HDP, referandum sürecinde ve oylama günü yaşanan baskı ve ihlallere ilişkin raporu açıkladı.

HDP Genel Merkezinde düzenlediği basın toplantısında, 67 sayfalık rapora ilişkin bilgilendirmede bulunan Parti Sözcüsü Osman Baydemir, gazetecilerin gündeme ilişkin sorunlarını da yanıtladı.

Baydemir raporla ilgili şu bilgileri paylaştı:

Gizli oy ve açık tasnif ve serbestiyetlik ilkesinin de yurttaşın elinden alınmış olması ve son olarak da YSK kararı sebebiyle referandumun mutlaka iptali gereklidir.

EN KÖTÜ ÜN HÜKUMETİNDİR

140 sandık başkanımız kötü ünü var gerekçesiyle kabul edilmedi. Ün beğendiremedik hükümete. Ama şu anda en kötü ün bu hükümettedir. Cumhuriyet tarihinin en şaibeli seçimine imza atarak tarihe Kenan Evren’den daha kötü bir ünle geçecekler.

İlçe Seçim Kurulu, üyelerimize “bakın başınız belaya girecek” denildi. Tehdit edildiler. 2200 adayımız daha kuraya girmeden reddedildi. 8 Mart, Newroz ve 15 Şubat; kampanyanın yoğun yürütüldüğü aylarda operasyon adı altında 1092 kişi gözaltına alındı, 203 kişi tutuklandı. Bu kişilerin tamamı kampanyayı yürütecek olan arkadaşlarımızdı.

Peki, 16 Nisan günü neler yaşandı? Gizli oy açık sayım ilkesi yerle bir edildi. HDP müşahitlerinin sandık başına erişimi engellendi, köylere sokulmadı, kadınlar yerine oy kullanıldı, kadın nüfusunun sandık başına gitmesi engellendi, muhtar eliyle oy kullandırttırıldı. 3 milyon oyun kullanıldığı Avrupa’da YSK kararıyla HDP müşahitlerinin ve sandık kurulu üyelerinin oy kullanma işlemine nezaret etmesinin önü kapatıldı.

SONUÇLAR GAYRIMEŞRU

Örneğin Muş’un Çatbaşı köyünde muhtar her seçmenle birlikte kabine girdi, Eleşkirt’in Toprakkale köyünde açık oy kullandırıldı, Bitlis’in Ovakışla köyünde oy kullanmaya giden yurttaşlar GBT kontrolüne tabi tutuldular, Eleşkirt’te muhtar ve korucular kadınlar yerine oy kullandı. Siverek’in Çığrı köyünde silah zoruyla oy kullanıldı.

Bu olaylar teknik olarak ne anlama geliyor? Örneğin ağırlıklı olarak sadece HDP ve AKP’nin oy aldığı 18 ile baktığımız zaman; 420 sandıkta 0 Hayır oyu çıkmış, bu sandıkların neredeyse tamamı kırsal kesimde kurulmuş yani ihlal alanlarının olduğu sandıklardır. Buradaki seçmen sayısı 61711’dir. 420 sandığın 366’sında HDP’nin tek bir müşahiti olamamıştır, alınmamıştır müşahitlerimiz.

Bu illerde 1118 sandıkta evet oranı yüzde 90’nın üzerindedir. Buradaki seçmen sayısı da 237 bine tekabül ediyor. Bu sandıklardan 791 tanesinde de bizim müşahitlerimizin bulunmasına imkan verilmemiştir. Toplamına baktığımızda 1538 sandıktan 298 bin 202 seçmenin oy kullandığı sandıklardan 1157 tanesinde biz var olamadık, engellendik. Bu sandıklardaki sonuçların tamamı gayrı meşrudur, butlandır, yasaya aykırıdır.

SİLAHLI FOTOĞRAF RAPORUMUZUN ÖZETİ

Muş Hasköy’de bir okulda çekilen kalaşnikoflu fotoğraf raporumuzun özetidir. Şahsın sosyal paylaşım sitesinde paylaştığı fotoğraftır. Başbakana sorularım var; eğer hayır oyları yüzde 55 çıksaydı siz bu şahsa nasıl bir muamele uygulardınız? Bu şahıs tutuklanmış olmayacak mıydı? Söz konusu sandıktaki oyların yüzde 90’ı hayır çıksaydı bu sandığın bulunduğu okulun tüm oylarını iptal etmeyecek miydiniz. Bu şahıs rabia işareti değil de zafer işareti yapmış olmasaydı feryat figan etmeyecek miydiniz?

