HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan, bütçe görüşmelerinde konuştu. Paylan, "Troller AKP tarafından yönetiliyor. Yazılı basın emrinde. İnternet siteleri, medya tetikçileri devrede" dedi.

Algı yönetimi yapıldığına dikkat çeken Paylan, "Algı yönetmek için her kanalda, her gazetede 'komiser'ler var" diye konuştu.

Garo Paylan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

Maalesef kötülüğün sıradanlaştığı günlerden geçiyoruz. Kan, gözyaşı, ölümler, katliamlar toplumumuzu ciddi bir umutsuzluğa sevk ediyor. Siyaset kurumu bununla ilgili bir çözüm ortaya koyamıyor.

Türkiye tarihinde defalarca bu karanlık dehlizlere girdik, çıktık. Elimizde kan, gözyaşı ve acılar kaldı ve şu anda siyaset kurumunda olan hiçbir parti o karanlık dönemleri olumlayamıyor. Bu karanlık dehlizden geçtikten sonra, bugün uygulanan politikaları da hiç kimse savunamayacak ve bu politikayı yürütenler mahcup olacaklar. Bu politikalara onay verilmesi için Türkiye siyasi tarihinde hep bir propaganda mekanizması olmuştur.

Bu politikalara onay verdirmek için o propaganda makinesi devreye geçer ve toplumdan rıza alır. Önce hakikati öldürür, basın susturulur; sonra toplumun bununla ilgili rızası alınır, "Oh olsun" dedirtilir topluma. Kutuplaşma, kamplaşma devreye sokulur. Devlet, güvenlik politikalarının esiri olur. Siyaset kurumu devre dışı kalır. "Çözüm" diyenler "hain" diye yaftalanır.

Güvenlikçi politikalar kutsanır. Bir propaganda mekanizması var. Bir havuz medyası var, troller var. Troller AKP tarafından yönetiliyor. Yazılı basın emrinde. İnternet siteleri, medya tetikçileri devrede. Bütün medya kuruluşlarında 'komiser'ler var. Algı yönetmek için her kanalda, her gazetede 'komiser'ler var.

AKP Grup Başkanvekili değil, baştrol

Ben birini grup başkanvekili zannediyordum ama meğerse baştrolmüş. Kendisi itiraf etti Twitter'daki yazışmalarımızda. AKP Grup Başkanvekili, benim 16 yaşında genç bir kadınla çekilmiş fotoğrafımı paylaştı.

Bu genç kadın, İstanbul’daki saldırıdan sonra "Oh olsun!" diye söylemiş ve bu algıyı bütün medya benim "Oh olsun!" diye söylediğimi ortaya koyuyor.

Biz ne yaptık da bu 16 yaşındaki bir genç kadına "Oh olsun" dedirttik. "Ne yaptık da bu kadar nefretle, öfkeyle doldurduk" diye düşüneceğimize, bir kişilik suikastına tabi tutmaya yol açıyoruz.

Bebeklerden katil yaratan bir mekanizmamız var, bebeklerden "Oh olsun" dedirten bir mekanizmamız var. Bir öğretmen, 10 yaşındaki çocukların ellerine idam urganını tutturabiliyor. Budur bebeklerden katil yaratan mekanizma.

Çözüm yalnızca kınamak değildir, "Lanet olsun" demek değildir. Bunu zaten söylüyoruz ama bir sonraki adımımızı da söylemek durumundayız. HDP'lileri karakter suikastına uğratarak, başka 16 yaşındaki gençlere linççi güruhlar yaratabilirsiniz. Biz o mekanizmayı sorgulamadığımız sürece, grup başkanvekili zannettiğimiz ama "baştrol" olduğunu öğrendiğimiz, itiraf ettiği kişilere ülkeyi teslim ettiğimiz takdirde daha çok karanlıklar yaşarız.