Soner Aydın / Demokrat Haber

HDP Mersin 2. sıra adayı Çilem Küçükkeleş Öz seçimler üzerine ve kadın sorunu hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu. HDP'nin baraj sıkıntısı olmadığına vurgu yapan Öz, kadınların oylarıyla, kadınların sesi olarak Meclis'e gireceğini dile getirdi.

İşte HDP Mersin 2. sıra adayı Çilem Küçükkeleş Öz ile gerçekleştirdiğimiz söyleşiden öne çıkanlar:

7 Haziran seçimlerinde Mersin'de HDP'den Milletvekili adayı oldunuz. Mersin'e daha önce geldiniz mi? Mersin hakkında neler biliyorsunuz?

Evet, Mersin'e daha önce geldim. Yerel seçimlerde Mersin'de idim. Bu vesileyle Mersin'i yakından takip etme fırsatı buldum. Mersin'deki seçmen profilini görüp inceleme şansım oldu. Sonrasında da kozmopolitlik yapısından kaynaklı kadın programları çekmek için Mersin'e geldim. Mersin fikrimin olduğu, diğer şehirlere oranla daha iyi tanıdığım bir şehir.

Mersin'de en çok dikkatinizi çeken şey ne oldu?

Mersin'e 90 yıllarda çok sayıda Kürt göçü oldu. Şuanda aynı şeyi Suriyeliler yaşıyor. Suriyeliler savaştan kaçarak kendilerini buraya attı. Ancak hükümetin Suriye politikası halkların kardeşleşmesini engelliyor. Bu kadar işsizlik rakamları açıklanınca, insanlar ekmeklerini bir başkası ile paylaşmakta zorlanıyor. Çok övünüyorlar, işte şu kadar yardım ettik şu kadar kişiyi barındırıyoruz diye. Ama ben Mersin'de gördüm ki devlet hiçbir şey yapmamış aslında. Öyleymiş gibi gösteriyor sadece. Ben şuna inanıyorum, Mersin'de çok ciddi kardeşleşme olacak. Savaştan kaçıp bu kente gelen Suriyelilere insanlık anlamında yapabileceğimiz bir şey olduğuna inanıyorum.

Şu an Mersin'de ilk 3 sıra içinde yer alan ve dolayısıyla seçilme ihtimali olan tek kadın adaysınız. Partilerin hem Mersin'de hem de Türkiye'de kadın aday sırasını değerlendirir misiniz?

Partilerin kadın adayları yetersiz. Ancak HDP'de durum çok farklı. Şuan Mersin'de listemizde 5 tane kadın aday var. Her çevreden kadın aday var. Benim bir kimliğim var. Diğer kadın adayların bir kimliği var. Partimizde fermuar sistemi ile kadın-erkek oranı eşit. Çünkü HDP genel kurulum itibariyle kadınların büyük emeğinin olduğu bir parti. Kamuoyu HDP'yi yeni tanıyor olabilir ama bileşenlerinde yer alan kadınların uzun yıllar, yoğun emek verdiği bir parti. HDP'yi tanımlamak gerekirse; HDP, bütün bileşenlerinin uzun yıllardır verdiği mücadelenin bir çatı altında toplanmış halidir. Doğal olarak bu tecrübe, bu bilgi birikimi böyle bir sonuç ortaya çıkartıyor. Özellikle Eşbaşkanlık ve fermuar sistemi HDP içindeki kadınların ortaya koymuş olduğu bilgi birikiminin bir ürünüdür. Evet toplum buna çok alışkın değil. Sanki biri kadınlara yer açıp lütuf göstermiş gibi davranılıyor. Ancak bu böyle değil. Eğer kadınlar 'Varız' derlerse varlar. Eşbaşkanlık ve fermuar sistemi HDP'nin içindeki kadınların getirmiş olduğu var olma şeklidir aslında. Mersin'de siyasi çalışmalar yürütürken başka siyasi partilerden kadın adaylarla karşılaşsaydık keşke. Kadın adaylar alt sıralarda maalesef. Mersin'de bir kadın İl Başkanı dahi göremedim. Her yerde diğer siyasi partilerin erkek adaylarıyla karşılaşıyorum. Bu çok acı. Ben kadınların nerede ne şekilde olursa olsun siyaset yapmasını çok değerli ve önemli buluyorum. Çünkü biz kadınların şöyle bir özelliği var. Örneğin; Ben, benden önceki siyasi tecrübelerin üzerine bir şeyler katacağım.  Benden sonraki arkadaşlarımda o yoldan gidecekler. Bir bilgi birikimi, deneyim olacak. Bizim yatığımız hiçbir şey sadece kendi hanemize değil, en önemlisi yaptığımız her şey kadınların tecrübe hanesine yazılacak olmasıdır. İsterdim diğer siyasi partilerden de ilk sıralarda kadın adaylar olsun. Onlarla Nükleer gibi, kadına yönelik şiddet gibi önemli konularda ortaklaşabilirdik.

