Suruç'ta katledilen 33 kişinin ölümlerinin 40'ıncı günü sebebiyle verilen yemeğe katılan HDP Eşgenel Başkanı Figen Yüksekdağ, "40 gün geçti, acımız geçmedi" dedi.

Yüksekdağ, "Onların İstanbul'dan Kobani'ye kurduğu köprüyü Lice'ye, Varto'ya, Hakkari'ye, Şemdinli'ye doğru kurmalıyız" mesajı verdi.

ESP İstanbul İl Örgütü, 20 Temmuz'da Kobani'nin yeniden inşa sürecine katkıda bulunmak üzere yola çıkan ve Suruç'ta basın açıklaması yaptıkları sırada IŞİD'in canlı bomba saldırısında yaşamını yitiren 33 sosyalistin ölümünün 40'ıncı günü nedeniyle Kadıköy Yoğurtçu Parkı'nda yemek verdi.

Etkinliğin yapıldığı alana katliamda yaşamını yitirenlerin fotoğraflarının bulunduğu dev pankart asıldı. Suruç'ta yaşamını yitirenlerin ailelerinin yanı sıra HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, ESP Genel Başkanı Sultan Ulusoy, HDP İstanbul Milletvekili Sezai Temelli, CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, HDP ve ESP'li yöneticiler, SGDF'liler, Suphi Nejat Ağırnaslı'nın (Paramaz Kızılbaş) annesi Nuran Ağırnaslı ile katliamda yaralı olarak kurtulan gençlerin de katıldığı etkinlik, özgürlük ve demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirenler için yapılan saygı duruşuyla başladı.

'OĞLUM ÇAĞDAŞ'LA EV EV DOLAŞIP İLAÇ TOPLADIK'

Saygı duruşunun ardından katliamda yaşamını yitirenlerin aileleri adına söz alan Çağdaş Aydın'ın babası Fethi Aydın, "Biz, yıkılan evlerin yerine bir tuğla koymak için gittik, çünkü bu bizim sorumluluğumuzdur" dedi. Birlikte mücadele çağrısı yapan Aydın, katliamın sorumlusunun IŞİD ve AKP olduğunu ve AKP'nin bu katliamın hesabını vermek zorunda olduğunu söyledi. Aydın, "Oğlum Çağdaş, benimle geldi. Kobani halkının mücadelesine merhem olmaya geldi. Ev ev dolaşıp ilaç topladık" diye konuştu.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, birlik olunması durumunda toplumun savaş isteyenlerden daha güçlü olduğunu belirterek, "Barış adalet için birbirimizin sesine ses olmalıyız" dedi.

'GERÇEK KARDEŞLİĞİ İSTEMENİN NE OLDUĞUNU GÖSTERDİLER'

HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ da yaptığı konuşmada, Suruç'ta katledilen gençlerin karanlık içinde ışığı, gerçek kardeşliği ve barışı istemenin ne anlama geldiğini gösterdiklerini söyledi.

"Barış, savaş içinde katledilen bir halk için yeri geldiğinde ölmeyi bilmektir. Barış, her gün çocukların katledildiği bir coğrafyaya gitmeyi bilmektir. Barış, yoldaşın için ölmeyi bilmektir" diyen Yüksekdağ, 33 sosyalistin ölmek için yola çıkmadıklarını fakat karşılarında ölmekten başka bir şey bilmeyen bir siyasi iktidarla karşı karşıya olduklarını söyledi. Yüksekdağ, "Onların ellerinde sadece kitapları vardı. Çocuklara bir parça ışık taşımak için Kobani topraklarında çocukların şen cıvıltılarını duymak için yola çıktılar. Ama silahlardan başka sesin duyulmadığı coğrafyaya bu gençlerin yaktığı ateş çok geldi bu karanlığın sahiplerine" diye konuştu.

'IŞİD'LE MÜCADELE ADI ALTINDA TÜRKİYE HALKLARINA KARŞI SAVAŞ AÇILDI'

"40 gün geçti, acımız geçmedi" diyen Yüksekdağ, aradan geçen 40 gün boyunca iktidarın tek bir hesap vermediğini ve katliamla ilgili layıkıyla bir soruşturma dahi açılmadığını söyledi.

Soruşturma dosyasına getirilen gizlilik kararını da eleştiren Yüksekdağ, "Bütün Türkiye halklarını ilgilendiren bir katliam davası için Türkiye halkları müdahale edemez hale geldi" şeklinde konuştu.

AKP'nin katliamı unutturmak için Türkiye'de devasa bir savaş başlattığını savunan Yüksekdağ, şöyle konuştu: "Sözde katliamın ardından IŞİD'le mücadele kararı verilmişti. Ama IŞİD'e karşı mücadele yürüten gören oldu mu? IŞİD'e karşı mücadele adı altında Türkiye halklarına, Kürt halkına savaş açıldı. Bütün Türkiye halklarını yıldırma ve teslim alma operasyonu başlattılar ve bugün Türkiye yangın yerine çevrilmiş durumda."

'SARAY SAVAŞI İÇİN HER GÜN GENÇLERİMİZE ÖLÜN ÇAĞRISI YAPILIYOR'

AKP'nin devreye koyduğu savaşın, 7 Haziran'da Türkiye toplumunun birleşmeye verdiği karara karşı açıldığını belirten Yüksekdağ, barışa inananlar olarak Kürdistan'la kardeşlik köprüsü kurmak için yola çıkan 33 sosyalistin izinden gitme cesaretini göstereceklerini söyledi.

Yüksekdağ, "Onlar bize halkların birbirlerinden koparılamayacağını işaret etti. Onların İstanbul'dan Kobani'ye kurduğu köprüyü Lice'ye, Varto'ya, Hakkari'ye, Şemdinli'ye doğru kurmalıyız. Bugün bölgede sürdürülen savaş hiç kimsenin kabul edemeyeceği bir karanlığın bize dayatılması demektir. İşte tam da bu zamanda kendi demokratik yönetimimizi halklar olarak birlikte kuracağız. Bu siyasi iktidar artık savaş yapmaktan başka bir şey bilmiyor. Sarayın savaşı için her gün gençlerimize ölün çağrısı yapılıyor. Bizler, gençlerimize ölümden başka bir yol göstermeyen bir siyasi iktidarı tanımıyoruz" diye konuştu.

1 Kasım'da yapılacak erken seçime değinen Yüksekdağ, "Madem 7 Haziran'da uslanmadılar, 1 Kasım'da ikinci kez yenilgiyle karşı karşıya kalacaklar. Halkına ve seçmen kitlesine savaş açarak yenilgiden kurtulacağını sanıyor" dedi. (Evrensel)