Sabancı Üniversitesi, TESEV ve Frederich Ebert Stiftung'in ortaklaşa organize ettiği "Barış süreçlerini canlandırmak: Kolombiya, Filistin, Endonezya" konulu konferansının ikinci günün son oturumunda, "Türkiye İçin Dersler: Sırada Ne Var?" başlığı tartışıldı.

Moderatörlüğünü Doç. Dr. Pınar Uyan Semerci'nin yaptığı oturuma konuşmacı olarak HDP Milletvekili Mithat Sancar, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve AKP Milletvekili Galip Ensarioğlu katıldı.

Oturum, Cumartesi Anneleri'nin gönderdiği karanfilin konuşmacıların masasına konulması ile başladı.

AKP’Lİ ENSAİOĞLU: KÜRT SORUNU ÇÖZÜLMEDİ

Kürt sorununa dair sık sık devletin algısının değiştiğini savunan AKP'li Ensarioğlu, "Günde onlarca insan ölüyor Türkiye'de. Evet, Kürt sorunu daha çözülmedi" dedi.

TANRIKULU: BARIŞ TOPLUMSALLAŞMALI

"Barışın bir talebe dönüşmesi lazım ve toplumsallaşmalıdır" ifadelerini kullanan CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun açıklamaları şöyle:

Bu sorun sadece Kürtlerin sorunuymuş gibi algılanıyor. Bana göre ilk yapılması gereken iş barışın toplumsal talebe dönüşmesi için çalışılmalı. 32 yıldır bu süreçleri izliyorum. 2011'den bu yana Meclis'teyim. CHP'yi de negatif pozisyondan pozitif bir noktaya getirdiğimizi düşünüyorum bu konuda."

'MECLİS’İN RİSK ALMASI GEREKİYOR'

Bu süreçten sonra yeni bir süreç başlatılabilinir mi, başlayabilir. Meclis'in bu süreç için risk alması gerekiyor. Gecikmeden yapmamız gerekiyor. Mağdur sayısı, etkilenenlerin sayısı arttıkça çözüm çok daha da zorlaşıyor. Giderek daha da düşmanlaşmış, kutuplaşmış kesimler var. Uzadıkça hem çözüm maliyeti artıyor, hem de çözüm zorlaşıyor.Geçmişten yüzleşmeden olmaz ama sürekli ölümü konuşarak da çözüm olmaz.

'BARIŞI CESARETLE KONUŞMAMIZ GEREKEN BİR DÖNEMDEYİZ'

HDP Mardin Milletvekili Mithat Sancar da, "Barışı asıl savaşın en zor dönemlerinde konuşmamız gerekiyor. Barışı cesaretle konuşmamız gereken dönemdeyiz" dedi.

PKK, Kürt sorununun yarattığı bir olgudur" ifadelerini kullanan Sancar’ın açıklamaları şöyle:

Çatışmaların nedenleri farklı olsa da çatışmanın dinamikleri birbirine benziyor. Her çatışmanın çözüm modeli diğerlerine deneyimler var. PKK, Kürt sorununun yarattığı bir olgudur, sadece silahlı bir olgu değildir. Çözüm sürecinde sadece Kürt sorununu değil onun başlattığı çatışmayı da hesaba katmamız gerekiyor. Çatışmayı çözmek istiyorsanız, silahlı örgütlerin silahlarını bırakma koşullarını çözmeniz lazım. Çatışma dediğiniz zaman silahlı bırakıp gelsin dediğiniz de bizde silah bıraktıklarında ne olacak diye soruyoruz. Bunları çözüme kavuşturmadıkça istediğiniz kadar tek taraflı silah bırakma çağrısı yapın sorun çözülmez ve bu aptallıktır. Aptallık sorunun gerçekliğini görmemektir.

'KCK'NİN DEKLERASYONUNA CEVAP VERİLMİŞ DEĞİL'

"O zaman söylediklerim ile şimdi söylediklerim arasında bir fark yok. Birincisi süreci hükümet bir sisteme bağlamayı uygun görmedi. Bu süreç kurallara bağlanmalı. Başbakan kurallara bağlanmasını istemediği gibi şeffaf olmasını da istemedi. Tarafların birbirine güvenmesi şart değildir, ama kurallar olsaydı süreç sonuna giderdi.

KCK 20 Ağustos'ta bir deklarasyon yayınladı. Bu deklarasyona daha da bir cevap verilmemiş ama sahada verilmiş gibi ve bu cevap olumsuz verilmiş gibi. İmralı kapısı barışa açılan kapıdır bunu unutmayalım"

(Kaynak:DİHA)