Son zamanlarda kadına yönelik şiddet giderek artıyor ve sizde kadın hareketi içinden gelen bir adaysınız. Kadına yönelik artan bu şiddetin nedenleri nelerdir? Nasıl bir önlem alınabilir?   

Öncelikle Özgecan şahsında da buraya gelmiş olmak benim için ayrıca çok değerli. Bu şehirde bir kadın vahşice öldürüldü. Ben bir kadın olarak bu şehirde olmayı ekstra değerli buluyorum. Özgecan'dan bu yana ciddi bir kadın hareketi var. Bence AKP'yi son süreçte en çok korkutan bu. Çünkü AKP bugüne kadar kadınların sırtında siyaset yapmış bir parti. Partilerinde kadınlara hiç yer vermediler ama her seçim öncesi kadınlara yalvarırlar. Çünkü AKP'ye oy veren kadın sayısı da çok fazla. Ancak bu güne kadar kadınlara partilerinde görev vermedi. Örneğin kadın bir İl Başkanı yok. Verdiği görevlerde sınıfsal oldu. Ama sıkıştıkları anda ilk gündem maddesi kadınlar oluyor. Ne zaman ekonomik, siyasi, parti içi sıkıntılar ortaya çıksa muhakkak bir kadın gündemi yaratılıyor. Kürtaj üzerine konuşurlar, evlenme üzerine konuşup ortaya bir laf atarlar.  Ancak bugün kadınlar alanlardalar. Ben aynı zamanda bir gazeteciyim. Doğal olarak da kadın dünyasını yakında takip eden biriyim.

Peki ülkemizde kadın hareketi şu an ne düzeyde? Kadınların talepleri nelerdir?

Kadın hareketi bu ülkede öyle bir hale geldi ki şu anda devrimci mücadelelerin bir çoğunda kadınlar var. Kadın mücadelesi çok fazla görünür hale gelmiş durumda. Mesela, takip ettiğim grevlerde grev çadırları kadınlara kalmış durumda. Kadınların yasal olarak hiçbir talebi yok. Bu ülkede, Avrupa ülkelerinden daha önce İstanbul sözleşmesi gibi bir sözleşme imzalandı. Kadın örgütlerinin çıkarttığı bir sözleşmedir bu. Avrupa'ya bile örnek olacak bir sözleşmedir. Bu yüzden kadınları var olan yasaların uygulanmasını talep ediyor. Tabi sadece çözüm yasalar değil, bir kadını vahşice katledebilecek bu zihniyetin değişmesi lazım. Bu zihniyetle bu Bakanlıkla bu dille değişme şansı yok. O yüzden de kadınlar HDP'den adaylar.

Seçimlere dönecek olursak, şu an önünüzde yüzde 10'luk bir seçim barajı var ve en çok tartışılan konuda bu. Daha önce seçimlere bağımsız aday olarak girilirken bugün seçimlere parti olarak girilmesinin anlamı nedir?