Vali bu şahıs asker değil, korucu değil demiş. Bu çok daha vahim. Asker değilse, polis değilse bu silahı nereden buldu, nereden geldi? Demek ki sizden olduğunda her türlü hukuksuzluk, rezillik meşru. Olmaz böyle şey, zorla rejim değiştirilemez. O rejim herkesin rejimi olamaz. Bir kez daha hakka, hakikate davet ediyoruz. Bu raporun içerdiği tüm hususlar, sadece bu fotoğraf bile YSK’nın şaibeli kararıyla buluştuğunda bu seçim iptal edilmelidir.

Milyonlarca mühürsüz oy kullanılmış. Mühürsüz oy kullanma işlemi HDP’nin, hayır’ın koyduğu bir kural değil. Geçersizdir. Yasa açık ve nettir. 2014 yılında benzer bir durum yaşanıyor, Bitlis Norşîn (Güroymak) ilçesinde AKP haklı olarak itiraz etmiş.

YSK Norşîn’deki seçimi iptal etmiş ve 1 Haziran’da seçim yenilenmiş. Aynı seçim kurulu aynı insanlardan bazıları 2 satırlık bir duyuruyla bu oyların geçerli sayılacağını ifade etmiş. Bu bir tezgahtır. Eğer hile, baskı zorla ve cebirle hayır yüzde 50’nin altına indirilememiş olsaydı mühürsüz oy pusulaları iptalin gerekçesi yapılacaktı. Bu tezgah önceden planlanmıştı. Bir hukuksuzluğu bir başka hukuksuzlukla bir yalanı başka bir yalanla örtmeye çalıştığınızda bunun sonu yoktur.

EKSİK ZARF VE PUSULA GÖNDERİLMİŞ

Pusulalar meselesi sadece pusulalarla sınırlı değildir. Bir başka adımı daha vardır tezgahın. Son birkaç gün kala seçim sonuç tutanağında olması gereken kimi veriler ve sorular tutanaktan çıkarılmış. Sözüm ona tutanak sadeleştirilmiş.

Örneğin seçim kurulundan kaç tane zarf alındı sorusu çıkarılmış. Ve üstelik pek çok sandıkta yetersiz pusula gitmiş. 450 zarf gitmesi gereken yere 350 gitmiş. Ama bunu tespit edemiyorsunuz çünkü bunu tespit etmeyi sağlayacak soru tutanaktan çıkarılmış.

Referandum eşit olmayan koşullarda gerçekleşti. Oy sayma prosedüre aykırı gerçekleşti. Her aşamada uluslararası standartlar çiğnendi ve en baskıcı referandum olarak tarihe geçti. 1982 referandumunda hangi baskıları uyguladıysa biz kat ve kat fazlasını yaşadık. Şükürler olsun ki onca baskıya rağmen Kürtler onuruna sahip çıktı. Kürtler Hayır’ın büyümesine büyük katkı sunarak en büyük fedakarlığı ortaya koyan aktörlerden bir tanesi oldu.

Bugünden itibaren bu ülkenin en acil ihtiyacı yeni bir anayasadır. Kürdün de Alevinin de emekçinin de kadının da Ermeni'nin de işçinin de işsizin de ihtiyacı; hepsinin kendini içinde bulacağı onurlu bir anayasadır. Anayasalar mayadır. Bu paket tuzun kokmuş halidir. Tuz kokmuştur. Bu realite üzerinden yeni bir başlangıç yapmak gerekiyor. Bu yeni başlangıçta HDP olarak her katkı sunucu tavrı sunmaya hazırız. 24 milyonun dışlanmayacağı yeni bir mutabakatı bu ülke acilen gündemine almalıdır.

Baydemir gazetecilerin sorularını da yanıtladı;

SORU: “Bu iş bitti, nokta kondu” dedi Cumhurbaşkanı, sizce de öyle mi? AİHM ve Anayasa Mahkemesine başvuracak mısınız?

Yargı bağımsızlığı dediğimiz meselenin ne kadar önemli olduğu Sayın Cumhurbaşkanının bu açıklamasından da anlaşılıyor. Seçim, yargı hakemliğinde yapılır ama YSK hakem değil taraf olmuştur. Suç duyurusunda bulunduk, itiraz ettik 2. aşama AYM’ye ve AİHM’e gitmektir. Bundan etkin bir sonuç alınacak anlamı çıkmamalıdır. Kayıtlara geçmesi tarihe not düşülmesi açısından da bu mekanizmalara başvuracağız. Sayın Cumhurbaşkanı’na de seslenmek istiyorum: Hiçbir şey bitmedi her şey yeni başlıyor. Bu ülkenin farklılıklarını, 24 milyonu, Kürt halkının haklı davasını nereye koyacaksınız? Bu paket ret, inkar ve isyan kısır döngüsünün devamı anlamına geliyor. Bu kısır döngüden çıkmak için dönüp sonuçları yeniden okumak gerekiyor.

