HDP İzmir Milletvekili Müslüm Doğan, Meclis Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada Diyanet İşleri Başkanı’nın açıklamaları üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’ın Alevi yurttaşlara yönelik açıklamalarına tepki gösteren Doğan, Diyanet’in Alevilere fetva veremeyeceğini söyledi.

Diyanet’e seslenen Doğan, “Alevi camiye de gidebilir, Sünni de cemevine gelebilir, bu çağrıya niye ihtiyaç duyuyorsunuz bugünlerde? Bunun bir nedeni var mı, niye ihtiyaç duyuyorsunuz? Buna karar verecek olan insanlar, buna karar verecek olanlar inanç sahipleridir, öğreti sahipleridir ama siz bu konuda bir zorlama yapamazsınız. Laik, demokratik cumhuriyetin en temel kurumudur aslında laiklik anlamında Diyanet İşleri Başkanlığı ama maalesef, bir asimilasyon kurumuna dönüştü” dedi.

Doğan, şöyle konuştu:

İki gün önce Diyanet İşleri Başkanı Sayın Ali Erbaş bir televizyon programında "Alevi kardeşlerimiz cemevlerinde muhabbetlerini yapabilirler. Namazlarını da kılmak istiyorlarsa kılsınlar. Müslümanların ibadet yeri camidir. Camiler hem Sünni hem Alevi'nin ibadet yeridir" dedi.

‘NE CAMİ CEMEVİNİN KARŞITIDIR NE DE CEMEVİ CAMİNİN KARŞITIDIR’

İnanç insanların tercihiyle ilgili bir husustur. Farklı inanışlardan, farklı milliyetlerden oluşan bir ülkede yaşıyoruz. İnancımız ve öğretimizin, Aleviliğin neye tekabül ettiğini de siz çok iyi biliyorsunuz. Alevi inancı ve öğretisini insan-ı kâmile ulaşma çabası olarak değerlendirdiğimizi hepiniz kabul edersiniz ama bunu yapmaya kimsenin hakkı yok. Sonra, cemevi caminin de karşıtı değildir. Ne cami cemevinin karşıtıdır ne de cemevi caminin karşıtıdır.

‘DİYANET İŞLERİ BAŞKANI OLARAK ANAYASAL BİR SUÇ İŞLİYORSUNUZ’

Bu, ülkemizin bir zenginliğidir ama siz Diyanet İşleri Başkanı olarak anayasal bir suç işliyorsunuz. İnsanların inançlarıyla oynuyorsunuz, inançlarıyla ilgili hususlarda ötekileştiriyorsunuz, böyle bir siyaset izliyorsunuz. Ne demek "Camiye gelin" demek? O tercihi insanlara bırakacaksınız.

‘ALEVİLERİ ÖTEKİLEŞTİRİYORSUNUZ’

Cumhuriyetin ilk yıllarında, 1924 yılında çıkartılan kanunun özüne baktığımızda, niçin çıkartıldığına baktığımızda, yine 1965 yılındaki düzenlemede ve 1982 Anayasası'yla birlikte getirilen düzenlemedeki metinde deniyor ki Diyanet İşleri Başkanlığı inançlara eşit uzaklıkta olacak, tüm inançlara eşit olacak, bir koordinasyon görevi yapacak. Siz, bu koordinasyon görevini aşıyorsunuz, bir inanca hizmet ediyorsunuz ve Alevileri ötekileştiriyorsunuz.

‘MEMUR OLDUĞUNUZU UNUTMAYACAKSINIZ’

Alevilerin fetvalarla ilişkisi olamaz. Alevilerin dedeleri vardır, pirleri vardır, mürşitleri vardır. İmam Cafer buyruğunda belirtilen dört kapı, kırk makamdan yürüyerek ideal insana ulaşma çabası ve kaygısını yüreğinde hisseden insanlardır bunlar. Ehlibeyt sevgisi vardır. "Allah, Muhammed, Ya Ali!" diyen bir inancın, bir öğretinin insanlarına bu yolu göstermek sizin haddinize değildir. Memur olduğunuzu da unutmayacaksınız.

Diyanet İşleri Başkanı olabilirsiniz ama bu konudaki tavrınız, bu konuda ortaya koyduğunuz çağrı kabul edilemez, bu çağrınızı geri almanız gerekmektedir. Bu çağrı, inançların birbirinden uzaklaşmasına neden olacak bir çağrıdır.

‘DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI ASİMİLASYON KURUMUNA DÖNÜŞTÜ’

Alevi camiye de gidebilir, Sünni de cemevine gelebilir, bu çağrıya niye ihtiyaç duyuyorsunuz bugünlerde? Bunun bir nedeni var mı, niye ihtiyaç duyuyorsunuz? Buna karar verecek olan insanlar, buna karar verecek olanlar inanç sahipleridir, öğreti sahipleridir ama siz bu konuda bir zorlama yapamazsınız. Laik, demokratik cumhuriyetin en temel kurumudur aslında laiklik anlamında Diyanet İşleri Başkanlığı ama maalesef, bir asimilasyon kurumuna dönüştü. Yarattığı din, din değil. Artık inancın bir iktidar aracı olarak kullanıldığı bir ülkede, diyanet işleri reisliği ya da başkanlığı bağımsız, objektif bir kurum olma niteliğini yitirmiştir. Bu, Alevilere haksızlıktır.

Diyanet İşleri Başkanının derhâl bu sözlerini geri alması gerekmektedir, yol gösteremez, fetva veremez.

Size bir fetvadan daha örnek vermek isterim. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın sitesinde yer alıyor. Bir soru şöyle sorulmuş: Alevi'yle evlenilir mi? Verilen cevap: Müslüman Müslümanla evlenir. Böyle mi cevap verilir arkadaşlar? Bu cevabı lütfen çözer misiniz? Ne demek Müslüman Müslümanla evlenir?

Bu ötekileştirme siyasetinden Diyanet İşleri Başkanlığının kurtulması gerekiyor. O yüzden de Aleviler diyor ki: "Bu Diyanet İşleri Başkanlığı kaldırılsın." O kadar bütçeye sahip, 6 bakanlığın bütçesinden daha büyük, sadece bir inanca hizmet eden bir kurum cumhuriyetin kurumu olamaz.

DİYANET İŞLERİ BAŞKANI ERBAŞ NE DEMİŞTİ?

Bir televizyon programında açıklamalarda bulunan Erbaş, şöyle konuşmuştu:

Bütün mezhepleriyle farklı dini anlayışlarla bir bütündür. Hepsi Müslümandır.

Alevilerle sünni kardeşlerimiz arasında hiç bir fark yoktur. Bütün Aleviler kendilerini Müslüman olarak tanımlarlar. Alevilik, İslam dışı gösterilmeye çalışılıyor. Buna zaten Alevi kardeşlerimiz karşı çıkıyor. Tüm Aleviler kendini Müslüman olarak tanımlar. Biz bütün vatandaşlarımıza hizmet götürme noktasında hareket ediyoruz. Kardeşlerimiz cemevlerinde muhabbetlerini yapabilirler, namazların da kılmak istiyorlarsa kılsınlar. Müslümanların ibadet yeri camidir. Camiler hem sünni hem Alevi'nin ibadet yeridir. "

Demokrat Haber/Ankara