Halkların Demokratik Kongresi Eş Başkanları Sebahat Tuncel ve Ertuğrul Kürkçü, Hrant Dink'in katledilişinin 8'inci yılı dolayısıyla bir açıklama yaptı.

"Devlet, Ermeni soykırımının üzerinde yükseliyor," denilen açıklamada, "Biliyoruz ki devletin bir soykırım geleneği var. Ve yine biliyoruz ki bu devletin bir de siyasi suikast geleneği var. Hrant Dink'i soykırım geleneğiyle siyasi suikastlar geleneğine sahip olan devlet öldürdü. Planmalar yaptı, tetikçileri ayarladı, yargı sistemini çalıştırdı, kan dökmeye doymayan medyasına propaganda yaptırdı, çeteleri Hrant Dink'in haksız bir şekilde yargılandığı mahkemelerin önüne getirdi," diye belirtildi.

AKP PARALEL'E, PARALEL AKP'YE...

Tuncel ve Kürkçü, devletin kurumlarının Dink cinayetini birbirinin üstüne yıkmaya çalıştığını söyleyerek, "AKP paralele, paralel AKP'ye, Genelkurmay çetelere, Erdoğan münferit bir olaydır diyerek belirsizliğe yıkmaya çalışıyor," dedi.

Açıklama devamla şöyle:

DEVLET ODAKLARI CİNAYETİN SORUMLUSUDUR

"Bugün artık biliyoruz ki hepsi yalan söylüyor. Hepsi kendisini aklamaya çalışıyor.

Buna izin vermeyeceğiz. Buna izin vermedik.

Çünkü biliyoruz ki hepsi oradaydı. Bazıları planladı, bazıları tetikçi ayarladı, Genelkurmay hedef gösterdi, merkez medyanın milliyetçileri Hrant'ı yıprattı, "kan dökülecek" diyerek yemin eden Veli Küçük’ler, kiliselerin önünde tehdit içeren basın açıklamaları yapan ırkçılar, MİT, jandarma, emniyet, rapor tutanlar, cinayetin gerçekleşeceğini bilmesine rağmen raporları saklayanlar, görmezden gelenler, valiler, emniyet müdürleri, Ermeni Konferansını "arkadan hançerlediler" diyerek suçlayan Cemil Çiçek’ler, Talat Paşa Komitesi, Teşkilatı Mahsusa uzantıları... aralarındaki farklar ne olursa olsun söz konusu olan soykırımın gizlenmesi olduğunda bütün çelişkilerini geri plana atan devlet odakları Hrant Dink cinayetinin sorumlusudurlar.

ERDOĞAN, CİNAYETİN ÜSTÜ ÖRTÜLSÜN DİYE ELİNDEN GELENİ YAPTI

Cinayeti çözmek namus borcumuzdur diyen Erdoğan, Hrant Dink'in öldürülmesi sürecinde ihmali bulunan, kardeşimiz Hrant'a yönelik kampanyaya katılan, hakkında ölüm kararı anlamına gelen yargı kararlarına imza atanları, kamu görevlilerini, bırakalım yargılamayı, terfi ettirerek cinayetin üstünün örtülmesi için elinden geleni yapmıştır.

HRANT'I ANMAK BARIŞI ANMAKTIR

Hrant Dink'i bir kaç tetikçi öldürmedi. Cinayetin arkasında devletin bütün kademelerinden unsurlar var.

Ama bir noktada yanıldılar. Hrant Dink'i hedef tahtasına koyanların, Ermeni bir gazeteciyi öldürmek isteyenlerin tüm planları, barışın diliyle, kardeşliğin diliyle, herkese dokunan, herkesi kucaklamayı başaran fikirleri, kişiliği ve sevecenliğiyle milyonlarca insanın kalbinde yer edinen Hrant Dink'in kişiliği karşısında darmadağın oldular.

Hrant'ın arkasında milyonlarca insan harekete geçti. Hrant'ın katillerinin peşini bir an bile bırakmadık. Mahkeme önlerinde, 19 Ocaklarda, "Hrant için, adalet için" haykırmaktan bir an bile vazgeçmedik. Katilleri, cinayetin arkasında tüm gölgesiyle apaçık duran devleti sürekli hatırladık, sürekli hatırlattık.

Bugün 19 Ocak.

Bugün yine Türkiye'nin her yerinde Hrant Dink'i anıyoruz.

Biliyoruz ki Hrant Dink'i anmak barışı anmaktır, kardeşliği hatırlamaktır, soykırıma, şiddete maruz kalan halkların haklarını sesi olmaktır, özgürce, birbirini sevgiyle kucaklayarak bir arada yaşamaya duyulan özlemi ifade etmektir.

Hrant Dink'in mirası budur.

Bu mirasa neden sahip çıkmak zorunda olduğumuzu, Hrant Dink için adalet mücadelesi vermenin neden önemli olduğunu son bir haftada devletin Cize'de çocukları öldüren geleneğini düşünerek görmek mümkün. Hrant Dink cinayetinde rolü olan ve savcının soruşturulmasını istediği bir adamı Cizre'ye emniyet müdürü olarak atayanlar, hem Hrant Dink cinayetinin hem de çocukların ölümünün sorumluluğunun taşımaktadırlar.

Sorumlulardan hesap sorana kadar, halkların eşit koşullarda kardeşliğini sağlayana kadar mücadele etmek hepimizin Hrant Dink'e borcudur."

AGOS'UN ÖNÜNE

Açıklamanın sonunda, saat 15:00'da Taksim'deki yürüyüşün ardından toplanılacak Agos gazetesi önüne gelme çağrısı yapıldı.

Kaynak: Demokrat Haber