HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan, bugün TBMM’de bir basın toplantısı gerçekleştirdi. Paylan, "Biz HDP olarak şunu iddia ediyoruz, bir sefer OHAL şartlarında anayasa yapılmaz. OHAL’de toplumun geleceğini etkileyecek bir Anayasa tartışması yürütülemez. Meclis’in doğru düzgün işlemediği şartlarda anayasa yapılamaz" dedi. 

Paylan, AKP ve MHP’nin Anayasa önerisi üzerine yaptığı açıklama şöyle: 

‘Tek adam’ iradesi için iki adam Anayasa konuşuyor
 
Tek adam iradesi için iki adamın bir araya geldiği, yalnızca iki adamın üzerinde konuştukları bir Anayasa önerisiyle karşı karşıya kalacağız. Anayasa değişikliği 79 milyonun ve bütün bölgenin gelecek on yıllarını etkileyecek çünkü ‘tek adam’ bir sefer kurumsallaşırsa, diktatörlük bir sefer yönetimi ele geçirirse, o diktatör ülkesini ya karanlıklara doğru sürükler ya sessizliğe doğru sürükler. Bu da demokrasiden çok daha uzak bir yere savrulmak anlamına gelir.
 
OHAL ŞARTLARINDA ANAYASA YAPILMAZ 
 
Biz HDP olarak şunu iddia ediyoruz, bir sefer OHAL şartlarında anayasa yapılmaz. OHAL’de toplumun geleceğini etkileyecek bir anayasa tartışması yürütülemez. Meclis’in doğru düzgün işlemediği şartlarda anayasa yapılamaz. Önce Meclis işleyecek, Meclis’teki tüm siyasi partilerin katkı sunabilecekleri bir iklim yaratılacak.
 
Yargının işlemediği şartlarda anayasa tartışılamaz. Yargı işlemiyor. Yargı üyelerinin üçte biri görevden alındı. Yalnızca biat eden yargı mensuplarının göreve atandığı bir dönemde anayasa tartışılamaz. Önce yargıdaki taşlar yerine oturtulmalı.
 
Basının işlemediği şartlarda, muhalif basının devre dışı bırakıldığı şartlarda, basının tek ses olduğu şartlarda anayasa tartışılamaz. Basın devrede olacak ki bütün görüşleri ortaya koyabilsin ve fikirler basın üzerinden tartışılabilsin.
 
Sivil toplum örgütlerinin katkısı alınmadan anayasa yapılamaz. Sivil toplum örgütleri ülkenin kılcal damarlarıdır. Ülkenin her yerinde sivil toplum örgütleri azaldı ancak hala devredeler, önerileri var fakat o öneriler alınmadan, iki adam bir araya gelmiş anayasa yapmaya kalkıyorlar.
  
Batı’da bunun başka örnekleri var, bunu böyle anlatmaya çalışacaklar ancak biz demokrasiden o kadar uzaklaştık ki, bir milletvekilinin yedeği olması demek mevcut seçilmiş milletvekillerinin baskı altına alınması demektir. Bu da şunu getirecektir, biat etmeyen her milletvekili her an istifaya zorlanabilir. Biat etmeyen milletvekillerinin can güvenliği yoktur çünkü hep “yedeğin var”, “ayağını denk al”, “ya biat edersin ya da senin yedeğinle değiştiririz” anlayışını getirecek ve milletvekilleri üzerine ciddi bir baskı kurabilecektir.
 
2,5 yıllık bir geçiş dönemi öngörülüyor. Bu geçiş döneminde milletvekili arkadaşlar biat edip etmedikleri testine tabi tutualacaklar, en çok “Padişahım çok yaşa” diyenler milletvekili listelerinde yerlerini alacaklar, itiraz kırıntısını bile ortaya koyanlar milletvekili listesi dışında kalacaklar.
 
Güç yalnızca tek adamda olursa, yine “kandırılır”
 
Sayın Cumhurbaşkanı, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra, “biz kandırıldık, hata yaptık, Allah bizi affetsin” diyebilmiştir. Siyasi partiler, basın, sivil toplum örgütleri barış sürecinden çıkıp savaş iklimine geçtiği her anda darbe dinamiğinin devrede olduğu konusunda defalarca uyarılar yaptılar. Ancak Recep Tayyip Erdoğan dinlemedi. Tek adam “kandırılmıştı”. Eğer ki güç yalnızca tek adamda olursa, yine “kandırılır”.
 
