HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım, Türkiye'nin hızla uçuruma sürüklendiğini iddia etti.

Yıldırım, "Bu ülke gerçekliğinde, yeni bir darbenin gelişmesi durumunda, bu pandora kutusunda oyun bittiği zaman şah da piyon da aynı kutuya atılır" dedi.

HDP'li Yıldırım, Meclis Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada yargı bağımsızlığı konusunda değerlendirmelerde bulundu.

CHP Milletvekili Enis Berberoğlu’nun tutuklanmasına sebep olan iddianameyi hazırlayan savcının Nursel Aydoğan’ın milletvekilliğinin düşürülmesine sebep olan iddianameyi de hazırladığını belirten Yıldırım, şöyle konuştu:

“Belli bir süredir özellikle yargının tarafsız ve bağımsız mı, yoksa siyasi güdümle mi kararlar verdiğine dair tartışmalar yürümektedir. Bir defa, “siyasi soykırım” olarak adlandırdığımız operasyonlar başlamadan önce yürürlüğe konan operasyonlar silsilesiyle karşı karşıyayız.

Darbeler zinciri, çözüm sürecini bitirmek üzere 30 Ekim 2014 günü Milli Güvenlik Kurulunca planlanmış ve 20 Temmuz günü Ceylanpınar’da 2 polisin gece uykusunda öldürülmesiyle yürürlüğe konmuştur. Ceylanpınar olayının komplo ve savaş sürecinin ilk adımı olduğu da ortaya çıkmıştır. Davada 9 sanık bulunmakta ama olay yerindeki parmak izleri ile 9 sanığın parmak izleri hiçbir şekilde örtüşmemiştir.”

BALUKEN İÇİN TAHLİYE KARARI VEREN HAKİMLERİN AKIBETİ

HDP’li Yıldırım, şöyle devam etti: Darbeler silsilesi 20 Temmuz’dan sonra da devam etmiştir. 20 Mayıs 2016 günü şu yasama organına yapılan darbe ve 4 Kasım günü eş genel başkanlarımız ve milletvekillerimizin tutuklanmasıyla zirveye ulaşan darbe gibi. Bu darbe zihniyeti 20 Temmuz 2015’ten beri bu ülkede yürürlüktedir.

Bu operasyonların siyasi operasyonlar olduğunu, arkadaşlarımızın tutuklanmasının yargı kararıyla ilgisi olmadığını söylediğimizde, tarafsız ve bağımsız yargı olduğunu ifade edenlere birkaç örnek vereceğim: İdris Baluken arkadaşımızı 30 Ocak günü oy birliğiyle tahliye eden mahkeme heyetinin tamamı bulunduğu görevlerinden alınmıştır. Çağlar Demirel arkadaşımızla ilgili, tutukluluk halinin devamına karar verilirken, “tutukluluk hali yasama faaliyetlerine katılmasına engel teşkil etmiyor” denilmiştir. Eş Genel Başkanımız Selahattin Demirtaş’ın Viranşehir’deki davaya bizzat katılma talebi, davayı sürüncemede bırakma niyeti taşıdığı üzerinden, falcılıkla, niyet okumayla reddedilmiştir.”

MİT TIR’LARI İDDİANAMESİNİ HAZIRLAYAN SAVCI

Yıldırım, CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu’na verilen 25 yıl hapis cezasına ilişkin şunları söyledi: “Dün CHP Milletvekili Enis Berberoğlu’nun mahkumiyetine sebep olan MİT TIR’larıyla ilgili bir bilgiyi sizinle paylaşmak isterim: MİT TIR’larına ilişkin ilk iddianame hazırlayan savcı Ahmet Karaca’dır. Ahmet Karaca, şu anda müebbet hapisle yargılanmakta olan bir tutukludur. Ahmet Karaca, MİT tırlarıyla ilgili iddianame hazırladığı zaman iktidara göre terörist ama Diyarbakır Milletvekilimiz Nursel Aydoğan’ın milletvekilliğini düşüren iddianamesi hukuk belgesi.”

‘ANAYASA MAHKEMESİ TAHLİYE KARARI VERDİ’

MİT TIR’larıyla ilgili daha önce Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Erdem Gül ile Cumhuriyet’in o dönemki Genel yayın Yönetmeni Can Dündar’ın tutuklandığını hatırlatan Yıldırım, şöyle devam etti:
“92 günlük tutukluluk süreçlerinin sonunda, özellikle Anayasa Mahkemesi’ne yapılmış başvuru neticesinde, tutukluluklarının 92’nci gününde Anayasa Mahkemesi bir karar vererek Erdem Gül ve Can Dündar’a tahliye kararı vermişti.

O gün AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan “AYM’nin kararı sevindiricidir.” demiştir. 26 Şubat 2016, AYM karar verdi, Bülent Turan açıklama yapıyor; “AYM’nin kararı sevindiricidir.” İki gün sonra Cumhurbaşkanı “AYM’nin verdiği karara uymuyorum, saygı da duymuyorum” diyor. Hemen, Cumhurbaşkanının açıklamasından üç saat sonra Bülent Turan “AYM’nin yaptığı yetki gaspıdır” diyor. Yargıya duyulan saygının iktidar tarafından bu düzeye indirilmesiyle, tarafsızlık ve bağımsızlıktan neyi anlamamız gerektiği de okunabilir.”

‘ÜLKE UÇURUMA SÜRÜKLENİYOR’

Yıldırım Türkiye’nin hızla bir uçurumun kıyısına doğru sürüklendiğini savunurken, şunları kaydetti: “Uçuruma doğru sürüklenen bu ülke gerçekliğinde, yeni bir darbenin gelişmesi durumunda, bu pandora kutusunda oyun bittiği zaman şah da piyon da aynı kutuya atılır. Siz bugün iktidardasınız diye bu mezalimin, bu zulmün, bu faşizmin sefasını sürüyor ve bunun ebedi olacağına inanıyor olabilirsiniz. Ama ülkenin götürülmek istendiği felaket içerisinde sizin akıbetiniz 80 milyon insanın akıbetinden farklı olmayacaktır.”