Federe Kürdistan’daki referandum kararına destek veren HDP, Barzani’nin AKP’nin gerçek yüzünü görmesi gerektiğini belirterek, “Artık Barzani daha ulusal bir siyaset ve duruş sergilemeli” dedi. 

Federe Kürdistan Bölgesi, bütün tehditlere rağmen bağımsızlık referandumunu gerçekleştirdi ve sonuçlara göre halkın çok büyük bölümü tercihini “bağımsız yaşamaktan” yana kullandı. Ancak başta Türkiye olmak üzere bölge devletlerinin bu referanduma yönelik tehditleri de sürüyor. 

KDP’NİN ORTADIĞI AKP KARŞI ÇIKTIĞI RAKİBİ HDP DESTEK VERDİ

Bölge ülkelerinin referandumla ilgili  tutumlarını eleştiren HDP Grup Milletveikili Yıldırım, yine de Bağdat ile Tahran ve Ankara’nın tutumları arasında bir farklılık olduğunu belirterek, “Bağdat’ın kendi anayasasıyla kendisine bağlı olan bir bölgenin referandum kararını tartışmasını anlarım. Ama Ankara ve Tahran’a ne oluyor” diye konuştu.  

TÜRKİYE ASİMİLASYONU İTİRAF EDİYOR

Kenan Kırıkaya'nın Mezopotamya Ajansı'nda yer alan habere göre Yıldırım şunları söyledi: “Tahran ve Ankara eğer buna ‘Benim Kürtlerim de bundan etkilenir ve bu yönlü talepte bulunur’ diye düşünüyorsa bunu engellemenin biricik yolu vardır. O zaman siz kendi Kürdünüze ulus olmaktan kaynaklı haklarını tanımamışsınız. O zaman iyi bir yönetim ve zihniyete sahip olmadığınızı itiraf etmiş oluyorsunuz. Demokrasinin olduğu ülkelerde o ülkeye vatandaşlık bağı ile bağlı olanların haklarının tanındığı ülkelerde böyle bir kaygı taşınmaz. Demek ki burada ‘benim Kürdüme olumsuz yansır’ diyerek karşı çıkan Türkiye’nin kendi Kürdünü asimilasyona tabi tuttuğunu itiraf etmiş oluyor. 

Aynı şey Bağdat için de geçerlidir. 100 yıldır Sykes Picot gölgesinde şekillenen ve halkların vicdanında mahkum suni sınırlar var. 100 yıldır bu deli gömlek halklara giydirilmiştir. Bugün feveran edenler yüzyıldır bu düzenin sefasını sürenlerdir. Gelinen noktada uluslararası düzlemde bu yüzyıllık halkların vicdanında mahkum olmuş bu düzenin değiştirilmesi gerektiğine uluslararası güçler karar verdi.” 

‘GÜNEYLİ KÜRTLER AKP’NİN GERÇEK YÜZÜNÜ GÖRMELİ’

Referandum kararının Haziran 2017 tarihinde alındığına işaret eden ve o tarihten beri AKP’nin duruma müdahil olmama görüntüsü verdiğini belirten Yıldırım, Barzani’nin AKP’nin gerçek yüzünü görmesini ve bundan sonra daha ulusal bir duruş sergilemesi gerektiğini belirterek şu değerlendirmeyi yaptı:

‘BARZANİ DAHA ULUSAL BİR DURUŞ SERGİLEMEDİ!’

“AKP son bir ayda içine girilen milliyetçi gelişmelerin girdabıyla bu yönlü açıklamalara ağırlık verdi. Bu Türkiye’nin dış politika kimliksizliğinin göstergesidir. Siz ilkelere değil, etiğe değil, toplumsal tarihsel gerçeklere değil, günübirlik ve anti Kürt politikası üzerinden politika geliştirseniz, haftada değiştiren ve geçmişte sözlerinizi tekzip eden bir hat izlemiş olursanız. Halen Barzani’nin Türkiye olmaksızın oradaki yapının varlığını sürdüremeyeceği algısı kabul edilebilir bir gerçeklik değildir. Biz self determinasyon hakkını bütün dünya haklarının hakkı olarak görüyor ve tanıyorken biz bunu ne Barzani’nin ne de oradaki yönetimin şahsı için savunmuyoruz.

Bunu Barzani’nin şahsını çok aşan bir evrensel hak olarak savunuyoruz. Bir de bir ulusun kaderini tayin edebilmesi ideolojik düşünme biçimlerini terk etmesi ve ulusal duruş sergilemesi gerekir. Ben bu duruşun ulusal bir duruş olmayı hak etmediğini düşünüyorum. Biz dünya hakları için istediğimiz bu hakkı kendi halkımız için de istiyoruz. Bizim bu yaklaşımımız kişilerle ilgili değildir. Ben bütün komşularıyla anlamlı ve barışçıl bir dış politika yürütülmesini anlamlı bulurum. Ama bu sizin halkınızın çıkarlarını kalkıp komşu devletlerle bu düzeyde yaşamaya kimseye vermez.” 

‘ORALARI EMPERYALİSTLERE BIRAKIP GELDİNİZ’

Federe Kürdistan’ın tarihine ilişkin de bilgiler paylaşan Yıldırım, bugün Kürtleri “emperyalistlerle ittifak kurmakla” suçlayanların geçmişte “Kürtler haklarına kavuşmasın” diye emperyalist ile kurduğu ilişkilere dikkat çekti. “Bugün Musul ve Kerkük bizimdir diyenler geçmişte onu İngilizlere bırakanlardır” diyen Yıldırım, bunun 500 bin sterlin karşılığında verilmesinin de altını çizdi. 

‘O BÖLGENİN NASIL YÖNETİLECEĞİNE ANKARA VE BAĞDAT KARAR VEREMEZ’

Kerkük ve Musul’u “çoğunluğunu Kürtlerin oluşturduğu halkların ortak yaşamı olan Kürdistan kentleri” olarak nitelendiren Yıldırım, bunun birçok belgede sabit olduğunu vurguladı.

Musul’un IŞİD işgalinden sonra Kürtsüzleştirildiğine de değinen Yıldırım, “Buna rağmen buraların Arap mı, Acem mi, Kürt mü, Türkmen mi olduğu öyle Bağdat, Tahran ve Ankara'dan yapılan tartışmalar ile değil halkların uluslararası kurumların müdahil olması ile kendi kaderlerini tayini ile belirlenebilir. Buraları ulus devlet olarak yönetmekten ziyade demokratik şekilde yönetmek gerekir, bunun da yolu oradaki halkın kendi hakkını belirlemesinden geçer” diye konuştu. 

‘KÜRDİSTAN’A MÜDAHALE FIRAT KALKANINA BENZEMEZ’

Türkiye’nin Kürdistan Bölgesine yönelik “askeri müdahale” tehditlerine TSK’nin Suriye’nin Cerablus bölgesine yaptığı operasyonu hatırlatarak, “sonuç fiyasko” değerlendirmesinde bulunan Yıldırım, “Kürdistan Bölgesine yönelik yapılacak olan bir müdahale Fırat Kalkanına benzemez bütün Türkiye’yi ateşe atar” değerlendirmesinde bulundu.