Halkların Demokratik Partisi (HDP) 59 ilde yerel yönetimde alternatif olmaya hazırlanıyor.

Meclis’in 4 vekilli yeni partisi HDP’nin Eş Genel Başkan Yardımcısı Yurdusev Özsekmenler, yerel yönetimlerde mevcut merkezi yönetim anlayışına karşı temel felsefelerinin, kadın-erkek eşitliği, ekolojik yönetim, katılımcılık ve yerel meclislerin inşası olduğunu söyledi.

Adaylarını büyük oranda netleştirdiklerini İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak da HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'in adayları olduğunu belirten Özsekmenler, HDP'nin resmi olarak adaylarını 17 Ocak'ta Ankara'da açıklamayı düşündüklerini söyledi.

BDP'nin seçim beyannamesinde yer alan "demokratik özerkliğe" ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Özsekmenler, "Eğer özerklik üzerine yerel politikamızı yürütmeksek biz de tekçi zihniyetin altında eziliriz" dedi.

"Kendimizi de kentimizi de biz yöneteceğiz" sloganı ile yerel seçimlere gireceğini açıklayan HDP, Türkiye'deki mevcut merkezi yönetim anlayışına karşı bir alternatifle yerel seçimlere hazırlanıyor.

Cinsiyet eşitliği, ekolojik yönetim, katılımcılık, yerel meclisler gibi temel politikalar ile belediyelere yeni bir anlayış ve yönetim tarzını getirmeyi hedefleyen HDP, toplumun kimlik, inanç, cinsiyet gibi tüm farklılıklarını gözeterek taleplere cevap olma iddiasında.

HDP'nin Yerel Yönetimlerden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Yurdusev Özsekmenler 59 ilde HDP ile seçime gidecekleri bilgisini vererek HDP'nin yerel yönetim politikalarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

MEVCUT SİSTEM DİKTATÖRLÜK SİSTEMİ

Yerel seçimlere esas olarak yurttaşların kendi kendini yöneteceği bir perspektif üzerine kurulacak yönetim anlayışı ile hazırlandıklarını belirten Özsekmenler, bunun sebebinin ise gelinen aşamada merkezi yönetim anlayışının toplumun ihtiyaçlarını karşılamadığı ve siyasetin yerelden belirlenmesi gerektiği ihtiyacı olduğunu söyledi.

Özsekmenler, son dönemde yargı ve yasama arasında yaşanan çelişki, yolsuzluk operasyonları, Gezi direnişi, Türkiye'nin birçok bölgesinde HES ve siyanürlü aramalara karşı verilen mücadele ile Kürt halkının taleplerinin karşılanmamasının da merkezi yönetim anlayışının toplumun ihtiyaçlarını karşılayamamasının sonucu olduğunu söyledi.

Mevcut yönetim anlayışını "Bugün Türkiye'de sandıktan kime çok oy çıkarsa onun diktatörlüğü söz konusudur" şeklinde tanımlayan Özsekmenler, "İnsanlar, kentimiz, toprağımız, coğrafyamız, bizimdir ve bizim isteğimiz gibi yönetilsin talebini her yerde yükseltiyorlar. Buna kulak vermek gerekir. Siyasetin demokratikleşmesi yerelden kalkarak olacaktır. Bu yüzden de kendimizi de kentimizi de biz yöneteceğiz, şehir sizin sahip çıkın diyoruz" diye konuştu.

HDP'nin, inanç, kimlik, cinsiyet gibi tüm farklılıkları gözeterek yol alacağını ifade eden Özsekmenler, "İnsanlar, Gezi'de 'park bizimdir AVM olamaz, kuzey ormanları için bu ağaçlar bizim kesemezsiniz, Karadeniz'de, Ege'de Güney'de pek çok yerde ırmaklar bizim HES yapamazsınız, topraklar bizim siyanürlü altın arayamazsınız' dediler. Pek çok mücadele sürdürüldü. Yerelin doğrudan katıldığı bir yönetimi kastediyoruz" dedi.

