Hatay'daki Gezi eylemleri sırasında öldürülen Abdullah Cömert'in Erzurum'da bir şirkette çalışan abisi Zafer Cömert, önce polisler tarafından gözaltına alındı, sonra çalıştığı işyerinden atıldı. Yaşadıklarını anlatan ağabey Cömert, polislerin gözaltı işlemini işten atılması için planladığını söyledi.

Hatay'da Gezi direnişi sırasında polisin attığı gaz fişeğinin başına isabet etmesi sonucu yaşamını yitiren 22 yaşındaki Abdullah Cömert'in Erzurum'da bir şirkette çalışan ağabeyi Zafer Cömert'in, "Örgüt propagandası" ve " Örgüt üyesi" gerekçesiyle iki gün önce TEM polisleri tarafından iş yerine baskın yapıldı. Kaçma gerekçesiyle kelepçelenerek gözaltına alınan Cömert'in evi de arandı.

Ev aramasında, Karl Marx, Deniz Gezmiş posteri ve Yürüyüş Dergisi'ne el konuldu. İl Emniyet Müdürlüğü TEM Şubesi'nde ifadesi alınan Cömert, çıkartıldığı mahkemece haftada iki gün imza vermek şartıyla denetimli serbestlikle bırakıldı ve kendisine yurtdışına çıkma yasağı getirildi.

'SEN BURALARDA RAHAT ÇALIŞAMAZSIN'

Serbest bırakılmasının ardından çalıştığı iş yerine giden Cömert'e, "Sen bu baskınlardan sonra burada rahat çalışamazsın" denilerek işine de son verildi. Çok stresli olduğunu belirtilen Cömert, arkadaşlarıyla bir cafede otururken aniden fenalaşması ile hastaneye kaldırılan Cömert'in tedavisi hastanede devam ediyor.

GÖZALTIYLA AMAÇLANAN İŞTEN ATTIRMAKTI

Kaldırıldığı hastanede DİHA'ya konuşan Cömert, hiçbir delil olmadan gözaltına alındığını belirtti. Cömert, polislerin çalıştığı işyerini silahla basıp kendisini gözaltına almasındaki amacın, kendisinin işten çıkarılmak amaçlı olduğunu vurguladı.

Cömert, TEM şubelerinin genellikle sabah saatlerinde evlere baskın yaptığına dikkat çekerek, şunları kaydetti:

"Burada kurulan senaryo ofise baskın yapıp, beni işten atmaktı. Hepsi silahlı ve kalabalıktırlar, 5 ekip geldi. Ellerinde hiçbir delil yok kelepçeleyip eve götürdüler. Evde arama yaptılar. Hiç bir suç unsuruna rastlamadılar. Ellerinde hiçbir delil yoktu ama savcı ve hakim ise sürekli üzerime geldi, kesin bir dille 'Sen bunları yaptın' dediler. Ben de onlara hiçbir deliliniz yok dedim." (DİHA)