Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, İtalya yolunda gazetecilerle yaptığı sohbette bir kez daha "paralel yapılanma" sorularıyla karşılaştı.

Gül, konuyla ilgili değerlendirmesinde bir kez daha yasalar ve hukuki çizgilere işaret etti. Gül, devlet içinde farklı amaçlar etrafında gruplananlara müdahalenin normal olduğunu savundu.

"TÜRBÜLANSTAN ÇIKARIZ"

Yaşanan süreç konusunda "Hak etmediğimiz bir ortam içindeyiz. Hak etmediğimiz tartışmalar yaşanıyor. Nasıl kaynaklandı, ne oldu, bu ayrı bir konu. Bu mikro detaylara girmek istemem." diyen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ülkenin bir türbülanstan geçtiğini ifade etti. Gül, "Türbülans lafının boyutunu çok büyütmek kanısında değilim. Türbülansa girersiniz, çıkarsınız. Şimdiye kadar türbülansta düşen bir uçak yok. Ama yolcuları rahatsız eder. Boyutunu büyütmeyin, kasırga fırtına esiyormuş gibi almayın. Ama hepimiz görüyoruz, manşetlere, konuşulanlara baktığınızda, keskin bir ortam var. Bundan çıkmanın yolu, konuşulan dil çok önemli, hepimiz için. Söylem tarzlarımız biraz gözden geçirilirse, bu birden havayı değiştirir kanaatindeyim." diye konuştu.

"KURUMLAR ARASINDA FİKİR AYRILIĞI YOK"

Kurumlar arasında bir çatışma varmış gibi hava oluşturulduğunu aktaran Gül, "Devlet organları arasında farklılıklar yok, Cumhurbaşkanlığı, hükümet, yüksek mahkemelerin başkanları ve diğer önemli kurumlara baktığınızda... Söylediğiniz konudaki problemlerin çözülmesi ancak hukuk çerçevesi içinde mümkün olabilir. Bunun ötesinde zaten başka bir şey yapamazsınız. Hukuk çerçevesi içinde yanlış gördüğünüz, devlet için bu tip davranışlar doğru değildir dediğinizde, bunların hukuk çerçevesi içinde düzeltilmesi bir noktada görevdir. Bunlar yapılırken yanlışlar olursa, hukuk dışı olursa, yine mekanizmalar var." diye kaydetti.

"PARALEL YAPIYA MÜDAHALE NORMAL"

Gül, devlet içinde ayrı davrananlar konusuna da bir kez daha değinerek şöyle konuştu:

"Devlet sistemi içinde bazı kurumlarda farklı dayanışmalar var, bunun bazı örnekleri var. Bunlar hukuk çerçevesi içinde düzeltilebilir. Bunun düzeltilmesinden daha normal bir şey olamaz.. Hatta bu dayanışmalar dini olabilir, etnik olabilir, dolayısıyla bunların bir hukuk devletinde devlette çalışanları hepsinin sadakati önce anayasa kanunlar ve devlete olacaktır. Varsa alacakları bir direktif, hiyerarşik bir sistem içinde kanunlar içinde olmalıdır. Bunun dışında başka bir şekilde dayanışma olursa, buna hukuk çerçevesi içinde müsaade edilmez, hangi saikle olursa olsun..."