SORU: AGİT Raporu ile ilgili eleştiriler var, değerlendirmeniz nedir?

Ana hatlarıyla bizim tanıklık etmiş olduğumuz konuların ön değerlendirmeye girdiğini görüyoruz. Ama tüm teferruatlar ana rapora girecek mi göreceğiz. AGİT, AB, Avrupa Yerel Yönetimler Kongresi ve tüm komisyonlar Türkiye’nin içinde yer aldığı ve hatta işleyişine finansal destek sunduğu mekanizmalardır. Bu mekanizmalara destek sunacaksınız ama siz eleştirildiğinizde kararlarını tanımayacaksınız. Size destek olduklarında Avrupa kurumlarını seveceksiniz ama siz hata yaptığınızda şaibe olduğunda hırsızlık yaptığınızda, eleştirdiklerinde onları sevmeyecek, tanımayacaksınız. Kusura bakmayın, hiç mantıklı değil. Böyle yaptıkça itibarsızlaşmaya da devam edeceksiniz.

Son iki yıldır hükümet şer cephesiyle, iç ve dış düşmanlıkla hareket ediyor. 2 yıldır şer cephesiyle, kriz ve kaos yönetimi ile idare etmeye çalışıyor. Bu şer cephesinin toplamı yüzde 7’lerdedir, ama bu referandumda tüm eşitsiz koşullara rağmen ancak ve ancak yüzde 51 çıkmıştır. Şer cephesi AKP’ye kaybettirmiştir. Bu büyük bir erimenin ifadesidir. Bunu görüp kuruluş felsefesine dönmek varken, rotayı Avrupa’ya çevirmek varken bu düşmanlık politikası Türkiye’ye kaybettirecektir.

SORU: HDP’nin müşahitlerinin engellendiği bölgelerde CHP müşahitleri de mi yoktu?

Bahsettiğimiz sandıklar toplamda 18 ile ait sandıklar. Bu 18 ile geçmiş seçimler itibariyle baktığımızda yüzde 98 AKP ve HDP oy oranı vardır. Bu sandıklarda CHP’nin müşahitleri yoktur. Hayır’ın hakkını savunacak müşahit sandık kurulu görevlisi yoktur. Bizim de olmamız engellenmiştir. Dolayısıyla mevzuat, kanun, hukuk gözetilmemiştir. Geçmiş seçimlerle mukayese ettiğimizde örneğin Urfa’da müşahitlerimizin köye dahi giremeyiş oranında yüzde 50 artış olmuştur.

SORU: Seçmenlerde güvensizlik var. CHP Meclis’ten çekilmeyi değerlendiriyor. HDP için böyle bir gündem söz konusu mu?

HDP adına MYK adına halkımızdan aldığımız güç ve destekle miskali zerre kadar umutsuzluğa yer yok. Tam tersine umutlanmamız için yeteri miktarda milyonlar var bu ülkede. Yeter ki ortak paydalarda buluşabilelim. Yeter ki demokrasiyi, özgürlüğü, adaleti insan onurunu herkes için savunacak bir noktada buluşalım.

SORU: Hayır cephesi olarak 2019’da koalisyon gündeme gelirse tavrınız ne olur?

Bugün eş başkanlar kurulumuz, yarın Parti Meclisimiz bir araya gelecek. Bütün bu ihlal alanlarıyla birlikte seçimin açığa çıkardığı siyasi haritayı irdeleyeceğiz ve mutlak suretle yeni bir yol haritası ortaya konacak. Ama bu ülkenin demokrasiye, özgürlüğe ihtiyacı var. Bu ülkede adalete ihtiyaç var. Çatışmasızlığa ve onurlu bir barışa ihtiyaç var. İhtiyacı olan herkes ortak paydasıyla gelsin. İster evet’e ister hayır’a oy versin. Değişim ve dönüşüm kaçınılmaz olacaktır. Zulüm hiçbir coğrafyada ilelebet sürmedi. Ya değişim olacak ya da zulümde ve şer cephesinde büyük bir erime olacak. Seçim sonuçları bu haliyle dahi geleceğe umutla bakmamıza yeterlidir. Bu inancı birlikte büyütelim.