AK Parti İstanbul Milletvekili Hakan Şükür, "İhtiyaç duyulmayacak bir iyileştirme yapılmadan dershanelerin kapatılmasına evet demenin, doğru olmadığını düşünüyorum." dedi.

Sosyal paylaşım sitesi Twitter’da dün gece geç saatlerde açıklamalarda bulunan Şükür, “Bugüne kadar binlerce gencimizin üniversite kazanmasına vesile olan bu kurumların kapatılmasının, doğuracağı sosyal yaraların telafisinin zor olacağını düşünüyorum.” diye yazdı.

Birkaç gündür bazı haber sitelerinde dershane meselesiyle ilgili attığı tweetler üzerine bazı değerlendirme ve yorumlar gördüğünü belirten Hakan Şükür, “Öncelikle şunu belirteyim ki Sayın Başbakanımıza olan sevgi ve saygım, başta Başbakanımız olmak üzere tüm kamuoyunun malumudur. Bunu hiçbir şekilde ispat etmeye ihtiyacım yoktur. Aynı şekilde bugüne kadar hep ülkemiz ve milletimize faydalı işler yaptığını gördüğüm Hizmet hareketine ve Muhterem Hocaefendi’ye olan sevgim de herkesin malumudur.” ifadelerini kullandı.

20 seneden fazla bir süredir Hizmet’in içinde bulunmaktan şeref duyduğunu belirten Şükür’ün attığı bazı twitler şöyle:

“Mensubu bulunmakla onur duyduğum partimizin bu şekilde karşı karşıya gelmiş olmaları beni çok üzmektedir. Muhterem Hocamın, Başbakanımıza her zaman dua ettiğinin en yakın şahitlerindenim. Başbakanımızın da Hocamız aleyhine bir beyanına şahit olmadım.”

“Dershaneler meselesinde gerek yayın organlarında gerekse sosyal medyada gösterilen hassasiyet, bugüne kadar süregelen bu dostluğun zedelenmesi endişesinden kaynaklanmaktadır.”

“Dershanelerin sadece ticari kurumlar olarak görülmesi doğru değildir. Elbette eğitim sistemimizin iyileştirilmesi hepimizin öncelikli görevidir. Ama bunu bir şeyleri yıkarak yapmaya taraftar olmadığımı belirtmek isterim.”

“Kapatma davasında partimize ve Başbakanımıza hizmet mensuplarının yaptıkları dua organizasyonlarının, ettikleri duaların yakın şahidiyim. Hem referandumda hem seçimlerde kapı kapı dolaşan, hakaretlere uğrayan, kadınıyla erkeğiyle fedakarca çalışan hizmet insanlarını hepimiz biliyoruz.”

“Hiçbir beklentiye girmeden büyük maddi fedakârlıklarla dünyanın her yerinden gelip oy kullanan insanları, daha düne kadar partimize ve değerlerimize tavırları ile bilinen bir kısım medya mensuplarının düşman ilan etmesi büyük bir haksızlıktır. Bu insanların ‘savaş, kavga’ gibi kelimelerle yan yana anılması çok inciticidir.” (Timetürk)