Ekim'de seçim beyannamesini kamuoyu ile paylaşacaklarını o tarihe kadar da bütün teknik hazırlıklarını netleştirmiş olacaklarını kaydetti.

İRADEYİ YOK SAYANLARA 1 KASIM'DA DERS VERİLECEK

Bilgen, bu seçimin aslında demokrasinin kurumlaşması ya da sinsi darbe alışkanlıklarının meşrulaştırılması açısından bir yol ayrımı olduğunu ifade ederek, "Dolayısıyla da son derece ciddi bir hazırlık yapacağız; gözdağı ile korkutmayla, binalarımızı yakarak bizi barış ve demokrasi mücadelesinden vazgeçirmeye dönük arayışlara gereken dersi 1 Kasım'da vereceğiz" diye konuştu.

Bilgen bu açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

'TÜRKİYE'NİN SORUMSUZ CUMHURBAŞKANI VE YETKİSİZ BAŞBAKAN SORUNU VAR'

Bilgen, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Yenikapı mitingindeki söylemlerine ilişkin yöneltilen soruya, "Eğer Türkiye'nin Kürt sorunu yoksa geriye bir sorun kalıyor. Türkiye'nin sorumsuz Cumhurbaşkanı ve yetkisiz Başbakan sorunu var. Yersiz konuşmalar ve yersiz açıklamalarla anayasanın kendisine çizdiği çerçeveyi tanımayacağını tam bir Kasımpaşa kabadayısı üslubuyla ilan eden, meydan okuyan tarzın kendisi doğrudan Türkiye'deki barış ve demokrasinin önünde bir engele dönüşmüştür. Sayın Cumhurbaşkanı galiba İsviçre marka saat meraklısı yerli siyasetçilerden bahsediyor. Hırsızlığın siyasette hiçbir önemi yok olacak ki yerlilik ve millilik vurgusu başka bir şeyi hatırlatıyor bize. Almanya'da demokrasinin tümüyle askıya alındığı Hitler'in aktör olduğu son seçimlerde de safkan milletvekillerine oy istemi vardı. Yunanistan'dan dün 3 Türk milletvekili temsil imkanı bulacak. Buradaki milletvekilleri Yunanistan'da hain konumunda mı? Herkesin ağzından çıkanı kulağının duyması gerekir. Bu temsili imkansızlaştıran siyasi kültür Kenan Evren'in Türkiye'ye bıraktığı bir mirastır. 2002 ruhuna dönme iddiasında bulunanlar aslında 1982 ruhuna sığınıyorlar" yanıtını verdi.

HDP'NİN BAŞARILI OLDUĞU YERLERDE OY KULLANIMINI ENGELLENİYOR

Bilgen, muhtarlar üzerinden sandıkların merkezi alanda kurulmasına karşılık bir girişimlerinin olup olmayacağına ilişkin ise, "Sandıklarla ilgili kaygısı olanların HDP'nin başarılı olduğu yerlerde güvenli bölge gibi gerekçelerle oy kullanılmasını engellemeye dönük çabaları çok net korkularını ortaya koyuyor. Biz bunu söylemiyoruz; AKP'nin bütün oyları aldığı kimi sandıklar Urfa'da Bingöl'de var. Burada neden AKP bütün oyları aldı? gibi bir soru sormuyoruz." Bilgen, konuyla bağlantılı olarak şu anda köy boşaltma girişimlerinin olduğuna da dikkat çekti.

DENENEN YÖNTEMLER YENİ YÜZLERLE YENİDEN YAPILIYOR

Bilgen, çatışmalı sürecin başlamasına ilişkin yöneltilen bir başka soruya da yanıt verdi. Çatışmaların başlamasının nedenin çözüm sürecinin gereklerinin yerine getirilmemesi ve çözüm sürecinden vazgeçilmesine bağlayan Bilgen, "Türkiye yeterince ağır bedeller ödemiştir. Yeniden başka eller ve yüzlerle aynı yöntemleri denemenin ne akılcı ne de insani bir tarafı vardır. Biz çözüm sürecinin nasıl olmasına gerektiğine dair konuşuyoruz. Aynı yanlışı yapmayın geçmişte düşülenler yanlışları tekrarlamayın diyoruz" diye konuştu. (DİHA)