Ortadoğu uzmanı yazar Faik Bulut, Şam yönetimine bağlı güçler ile yine ona bağlı bazı paramiliter gruplar tarafından Rojava’nın Haseke kentine düzenlenen saldırıları değerlendirdi.

DİHA’ya konuşan Faik Bulut, yüzyıllık anti Kürt ittifakı olan Türkiye, İran, Irak ve Suriye ortaklığına işaret etti, "Kürtlerin siyasi varlıklarının yok edilmesi, imha edilmesi, engellenmesi yönünde eski dört ülkenin bir araya gelmesi olarak görmek lazım" dedi.

SALDIRILAR NE ANLAMA GELİYOR

İlk defa Esad güçlerinin çatışmalara dahil olduğunu ve savaş uçaklarının kullanıldığını belirten Faik Bulut, bunun iki türlü yorumlanabileceğini söyledi:

"Birincisi sadece iç dinamiğe dayalı. 'Nasıl olsa Halebi de aldık, alacağız. Kürtleri de bir şekilde kontrol altına alabilir, ayrılmaya ya da kopmaya yönelik teşebbüslerine son verebilirim' denildi. Türkiye'de de çatışan ve dinamik bir güç olan Kürtlere Hesekê'de ders vererek, fazla ilerlemeleri engellenmek isteniyor. Bu planlı mıydı bilmiyorum, ancak stratejik planlamadan yoksundu.

“İkinci ayağının daha önemli olduğunu düşünüyorum. Son dönemlerde Türkiye Rusya ile yakınlaştı, Suriye ile de yakınlaşma işaretleri veriyor. İran, Irak, Suriye, Türkiye bir de Rusya işin içinde olabilir. Biz bu bölge sorunlarını çözelim diplomatik açıdan söylenmiş laflar. Kürt oluşumunu, Kürtlerin siyasi varlıklarının yok edilmesi, imha edilmesi, engellenmesi yönünde eski dört ülkenin bir araya gelmesi olarak görmek lazım. Suriye, İran, Irak'ın bir araya gelmesine yönelik bir adım. Türkiye'ye bir çeşit şerh yapmak istiyorlar. 'Eğer siz Özgür Suriye Ordusu, Ehrar û Şam, Müslüman Kardeşlere destek vermeyi keserseniz sizinle birlikte Kürtlerin herhangi bir varlık göstermesinin önüne geçeriz, ortak hareket edebiliriz' mesajı veriliyor."

FEDERATİF YAPIYA KARŞI ‘TEDBİR’ Mİ?

Bunun basite alınamayacak bir deneme olduğunu sözlerine ekleyen Bulut, “Tahran, Moskova ve Türkiye'nin düzenledikleri toplantıda muhtemelen Suriye'de vardır, uzlaştığı anlaşılıyor. Rojava'daki kantonal sistem ve federatif sisteme karşı tedbirler alacaklardır" diye ifade etti.

HASEKE’NİN DEMOGRAFİK YAPISI

Heseke'nin demografik yapısının çok kültürlü olduğunu, Esad’a bağlı Arapların bulunduğunu ancak gücü elinde bulunduranın Demokratik Suriye Güçleri olduğunu anımsatan Bulut, şöyle devam etti:

"Bunların yanında Türkmen'i, Acem'i var. Birden fazla etnik köken, birden fazla inancı olan kent. Hesekê'nin bütün etrafı kurtarılmış değil. Heseke merkezi ve Qamişlo tamamda köyler ve ara bölgeler de üçlü bir odak var. Yabacı yoğunluklu muhalifler söz konusu. Suriyeli olmayan Çeçenler gibi, Almanya'dan, dış ülkelerden gelen IŞİD, El Kaide grupları var. Fakat QSD (Demokratik Suriye Güçleri) daha çok boyutludur. Hem inanç açısından, hem etnik noktada daha geniştir. Normalde bir arada yaşama kültürü olan ama savaş olduğu için herkesin kendi kabuğuna çekildiği ve öz kimliğine döndüğü bir takım gruplaşma ve çekişmeler var."

“REJİM TÜRKİYE’YE JEST YAPIYOR”

Demografik yapının devam edeceğini ancak bu yapının çok etkili olmadığını, asıl etkili olanın siyasi kazanımlar ve mevzilenmeler olduğunu kaydeden Bulut, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bugün ki siyasi konumlanma Sünni ve Sünni olmayanlar, ya da Arap, Kürt şeklinde değil. Siyasi odaklanmanın çatışmasıdır. Rusya ve rejimin Arapçılık üzerinden bir kesimi, muhalifleri DAİŞ, Nusra olarak belirtebiliriz ki bunlar siyasi İslam'ı kullanıyor. Diğeri demokratik üçüncü yol denilen bir yönetim tarzı var. Bu sebeple büyük devletlerin oyunu çatışması söz konusudur. Bu sebeple çatışmaların duracağını düşünüyorum. Rejimin Türkiye'ye bir jesti olarak görülebilir. 'Bak biz Kürtleri vuruyoruz ikimizin de amacı birdir' deniliyor. Ama alt tarafta Halep konusunda henüz anlaşmamışlar. Orada ki durumun kimin lehine biteceği önemlidir. Halep'te ki durumu savunma amaçlıdır. Burada ki durum tayin edici olacaktır."

DEVAM EDER Mİ?

Suriye ile Türkiye'nin henüz tam anlamıyla anlaşamadığını da vurgulayan Bulut, son olarak şunları söyledi:

"Evet Irak, Türkiye, İran ve Suriye, Irak'ta bir anlamda kaba bir anlaşma yaptılar. Ama bir anlaşma değil bir mevzilenme var. Özellikle ABD'nin uçaklarını göndermesi ve bir kısım gücünü oraya göndermesi Suriye'ye bir mesajdır. Belki besleyecekler. Ama Halep'te birbirlerine karşı yine silah kullanacaklarını düşünüyorum. Burada önemli olan günü birlik bir çatışmamı yoksa birbirini imha etmeyi amaçlayan stratejik bir hal mi alır. Şuan da ki haliyle devam edemeyeceğini, devam ederse İran ile Rusya'nın bu işe devam ettiğini görmek lazım. ABD'nin uyarıları dikkate alınmamıştır. O zaman büyük güçler devreye girecektir."