HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan, Genel Kurul'da yaptığı konuşmada İnternete RTÜK denetimi getiren tasarı ve Doğan Medya Grubunun satışına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye’de basının tek elde toplandığına dikkat çeken Paylan, “Hani bugün havuza, o büyük havuza 3 medya kuruluşunu daha kattınız; zaten havuzun kenarındaydı, zaten komiserleriniz oradaydı, CNN'deydi, Kanal D'deydi, Hürriyet’in içinde basın komiserleriniz vardı. Onlar televizyona kimin çıkıp kimin çıkmayacağına zaten karar veriyorlardı, şimdi havuzun suları oraya da aktı, daha fazla yandaş bir gruba CNN, Kanal D ve Hürriyet satıldı. Bakın, onlarca gazeteniz var, televizyonunuz var, hepsi aynı şeyi söylüyor zaten, hepsi "Padişahım çok yaşa" diyor, hepsi. Ya, 3 tane kurum zaten "Padişahım çok yaşa" diyorlardı, daha fazla bağırttırmak için niye bir sanayi grubuna, size yandaş gruba daha aldırıyorsunuz ki?  İktidar bu alanı da fazla gördü. Tam bir istibdat yaratmak istiyor, tam bir sessizliğe büründürmeye çalışıyor ülkeyi ve bunun için de internet alanını da zapturapta alması lazım. “diye sordu.

Paylan’ın açıklaması şu şekilde:

Bir Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi olarak, 45 gündür aynı torbayla ilgileniyorum. Bütçe Komisyonunda üç haftaya yakın bu 95 maddeyi görüştük ve Genel Kurulda da sanıyorum bu üçüncü veya dördüncü haftamız arkadaşlar. 95 madde, onlarca ayrı yasa, onlarca ayrı bakanlığı ilgilendiren bir torba; torba değil, çuval. İnanın, maddeleri idrak etmekte zorlanıyoruz. Eminim Hükümet de zorlanıyordur 95 maddelik bir torbada.

10'uncu bakanımızı değiştirdik bu torbayı görüşürken, Eğitim Bakanı 10'uncu bakanımız. O da sonuç olarak anlamaya çalışacak, gerçi altında imzası var, eminim ki hâkimdir. Ama, hepsine hâkim olmak mümkün değil, inanın kafamız da torba oldu. Ben Hükümete öneriyorum: Böyle 95 maddelik torbalarla değil, palyatif tedbirlerle değil, lütfen yapısal tedbirlerle gelin karşımıza. Her bir konuyu ilgili ihtisas komisyonlarında görüşelim, yasama kalitesini devreye sokalım. Böyle torbalarla, böyle çuvallarla da yasama kalitesi beklemeyin.

‘EVREN FAŞİZMİ GÜNLERİNİ ARATACAK NOKTADA YASAKLARLA KARŞI KARŞIYAYIZ’

Şimdi, bu torbanın son bölümüne geçtik, çok kritik düzenlemeler var. Hükümet ilk iktidar olduğunda, 2002'de "3 şeyden ülkeyi kurtaracağım" dedi: Yolsuzluklar: Geldiğimiz durum belli. Yoksulluk: Asgari ücrette hala açlık sınırının altındayız, bırakın yoksulluk sınırını. Çalışanların yüzde 80'inden fazlası yoksulluk sınırının altında bir gelirle şu anda evlerini idame ettirmeye çalışıyorlar. Üçüncüsü de yasaklardı: "Ben yasakları devre dışı bırakacağım" diyerek geldi, iktidar oldu AKP iktidarı. Evet, bazı adımlar da attı, haklarını teslim edelim. Dimyat'a pirince giderken eldeki bulgurdan da olduk. Yasaklar konusunda bırakın ileri adım atmayı, şu son üç yılda 1990'lı yıllara, hatta Evren faşizmi günlerini aratacak noktada yasaklarla karşı karşıyayız.

‘RADYO – TELEVİZYONLARA YAPTIKLARINIZ YETMEMİŞ’

Şimdi, bu madde ne getiriyor internet sansüründe? Radyo, Televizyon Üst Kuruluna "Sen internet alanını da denetleyeceksin" deniyor. Bu yetkiyi veriyor bu yasa. Yetmemiş radyo ve televizyonlara yaptıklarınız.

