CHP'li milletvekillerinden muhtıra gibi bildiri: “CHP Tunceli Milletvekili Aygün'ün açıklamaları kabul edilebilecek değerlendirmeler değildir. Kılıçdaroğlu'nu bu konuda tavır almaya ve gereğini yapmaya davet ediyoruz.”

 

CHP Samsun Milletvekili Haluk Koç, Partisinin Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün "Atatürk ve Atatürkçülük" hakkındaki açıklamalarının kabul edilebilecek değerlendirmeler olmadığını iddia ederek, "En başta Sayın Genel Başkanımız olmak üzere CHP organlarını bu konuda tavır almaya ve gereğini yapmaya davet ediyoruz. Sayın Genel Başkan ve CHP yetkili organlarının suskunluğunu kabul etmek mümkün değildir" dedi.

Bu açıklamanın ardından Hüseyin Aygün'ün savunması istendi.

Koç, bir grup CHP milletvekiliyle birlikte hazırladıklarını açıkladığı 2 sayfalık "bildiriyi" TBMM’de gazetecilere okudu ve soru kabul etmedi.

 

Bildiride, yargının yürütmeye bağlandığı, yasama organının yetkilerinin fiilen yürütmeye devredildiğini, sivil toplum kuruluşlarının, üniversitelerin bazı istisnalar dışında tabela örgütleri haline getirilen sendika ve meslek odalarının "dekor" olarak kullanıldığı, Türkiye’nin bir "demokrasi illüzyonu" ile kuşatıldığı iddiasına yer verildi.

 

"Terör örgütünün rehin aldığı siyaset kurumunun uzlaşma izdivacı fotoğrafı altında yürüttüğü anayasa çalışmalarının AKP tipi demokrasi uygulamalarıyla birleştiğinde nasıl bir sonuç çıkacağını da görmemiz gerekiyor" denilen bildiride, özetle şu ifadelere yer verildi: "Şehitlerimizin ve deprem kurbanlarının acıları daha aklımızda iken 10 Kasım günü, Atatürk’ün ölümünün 73. yılında ilginç bazı tartışmalara ve açıklamalara tanık olduk.

 

Atatürk’ü ve Atatürkçülüğü 1920-1940 arasındaki dondurulmuş bir zaman dilimine hapsederek, o tarihteki dünya koşullarından soyutlayıp kimi kez hakarete vararak insafsızca eleştirenler kervanına CHP’den, içimizden birilerinin de katıldığını gördük.

 

CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün bir yayın organına yaptığı açıklamalar, bu çerçevede kabul edilebilecek değerlendirmeler değildir. Bunları tekrar etmek istemiyoruz. CHP’ye oy veren, zor koşullarda mücadelesini yürüten ve umut olarak görmek isteyen milyonlarca yurttaşımız haklı olarak bu gelişmelere isyan etmektedir. En başta Sayın Genel Başkanımız olmak üzere CHP organlarını bu konuda tavır koymaya ve gereğini yapmaya davet ediyoruz.

 

Şu durum çok iyi bilinmelidir; CHP tesadüfen kurulmuş, siyaset mühendislerinin projelendirmesi ile kendisine rota arayan tarihi ile hesaplaşmaktan korkan bir siyasi parti değildir.

 

CHP, yüzyıl öncesinden kalan hesapların yeniden masaya yatırıldığı bu dönemde de kendisini başkalaştırmaya zorlayan iç ve dış talep sahiplerine direnecek kadar güçlü ve birikimlidir. CHP tabanı Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Atatürk’e de partimizin temel ilkelerine de sımsıkı sahip çıkmaya devam edecektir.

 

CHP, sinsi politik maceraperestlerin devşirme, dönüştürme planlarını boşa çıkaracak yeniden bir direniş, bir karşı koyuş, bir siyasi başkaldırı partisi olmak durumundadır."

 

KILIÇDAROĞLU’NA SİTEM

 

Bildiride, CHP Genel Başkanı ve CHP yetkili organlarının bu gelişmeler karşısındaki suskunluğunu kabul etmenin mümkün olmadığı ifade edilerek, "Sessizlik ve tepkisizliğin dolaylı yoldan söylenenleri onaylamak anlamına çekilebileceği unutulmamalıdır" denildi.

 

CHP’nin Türkiye gündemini işgal eden çeşitli konularda ideolojik tutarlılık ve politik söylem birliği geliştirme noktasında duyarlı davranmak zorunda olduğuna işaret edilen bildiride, "Muhafazakar ve neoliberal tavsiye odaklarının kılavuzluğuna uyum ağlamaya dönük siyasi tavırların, partimizi ve temel ilkelerimizi kamuoyunda tartışılır hale getirdiği artık görülmelidir" ifadesine yer verildi.

 

Bildiride, Fransa ve Güney Amerika’da sol partilerin iktidara gelmelerine de değinilerek, şu görüşlere yer verildi:

 

"Bugün CHP’nin çeşitli uluslararası siyasi çıkar faylarının üzerinde kesiştiği en kritik coğrafyada, her zamankinden daha güçlü ve net olmak zorunluluğu ve görevi vardır. Bu tespitler, bir parti içi muhalefet geliştirme amacıyla ortaya konulmamıştır. Amacımız, partimiz tabanındaki ve kamuoyundaki tartışmalara karşı tüm yöneticilerimizi ve milletvekillerimizi söylem ve duruş birlikteliğine çağırmaktır."

 

 

Bildiriye, Samsun Milletvekili Haluk Koç, Ankara Milletvekili İzzet Çetin, Antalya Milletvekili Gürkut Acar, Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz, Afyonkarahisar Milletvekili Ahmet Toptaş, Antalya Milletvekili Yıldıray Sapan, Antalya Milletvekili Arif Bulut, Antalya Milletvekili Osman Kaptan, Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar, İstanbul Milletvekili Fatma Nur Serter, Mersin Milletvekili İsa Gök ve Balıkesir Milletvekili Nedret Akova imza koydu.

AYGÜN NE DEMİŞTİ? BURADA >>>