İngiliz Financial Times (FT) gazetesinin dış haberler editörü David Gardner, İran ve Türkiye vatandaşı iş adamı Reza Zarrab'ın merkezinde olduğu davanın, halihazırda yıpranmış olan ABD-Türkiye ilişkilerini "paramparça etme" tehlikesi taşıdığını yazıyor.

Gardner, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD'ye olan öfkesini daha da arttığını ve 'davanın Ankara'nın Kürtler ve Gülen ile ilgili endişelerinin önüne geçtiğini' belirtiyor.

Gardner'ın makalesi şöyle devam ediyor:

"Üst düzey Türk hükümet yetkilileriyle bağlantısı olan Zarrab'ı merkez alan davada, o ve 8 diğer sanığın 2010-2015 yıllarında İran petrol ve doğalgazı karşılığında altın vererek, ABD'nin İran'a uyguladığı yaptırımları delip delmediklerine bakılacak.

"Ancak davanın çevresi sisle kaplı. Florida'da 18 ay önce yakalanan Zarrab'ın iddia makamı adına tanıklık edip etmeyeceği de net değil."

Gardner davanın, Cumhurbaşkanı Erdoğan başta olmak üzere tüm Türk yetkililerce "ABD'nin Ankara'ya yönelik planlarının üstünü kapatmak için kullandığı bir incir yaprağı" olarak yansıtıldığını hatırlatıyor.

"Davayla ilgili ateşli söylentilerden biri de, daha önce Erdoğan'ın yakın çevresi ve hükümetine yönelik operasyonlarda sızdırılan ses kayıtlarının savcılar tarafından mahkemeye sunulup sunulmayacağı..."

Şu ana kadar Ankara ile ABD arasındaki temel sorunun, Washington'ın Suriye'deki Kürt YPG (Halk Savunma Birlikleri) güçlerine silah desteği vermesi olduğunu hatırlatan FT'nin dış haberler editörü Gardner, Erdoğan'ın büyük umut beslemiş olduğu Donald Trump yönetiminin de YPG'ye desteği artırdığını hatırlatıyor.

"Erdoğan ayrıca, ABD'nin Fethullah Gülen'in Türkiye'ye iade edilmesi taleplerini reddettiğini düşünüyor ve bu da öfkesini artırıyor.

Gardner'a göre "Erdoğan ve yakınlarının ismini karalama potansiyeli taşıyan Zarrab davası, Ankara'nın Kürt ve Gülen endişelerinin önüne geçti."

Gardner'ın konuştuğu ancak ismini vermek istemeyen bir Türk yetkili "Durum çok ciddi. ABD ile ne zaman bir sorunu halletmeye çalışsak karşımızda üç yeni sorun daha buluyoruz" diyor.

Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ'ın davayı "Türkiye'ye karşı, hukuki dayanağı olmayan bir komplo" olarak gördüğünü hatırlatan Gardner şöyle devam ediyor:

"Gülen'in iade talebiyle de birlikte, Türkiye'de yargı bağımsızlığına saygısızlık eden Erdoğan hükümeti, Zarrab davasının ABD'deki Trump yönetiminden bağımsız olduğunu anlamıyormuş gibi görünüyor.

"Savcıların beklediği gibi, dava sonucunda Türk bankalarına ağır para cezaları gelirse, ABD yönetimi bunu uygulamak zorunda kalır."
Gardner, dava sonucunda Türk bankalarına ceza gelmesi durumunda, bunun hem Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ve Türkiye'nin ismini zedeleyeceğini, hem de Erdoğan'ın cezayı ödeyip ödememe ikileminde kalabileceğini belirtiyor:

"Bir uzman 'Öderseniz suçu kabul etmiş olursunuz, ama ödemezseniz de uluslararası bankacılık sisteminin dışına atılıp, devlet varlıklarına el konması riskiyle karşı karşıya kalırsınız' diyor. Birçok gözlemci, aniden parlayan bir siyasetçi olan Erdoğan'ın Zarrab davasına verdiği tepkilerin ciddi mi olduğunu yoksa bunu taktik olarak mı yaptığını sorguluyor."

Gardner makalesini, İstanbul'dan ismini vermediği bir siyaset bilimcinin şu sözleriyle bitiriyor: "Erdoğan sürekli olarak seçim yarışında gibi davranıyor. Yurtdışı ile gerilimi artırmalı ki, yurt içinde kutuplaşma yaratsın".