‘BÜYÜK HAVUZA 2 MEDYA KURULUŞUNU DAHA KATTINIZ’

Hani bugün havuza, o büyük havuza 3 medya kuruluşunu daha kattınız; zaten havuzun kenarındaydı, zaten komiserleriniz oradaydı, CNN'deydi, Kanal D'deydi, Hürriyet’in içinde basın komiserleriniz vardı. Onlar televizyona kimin çıkıp kimin çıkmayacağına zaten karar veriyorlardı, şimdi havuzun suları oraya da aktı, daha fazla yandaş bir gruba CNN, Kanal D ve Hürriyet satıldı. Bakın, onlarca gazeteniz var, televizyonunuz var, hepsi aynı şeyi söylüyor zaten, hepsi "Padişahım çok yaşa" diyor, hepsi. Ya, 3 tane kurum zaten "Padişahım çok yaşa" diyorlardı, daha fazla bağırttırmak için niye bir sanayi grubuna, size yandaş gruba daha aldırıyorsunuz ki? Radyo, Televizyon Üst Kurulu da güya bunları denetliyor. Geriye denetleyecek bir şey kalmadı ki hepsi "Padişahım çok yaşa" diyor zaten.

‘İKTİDAR TAM BİR İSTİBDAT ALANI YARATMAK İSTİYOR’

Şimdi, geriye kaldı bizim internet alanımız. İnternet alanında kısmi bir özgürlük var. Orada herkes kendi çabasıyla, sosyal medyada, diğer medya aracılıklarıyla, kendi yaptığı yayınlarla vatandaşa ulaşmaya çalışıyor. Herkes, yalnızca milletvekilleri, siyasetçiler değil, herkes sosyal medya üzerinden kendini ifade etmeye çalışıyor. İktidar bu alanı da fazla gördü. Tam bir istibdat yaratmak istiyor, tam bir sessizliğe büründürmeye çalışıyor ülkeyi ve bunun için de internet alanını da zapturapta alması lazım. Ve diyor ki: "Radyo, Televizyon Üst Kuruluna ben yetki vereceğim, internet alanını denetleteceğim"

‘ÜLKEMİZİ KUZEY KORE LİGİNE DÜŞÜRMEYİN’

Şimdi, belki biraz sonra diyecek ki iktidar temsilcileri: "Yok, arkadaş, ben yalnızca Adnan Hoca’yı denetleyeceğim." Öyle değil. Maddenin lafzına baktığımızda internette yapılan her türlü yayın için lisans alınmasını öngörüyor. Ben burada bir yayın yapsam, kenarına "Paylan TV" yazsam bildiğiniz platformlardan birisine, gidip lisans almam gerekiyor Radyo ve Televizyon Üst Kurulundan. İnternet alanını da zapturapta aldıracaktır. Bu yola tevessül etmeyin diyorum. Son kalan özgürlük alanını da kapatmayın, ülkemizi Kuzey Kore ligine düşürmeyin.

‘BU MADDEYLE YOUTUBE YASAKLANABİLİR’

Wikipedia'yı yasaklamış bir ülkedeyiz. Gençlerimizin, benim, hepimizin bilgi alabileceği uluslararası bir portal var, Wikipedia iki yıldır yasaklı. Wikipedia'nın yasaklı olduğunu kimseye anlatamıyoruz. Yarın bu maddeyle YouTube kapatılabilir.

"Recep Tayyip Erdoğan'ı eleştiren bir video var" diye RTÜK'e koştuğu anda, bu da medyaya düştüğü anda, o havuzdaki sizin yandaş gazetecileriniz bağırdığı anda YouTube yasaklanabilir. Netflix yasaklanabilir. Yarın Netflix'i yasaklamış, YouTube'u yasaklamış bir ülke olursak ülkemiz tam bir Kuzey Kore ligine düşmüş olacak. Bunlara yol vermeyelim.

Demokrat Haber/Ankara