Eski AKP Milletvekili Emin Şirin, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın, "Hükümetten bir bakan referandumda evet dememiz için İmralı'dan (Abdullah) Öcalan'dan talimat mektubu getirdi" iddiasına ilişkin açıklamalarda bulundu.

Şirin, "Öcalan’ın mektubunu Demirtaş’a Beşir Atalay getirdi" dedi.

 4 Kasım 2016'dan bu yana Edirne F Tipi Cezaevi'nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın, "örgüt yöneticiliği" iddiasıyla yargılandığı davada ileri sürdüğü "Hükümetten bir bakan referandumda evet dememiz için İmralı'dan (Abdullah) Öcalan'dan talimat mektubu getirdi" ifadelerini kullanmıştı.

Özgürüz'den Zübeyde Sarı'ya konuşan Şirin gündeme ilişkin olarak açıklamalarda bulundu.

Demirtaş'ın iddiası hakkında da konuşan Şirin şöyle konuştu:

"Beşir Atalay o dönem çok önemli rol oynadı. Sonra ortadan kayboldu. HDP'yi 2010 referandumda istediği noktada tutabilmek veya desteğini alabilmek için Abdullah Öcalan'ı kullanmış devlet.

Bu noktada Selahattin Demirtaş'ın açıklamasına karşı kimse yanıt vermedi. Öcalan da AKP de 'Böyle bir şey yapmadık' demedi."

BEŞİR ATALAY İDDİALARI YALANLADI

Beşir Atalay yaptığı yazılı açıklamada, Abdullah Öcalan’ın mektubunu Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’a götürdüğü yönündeki iddiaları yalanladı.

Atalay, “Son günlerde çeşitli köşe yazıları ve yorumlarda HDP’li Selahattin Demirtaş’ın savunmasındaki 'bakanın kendisi İmralı’dan bana yazı getirdi' şeklindeki ifadesinden hareketle şahsımın 2010 yılında İmralı’dan Demirtaş’a mektup getirdiğim ima ve iddia edilmektedir. Bu ima ve iddiaların tümü gerçek dışıdır. Ben Demirtaş'a hiçbir zaman bir yazı veya mektup vermedim. Diğer taraftan hükümetimizden ne ben ne de siyasi konumdaki bir kişi İmralı’ya gitmiş veya İmralı'yla görüşmüştür. O işleri devletimizin ilgili kurumları yürütmüştür" ifadelerini kullandı.

DEMİRTAŞ NE DEMİŞTİ?

“2010 referandumunda partim boykot kararı aldı. Bizim üzerimizde ‘evet’ oyu verilmesi için baskı oluşturuldu. O dönemde partimin içinde olmadığı bir çözüm süreci vardı. Oslo süreci olarak bilinen, hükümet ve PKK yetkililerinin yüz yüze görüştüğü süreç. Anayasa teklifi sunuldu. Biz iki şeye itiraz ettik. Birincisi kimlikle ilgili düzenleme olmamasına, ikincisi de HSYK ve yüksek yargıyla ilgili düzenlemelerdeki tehlikelere dikkat çektik.

Boykot kararı aldık. Ne yaptılar biliyor musunuz? ‘Bunlar İmralı’dan talimat alıyor’ diyorlardı ya. Abdullah Öcalan’ın el yazısıyla bakanın kendisi İmralı’dan yazı getirdi. Bana getirdi. Niye, referandumda hem parlamentoda, hem dışarıda ‘evet’ oyu vermemiz için. İnkâr ederlerse tanıkları burada dinleteceğim. Kabul etmedik. Hem yazıda öyle bir şey yok. Öcalan’ın el yazısı. Yazı şu:

‘Partiniz hangi kararı verirse saygı duyuyoruz. Ama anayasa değişikliği acaba yeni bir diyaloğun, çözüm sürecinin önünü açar mı, parti olarak değerlendirmenizi rica ediyorum.’

Kabul etmedik, boykot tavrımızı sürdüreceğiz dedik, uzlaşı istiyorsanız HSYK ve dil-kimlik ile ilgili değişiklikleri geri çekin dedik.

Majesteleri öfkelendi tabii; ‘hani İmralı’dan talimat alıyorlardı’ demiş bakanlarına. Onlar da ‘bilmiyoruz vallahi’ demişler. Bizimle ilgili asıl kriz o zaman başladı.”