AKP hükümetinin kullandığı en iyi şey bu yüzde 10'luk barajdır. Bu antidemokratik seçim barajından dolayı hem bir çok iradenin Meclise girmesi engelleniyor hem de AKP haksız bir şekilde kendisine milletvekili kazandırıyor. Bu yüzde 10'luk seçim barajını en çok AKP kullandı. Barajdan dolayı bu ülkede yüzde 60 oy almadığı halde yüzde 60 oy almış gibi siyaset yürüttü. Böylelikle mecliste çoğunluk sağlayarak istediği her şeyi geçirebilir hale geldi. HDP bu yüzden seçimlere parti olarak girme kararı aldı. Buna dur demek için. Mecliste  istediğiniz kadar muhalefet yapın, sayısal çoğunluk sağlayamadığınız için bir sonuç elde edemiyorsunuz. Tabi ki toplumsal muhalefet çok önemli ve çok değerleri. Bu gücü AKP'nin elinden almak gerekiyordu ve bu yüzden de parti olarak girmek bu ülke için en hayırlı işlerinden biri oldu. Çünkü bende seçimlere artık parti olarak girilmenin zamanı geldiğini düşünüyordum. Genel seçmen eğilimi de bu yönde. Bu yüzden HDP'nin bir baraj sorunu olduğunu düşünmüyorum. Özelikle Mersin'e geleli bir kaç gün olmasına rağmen hiç bize oy vermemiş, bu güne kadar bizimle hareket etmemiş halktan insanlar yaklaşıp bir şeyler söylüyor. Mersin'de ki atmosferi görünce baraj sorunumuzun olmadığına ikna oldum.

AKP'ye karşı şu an ortaya en net Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Başkanlık sisteminin getirilmesi noktasında bir çalışması var. Ve bir çok kesim tarafından HPD'nin AKP ile Başkanlık sistemi üzerinde anlaşarak seçimlere parti olarak girdiği yönünde söylemler var. Böyle bir anlaşma söz konusu mu? Başkanlık sistemi hakkında görüşleriniz nelerdir?

AKP'ye karşı şuan ortaya en net tavır koyan parti HDP'dir. Hiçbir şekilde yakınlaşmayacağız parti AKP'dir. Başkanlık sistemi üzerinden manipülasyon yapılmaya çalışıldı. Ama toplum şunu anladı, Başkanlık sisteminin karşısında duran biziz. AKP'nin anketörleri bile HDP'nin barajı aşacağını söylüyor. Bu da onları çok ciddi bir kaygıya düşmüş durumda. Ciddi bir toplumsal siyaset gelişti. Ve toplumsal siyaset Başkanlık sisteminin önünde ki en büyük engel. Ne olursa olsun biz bu toplumda ki ötekiler olarak toplumsal muhalefetimizi sürdüreceğiz.

Sayın Öz röportaj için teşekkür ederiz. Son olarak ne söylemek istersiniz?

Mersin'den kadın vekillerin Meclis'e gitmemesi, genel kadın mücadelesi açısından çok üzücü olur. Ben bir kişi değilim. Ben sadece bunu dile getiren biriyim. Bütün istekleri talepleri dile getirecek kişiyim. Geldiğimden bu yana bana en çok ilgili gösteren destek veren kadınlar oldu. Meclise kadın oylarıyla gitmek istiyorum. O yüzden bütün kadınlarla bir araya gelmek istiyorum. Kadınlarla yan yana durma çağrım var.

ÇİLEM KÜÇÜKKELEŞ ÖZ KİMDİR?

Sivas Koçgiri Alevilerinden 8 çocuklu bir ailenin en küçük çocuğu olan Çilem Küçükkeleş Öz, HDP'nin Mersin'de 2'nci sıradan milletvekili adayı. 13 yaşından beri sosyalist hareket içerisinde mücadele eden ve yoğun çalışma konuları, "Alevi katliamları ve soykırımları", "Alevi Kadınlar" olan Çilem Öz; Dersim ve yöre dernekleri üzerinde araştırmalar yaptı. Çilem Öz, geçtiğimiz 2 yıl boyunca TV10'da kadın programları yaptı. TV-10 da yaptığı kadın programının, toplumda 'Sır içinde sır olan Alevi kadınlarını' işlediği için kendisinde özel bir yeri olduğunun altını çizen Öz, Dersim Araştırma Merkezi'nde de 2 yıl boyunca başkanlık görevi yaptı.