DOĞRUDAN YÖNETİM: KATILIMCILIK

Özsekmenler, yerellerde geliştirecekleri mekanizmalara yerleştirilecek olan, kent yönetimi, katılımcılık, ekoloji ve kadın-erkek eşitliği gibi temel konulara vurgu yaptı. Yerelden yönetim anlayışının kentlerinin büyüklüklerine göre farklılık göstereceğini ifade eden Özsekmenler, katılımcılığın yerel yönetimin en önemli ayağından biri olduğuna dikkat çekerek, "İstanbul'daki gibi büyük kentli şehirlerde ara mekanizmaları oluşturmak lazım. Mahalle, semt ve kent meclislerine kadar giden bir mekanizmayı seçilmişlerin yanında yönetime katmak lazım. Bunun geri çağırma yetkisinin olması lazım. Kadın meclisleri, gençlik meclisleri oluşturmak çocukların taleplerine kulak vermek en önemli şeylerdendir. Bu katılımcılıktır" dedi. Özsekmenler, halkın doğrudan yönetime katılması gerektiğini ve bunun da katılımcılıkla mümkün olabileceğinin altını çizdi.

'EKOLOJİK YEREL YÖNETİM TEMEL FELSEFEMİZ'

Ekolojik bir yerel yönetimin temel felsefeleri olacağını aktaran Özsekmenler, " Kapitalizmin tüketim ekonomisi, dünyamızı, topraklarımızı, coğrafyamızı yok ediyor. Enerji ihtiyacının patlaması tarım alanlarımızı yok ediyor. Buna bir dur dememiz lazım. Ekolojik bir yerel yönetim temel felsefemiz olacaktır" diye konuştu. İhtiyaçların sürdürülebilir ve yenilenebilir enerji ile karşılanması gibi bir çok yöntemin var olduğunu belirten Özsekmenler, önemli tehditlerden biri olan nükleer enerjinin kentlere yerleştirilmemesi gibi ekolojik bir yönetimin gerekli olduğuna vurgu yaptı.

KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİNDE FERMUAR SİSTEMİ

Cinsiyet eşitliği noktasında ise daha seçimlere gitmeden pratiğe geçtiklerine dikkat çeken Özsekmenler, "Zaten başından beri bütün mekanizmamızı buna göre kurma kararı aldık. Meclis üyelerimiz kadın erkek eşitliğine uygun 'fermuar sistemi' ile meclise gidecek" diyerek genel seçimlere de kadın erkek sayısında eşit kota sistemi ile gidecekleri bilgisini verdi. Kürt siyasal hareketinin kendileri için yol gösterici olduğunu ifade eden Özsekmenler, " Kürdistan'daki belediyelerde de buna uygun pek çok başarılı mekanizmalar oluşturulmuştur. Oradaki deneyimler bize yol gösterdi. Kadın ve erkeklerin ihtiyaçları ve belediyelerden bekledikleri farklıdır. Bu farklılıkları gözeterek eşit bir şekilde davranan duyarlı bir yönetim kurulmalıdır" diye belirtti.

'ÖZERKLİK MESELESİ BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ'

BDP'nin "öz yönetim" talebi ile HDP'nin yerel yönetim anlayışı üzerine değerlendirmelerde bulunan Özsekmenler, "BDP ve HDP bileşenli partilerdir aslında. Politikaları birbiri ile örtüşüyor. Bütün bu anlattıklarımız BDP'nin politikalarında da var" dedi. BDP'nin tüzüğünde yer alan "demokratik özerkliğe" de değinen Özsekmenler, "Eğer özerklik üzerine yerel politikamızı yürütmezsek biz de tekçi zihniyetin altında eziliriz. Demokrasiyi sağlayamazsak insanların kendini dönüşümlerini de sağlayamayız. Bu çok önemli. Biz devleti dönüştüreceğiz ama insanı da dönüştüreceğiz. Özerklik meselesi çok önemli bizim için. Bu sadece Türkiye'de değil artık birçok ülkede ciddi ciddi tartışılan bir şey" dedi.

'HDP ZATEN İTTİFAK PARTİSİDİR’

CHP ile HDP arasındaki ittifak tartışmalarına ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Özsekmenler, "HDP zaten ittifak partisidir. Bugün bizim adaylarımız Gezi isyanından halkın muhalefetinden gelen insanlardır. Bu kokuşmuş düzene karşı çıkan herkesin HDP altında birleşmesi gerekir. Türkiye'nin demokrasiden yana yol almasını isteyenler varsa HDP çatısı altında birleşmelidir" ifadelerini kullandı. (Haberfx)