10'dan Sonra Seçim İnisiyatifi'nin geçtiğimiz hafta yaptığı "Akademisyenlerden 7 Haziran Seçimlerinde HDP’ye destek" çağrısına, çeşitli üniversitelerden ve farklı siyasi görüşlerden 436 akademisyen imzalarıyla karşılık verdi. Çağrı, 20 Mayıs 2015’de Mülkiyeliler Birliği’nde yapılan basın açıklaması ve panelle birlikte kamuoyuyla paylaşıldı. 436 akademisyenin imzasını taşıyan açıklamayı Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden Prof. Dr. Ahmet Haşim Köse yaptı.

Bianet'teki habere göre, açıklamada, Kasım 2002’den itibaren süren AKP iktidarının giderek otoriterleşen uygulamalarının hem üniversitelerde hem de toplumda sıradan bir demokrasinin asgari koşullarını ortadan kaldırır bir düzeye geldiğinin altı çizilerek Türkiye toplumunun önemli bir karar sürecinin eşiğinde olduğu belirtildi.

Önümüzdeki seçimlerde AKP’nin 12 Eylül askeri darbesinin getirdiği yüzde 10 seçim barajına dayanarak sürdürdüğü iktidarını Meclis üstü bir güce dönüştürmek istediğini vurgulayan açıklamada, bunun Türkiye siyasal tarihinde yeni bir aşama anlamına geleceği ifade edildi. Böylesi bir tarihsel eşikte, anti-demokratik uygulamaların geriletilmesi ve halkların kardeşliğine dayalı gerçek bir toplumsal barışın geliştirilmesi için Halkların Demokrasi Partisi’nin (HDP) toplumun geniş kesimleri açısından bir umut kaynağı olduğunu belirten açıklama, bu ülkenin bilim emekçileri akademisyenlerin 7 Haziran 2015 seçimlerinde HDP’yi destekleme çağrısıyla tamamlandı.

KÖSE: EĞER ÜNİVERSİTELERDE SANDIK KURULMUŞ OLSA BARAJ ÇOKTAN GEÇİLMİŞTİ

Açıklama ardından yapılan panelin moderatörlüğünü yürüten Prof. Dr. Ahmet Haşim Köse, üniversiteler dahil tüm toplumun korku ve baskı ile sindirilmeye çalışıldığı bu dönemde 436 akademisyenin barış ve demokrasi talebi etrafında bir araya gelerek HDP’ye destek veren bir tutum almasının oldukça değerli bir girişim olduğunu söyledi.

Akademide yakın zamanda bu düzeyde biraraya gelişi hatırlamadığını belirten Köse, “eğer üniversitelerde sandık kurulmuş olsa, bugün biz bu adaletsiz barajı çoktan geçmiştik” şeklinde konuştu.

BEDİRHANOĞLU: ASIL MÜCADELE BARAJI AŞTIKTAN SONRA

Panelin ilk konuşmasını yapan ODTÜ öğretim üyesi Doç. Dr. Pınar Bedirhanoğlu, dünyada ve Türkiye’de yakın dönem gelişmelerinin modern devlete içkin burjuva siyasal alanı toplumun geniş kesimlerine giderek daha kapalı hale getirdiğini belirterek önümüzdeki seçimlerde HDP’nin yüzde 10 seçim barajını aşarak Meclis’te yer almasının AKP iktidarının başbakanlık rejimi hesaplarına dur demenin yanısıra, sol siyaset için mücadele etmenin koşullarını da iyileştireceğini ifade etti. Bedirhanoğlu asıl mücadelenin HDP’nin barajı aştıktan sonra süreceğini söylerken, hem Kürt sorununa yönelik olarak eşit vatandaşlık temelinde çözüm politikası hem de sosyal politikalara yönelik giderek artan vurgusuyla HDP’nin kimlik siyasetinin ötesine geçen bir toplumsal talebi siyasal alana taşıma imkanı sunduğunu belirtti.

ÇELENK: ŞİDDET ÜRETEN SORUNLARI AŞMAK İÇİN

Ankara Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Sevilay Çelenk ise konuşmasında önümüzdeki seçimleri toplumda artan şiddet ve buna karşı geliştirilebilecek şiddetsizlik politikası bakımından değerlendirdi. Şiddetsizlik talebinin tek başına pasif ve iyi niyet temennisinin ötesinde bir anlamı olmadığı belirten Çelenk, önemli olanın şiddeti yaratan koşulların ortadan kaldırılmasına yönelik bir politika geliştirmek olduğunu söyledi. Bu bağlamda Çelenk, başta Kürt meselesi ve kadın cinayetleri olmak üzere içinde yaşadığımız toplumda şiddet üreten sorunları aşma mücadelesinde HDP’nin varlığının çok önemli olduğunu ifade etti.

MIHÇI: HDP'NİN PERSPEKTİFİ RADİKAL

Panelin son konuşmacısı Hacettepe Üniversitesi öğretim üyesi Prof.Dr. Hakan Mıhcı ise, HDP’nin “Büyük İnsanlık” başlıklı seçim bildirgesini değerlendirdi. Özellikle iktisat politikalarını değerlendiren Mıhcı, HDP’nin diğer partilerinin ekonomi politikalarıyla karşılaştırıldığında radikal denebilecek bir perspektife sahip olduğunu belirtti. Bu bağlamda, HDP’nin sadece toplumsal barış ve siyasal demokrasi talepler açısından değil aynı zamanda hakim ekonomik uygulamalara karşı emek temelli bir itiraz için de politik alan açabileceğini ileri sürdü.

* İmzacı listesi için tıklayın.