Bayram nedeniyle Şırnak'a gelen Milletvekili Hasip Kaplan, yaşamını yitiren gerillaların aileleri ile Belediye, Baro ve STK'ları ziyaret etti. KCK tutuklanmalarının kararını yargının değil, Başbakan Erdoğan'ın verdiğini belirten Kaplan, Fethullah Gülen'in de Amerika'dan katliam fermanları gönderdiğini iddia etti ve Kürt halkından özür dilemesi gerektiğini söyledi.

Bayram nedeniyle Şırnak'a gelen Hasip Kaplan, Şırnak Barosu'nu ziyaret ederek bazı sivil toplum kuruluşlarıyla biraraya geldi. Baro lokalinde basın mensuplarına açıklamada bulunan Kaplan, "Rize'den bayram günü Başbakanın kendi memleketinden yaptığı iki teşhise dikkat çekelim. Başbakan, 'KCK tutuklarına arka çıkanlar da teröristtir' dedi. Yani Profesör Büşra Ersanlı ve Ragıp Zarakolu'nun tutuklanmasından sonra yüzlerce akademisyen bizim parti akademimizden ders vermek için gönüllü müracaat etti. Bazı basın mensupları da bunu eleştirdi. Başbakana göre destekleyenlerin hepsi terörist yani. Türkiye'de korku imparatorluğu kurmak istiyor. Kendisi gibi düşünmeyen ve eleştiride bulunanları da susturmaya çalışıyor" dedi.

KCK TUTUKLAMALARINA BAŞBAKAN KARAR VERİYOR

Başbakanın yarattığı korku imparatorluğunda KCK tutuklamalarının devam edeceğini söylediğini belirten Kaplan, "Demek ki KCK tutuklamalarına yargı değil Başbakan karar veriyor" şeklinde konuştu.

KCK kapsamında tutuklanan belediye başkanlarının, Kürt politikacılarının tutuklanma emrini Başbakanın verdiğini ve de bunu itiraf ettiğini kaydeden Kaplan, "Başbakanın yönettiği bu ülkede demokrasiden bahsedilemez" dedi.

PARALEL DEĞİL PARTİZAN BİR DEVLET VAR

Erdoğan'ın bakanları ve danışmanlarının konuşmalarının da tamamen savaş ilanı anlamına geldiğini belirten Kaplan şunları söyledi: "Siz halka karşı hukuku rafa kaldırırsanız adalet kalmaz, Adaletin kalmadığı yerde herkes suçlu duruma düşer. Bugün TC'nin Başsavcısı rolünü oynarsan ve KCK'ya da 'paralel devlet' dersen devlet dediğiniz kişilerin de organlarında alacağı kararlarla karşı karşıya kalırsınız. O zaman Başsavcı sizin hakkınızda da tutuklama kararı çıkarırsa size KCK derse ne olacak? Böyle bir devlet olur mu? Böyle bir devlet anlayışı olur mu? Böyle yönetim olur mu? Burada partizan bir devlet var. Paralel bir devlet yok. Doğu'da, Güneydoğu'da AKP'nin gönderdiği Vali il başkanlığı yapıyor. Kaymakam ilçe başkanlığı yapıyor. Emniyet müdürü diye gönderdiği de muhalefete gaz sıkan, gözaltına alınan bir güç. Bu güç başbakanın emrindedir. Başbakan bütün bölgedeki şehirlere valiler aracılığı ile makarna-kömür dağıtarak muhalefeti ezmeye çalışmış. Ama halkın iradesini ele geçirememiş. Şu an halkın iradesi ile seçilen herkesi içeri alacağım diyen bir Başbakanla karşı karşıyayız."

“ALLAHTAN KORK NE BİÇİM HOCASIN!”

Başbakana operasyonları yapma talimatını kimin verdiğini sorduklarını belirten Kaplan, "FBI mı CIA mi, okyanus ötesindeki mi  diye soracağız. Şunu bilsin ki Başbakan, halkımız ve demokrasi güçleri asla onun gibi sorumsuz davranmayacaktır. Hukuk, meşruiyet ve milletin iradesinin önünde saygıyla diz çökecektir. Ve bu yaptıklarının hepsinin de siyasette hesabını verecektir. Onun için Parlamenter kanalları kapatma diyoruz" ifadelerini kullandı.

Fethullah Gülen’in son açıklamalarındaki ‘kökünü kazımak’ ifadelerine gönderme yapan Kaplan, Kazan Vadisi'nde Saddam Hüseyin'in kullandığı gibi kimyasal kullanmaktan vazgeçilmesi gerektiğini kaydederek şunları söyledi: "Onu buradan uyarıyoruz, söyleyeceğimiz bu. Ağzından katliam lafı çıkıyor. Allahtan korksun. Ne biçim hocasın. Saidi Nursi'nin talebesidir. Saidi Nursi hangi gün başka kavimlerden, milletlerden olanlara 'katliam yapın' dedi. Yani hocasının derslerinde böyle bir şey öğrendi mi öğrenmedi mi?

FETHULLAH GÜLEN KÜRT HALKINDAN ÖZÜR DİLESİN

Peki niye Amerika’dan katliam fermanları gönderiyor. CIA’nin, FBI’ın denetiminde. Eğer bir din adamı katliam emri veriyorsa bu fermanlarda katliamlarla ilgiliyse sorgulamamız lazım o hocayı. O Hoca niye gelemiyor Türkiye'ye? Onun çizgisi Cumhurbaşkanı. Onun çizgisi Hükümet. Onun çizgisi polis teşkilatını, emniyeti ele geçirmiş. Onun çizgisi iktidar. Niye gelemiyor memleketine bunu sormamız lazım. Oradan katliam fermanı veren din adamlarını din adamları-alimler sorgular. Böyle olmaz. Açıklamalarını düzeltip Kürt halkından özür dilemelidir.”