İSTANBUL - CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, İstanbul Gençlik Kollarının Deniz Feneri soruşturmasında bilgi sızdırıldığı iddiasıyla eski İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın istifa etmesi amacıyla başlattığı imza kampanyasına katıldı. 

Beyoğlu İstiklal Caddesi üzerinde bulunan CHP ilçe binası önünde kurulan çadırı ziyaret eden Gürsel Tekin, burada partililerle sohbet ederek çay içti. Ardından imza kampanyasının yapıldığı masaya giden Tekin, ilk olarak kendisi imza attı, ardından vatandaşlara imza attırdı.  İmza attıktan sonra Deniz Feneri ile ilgili açıklamalarda bulunan Tekin, Deniz Feneri soruşturmasıyla ilgili toplumu duyarlı olmaya çağırırken, toplanan imzaların bir milyona ulaşmasının ardından parlamentoya teslim edileceğini belirtti.  Tekin, “Bu sorunun yeniden ele alınabilmesi için Cumhuriyet Halk Partisi olarak topumun duyarlılığını gündeme taşımak istiyoruz" dedi.

Tekin sözlerini şöyle sürdürdü:  "Deniz Feneri soruşturmasının açılmaması için uzun süre dirençle karşı karşıya kalındı. 2,5 yıl sonra gerek Avrupa’da gerek Almanya’daki sorunlarla ilgili baskı olunca Türkiye’de bu davanın akıbeti başlamaya başladı. Ama ne yazık ki başlar başlamaz adeta Almanya’daki organize işlerin bir benzeri Türkiye’de yaşanmaya başladı. Bu sanıkların içindeki insanlarla şu anda siyasette bakan olan, siyasetin önemli mevkisinde olanların yakınlıklarını, iş ortaklıklarını herkes çok iyi biliyor, çok açık ve net.

Bunun üzerine o dönemin içişleri bakanı bu olaya müdahil olmak zorunda kalmıştır. Gerekçe yargılanan sanıklarla eski içişleri bakanlığının iş ortaklığı açıkça ortada. Biliyorsunuz bir film şirketi benzer basın yayın gibi birkaç şirket ortaklıkları var. Daha sonra bu olayın engellenebilmesi için o süreci anlatmak istemiyorum hepiniz çok iyi biliyorsunuz. Sayın genel başkanımız o safhayı tek tek açıkladı"

Bundan sonra sorgulanması gereken ve önümüzdeki günlerde tartışma konusu olacağını ifade ettiği telefon görüşmelerinden bahseden Tekin, “Adalet Bakanını kim aradı? Perşembe günü hangi üst düzey yetkili Adalet Bakanını arayıp ‘halen bu savcılar orada mı?’ dedi mi, demedi mi? Ne gariptir bu telefon görüşmesi Perşembe günü yapılıyor, Cuma günü 3 tane savcı görevinden alınmak zorunda kalınıyor. Bütün bu hukuk garabetine baktığımızda bırakın bizim isyanımızı en son Bülent Arınç Bey de isyan etmek zorunda kaldı. Yani vicdanına sığmayan bu olaylardan dolayı Sayın Arınç, çünkü bütün safhayı biliyor. Özellikle Deniz Feneriyle ilgili Türkiye’de AKP’de ilk duyarlılığı gösteren Sayın Arınç’tır" şeklinde konuştu.

Deniz Feneri’nin sanıklarının dışarıda olduğunu, neyle yargılandıkları belli olmadığını belirttiği gazeteciler, siyasetçiler ve bilim adamlarının içeride olmasına en son Bülent Arınç’ın da isyan ettiğini söyleyen Tekin şöyle konuştu:  "Birincisi bu yolsuzluklarla ilgili toplumu duyarlı olmaya davet ediyoruz. İkincisi Türkiye’deki hukuksuz sistemin, herkesin bu hukuksuz sistemle ilgili isyan etmesi gerekiyor. Binlerce insan neden gözaltında olduğunu, niçin yargılandığını bilmiyor, millet iradesiyle seçilen milletvekillerinin cezaevinde niçin olduğuna ne siyasetçiler cevap verebiliyor, ne de hukuk adamları cevap verebiliyor. Cevabı açık ve net, cevabı iktidar baskısıyla bu insanlar şu anda cezaevinde yatıyor. Herkesin bayramda çocuğuyla eşiyle bayramlaşabileceği bir günde bu insanlar dört duvar arasında niçin yattıklarını bilmeyecek şekilde cezaevinde yatmış olacaklar."