"ÖNERİDE HİÇBİR DENGE VE DENETLEME MEKANİZMASI YOKTUR"
 
Demokrasilerde, güçlerin paylaşılması, güçlerin birbirini denetlemesi esastır, biz parlamentomuzun işlemesini, yargımızın devrede olmasını istiyoruz, elbette bir yürütme olacak ama yürütme dengelenecek ve denetlenecek. Bugün AKP ve MHP’nin önerdiği anayasa önerisinde hiçbir denge ve denetleme mekanizması yoktur. Tek adamın iradesini, Recep Tayyip Erdoğan’ın müktesebatına baktığımızda hep hatalar yapan bir tek adamın ülkemizi pek çok karanlığa, pek çok hataya sürükleyebileceğini görüyoruz. Tek adamın yaptığı hatayı hem 79 milyon Türkiye vatandaşı hem de bütün bölge ödüyor. Bu çerçevede, bu anayasa girişimine hem milletvekillerinin hem de Türkiye halkının yol vermeyeceğine inanıyorum.
 
TÜRKİYE "TEK ADAM" İREDESİNİ İSTEMİYOR 

İhtiyaç tabii ki çoğulcu bir demokrasidir. Hedef çoğulcu bir anayasa olmalı. Biz bununla ilgili önerilerimizi HDP olarak sunduk. Yine hem Meclis’te, eğer ki Meclis’ten geçerse topluma sunacağız ve kesinlikle özgür şartlarda, OHAL’in olmadığı şartlarda, basının özgür olduğu şartlarda referanduma gidilirse asla ve asla bu anayasa değişikliği %50’nin yakınına bile geçmeyecektir, çoğunlukla “hayır”ın çıkacağına güveniyoruz çünkü Türkiye toplumu ‘tek adam’ iradesi istemiyor.
 
MHP DE LAĞVEDİLMİŞ OLACAK
 
Eğer MHP de bu anayasa destek verecekse, kendini fiilen lağvetmiş olacaktır çünkü parlamento devre dışı kalırsa MHP de devre dışı kalmış olur. Bu çerçevede ben MHP milletvekillerinin de bu anayasa’ya destek vermeyeceklerine inanmak istiyorum. Kendi partilerini lağvetmelerine izin vermeyeceklerini düşünüyorum.
 
AKP de bütün iradesini Recep Tayyip Erdoğan’a teslim etmiş olacak bu imzalarla, buna da AKP milletvekillerinin çoğunluğunun  buna yol vermeyeceğine de inanmak istiyoruz.
 
AKP’Lİ VEKİLLER BOŞ KAĞIDA İMZA ATTILAR 
 
Geçen hafta, AKP milletvekilleri henüz tartışma ortada yokken, Meclis Genel Kurul’unda boş kağıda imza attılar. Bir milletvekili, meclisi devre dışı bırakacak bir imzayı metni görmeden atabiliyor. Türkiye’nin geleceğini etkileyecek, tek adama iradesini verecek bir metin için tüm AKP’li vekillere boş kağıda imza attırıldı.
 
ERDOĞAN YİNE "TEK ADAM" OLACAĞIM DİYOR 
 
Bütün bu karanlık iklimde, evet umutsuz gözükebiliriz ama biz HDP olarak çok umutluyuz, Türkiye toplumuna güveniyoruz. 7 haziran öncesi de Recep Tayyip Erdoğan tek adam olmak istedi, meydanlara çıktı “400 milletvekili verin, bu işi böyle huzurla çözelim” dedi. “Huzurla çözelim” dediği “bütün yetkiyi bana verin” demekti, ancak HDP çıktı “seni başkan yaptırmayacağız” dedi ve %13’ü geçerek AKP’yi diğer partilerle uzlaşmak zorunda bıraktı.

Ancak Recep Tayyip Erdoğan bunu kabul etmeyip ülkeyi tekrar seçime götürdü, toplumu çaresiz hissettirip tekrar çoğunluğu alarak AKP’ye hükümeti kurdurttu. Şimdi tekrar “ben tek adam olacağım” diyor, bir darbe girişiminden sonra. Biz, HDP olarak hiç merak edilmesin, onu “tek adam” da yaptırmayacağız, onu diktatör de yaptırmayacağız.