HDP İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, Meclis Genel Kurulunda yaptığı konuşmada, içtüzük değişikliğine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

AKP ve MHP'nin suçu yasallaştırdığını savunan Kürkçü, "AKP ve MHP el ele TBMM'yi diktatörlük inşası için bir kanun fabrikası haline getiriyorlar" ifadesini kullandı. 

Kürkçü, şöyle konuştu: 

Mutlakıyet 109 yıl önce dün, İstanbul'da “Kahrolsun İstibdat, Yaşasın Hürriyet” haykırışlarıyla yıkılmış, Meclis-i Mebusan yasa yapma gücünü Osmanlı Sultanı'nın elinden almıştı. 109 yıl sonra bugün Meclis,  kendi egemenliğinin tabutuna son çivileri kendi eliyle çakmak için Sultanlık hayaletinin kol gezdiği Ankara'da toplanıyor.

"MECLİS KENDİNİ SANSÜRLEMEK İÇİN TOPLANIYOR"

Sansürün 1908 Devrimi'yle kaldırılmasının 109. yıl dönümünde halk bir kez daha gazetecilerin özgürlüğü için İstanbul’da, Çağlayan Adliyesi önünde toplanırken, TBMM kendi kendisini sansürleyebilmek için içtüzüğünü değiştirmek üzere Ankara’da yaz ortasında alelacele bir araya geliyor.

"BAHÇELİ O SZÖLERİ SÖYLEDİ, PARLAMENTO ÇÖKTÜ"

İktidar bloku herhangi bir genel toplumsal, kültürel ihtiyaçla, halkın daha iyi temsili için, daha iyi yasalar yapılsın diye reformlar yapmakla tamamen ilgisizdir. TBMM'deki gidişatı belirleyen, iktidar bloku için kurallaştırılması ve kayda geçirilmesine ihtiyaç duyulan yeni bir kuvvet ilişkisinin yansımalardır. Bu ihtiyacı aslında MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli son derece veciz bir biçimde ifade etmişti: “Sayın Cumhurbaşkanı fiilî başkanlık durumundan vazgeçmeyecekse fiilî duruma hukuki bir boyut kazandırılmalıdır, her gün suç işleyen bir yönetimden söz edilemez. Ya Anayasa Cumhurbaşkanına uyacak ya Cumhurbaşkanı Anayasa’ya uyacak. Varsa bir teklif, gelsin değerlendirelim.” İşte, bu parlamento o gün çöktü.

"MECLİS DİKTATÖRLÜK İNŞASI İÇİN KANUN FABRİKASI HALİNE GELİYOR" 

Meclis Başkanı'nın tutumunun, mahkemelerin kararlarının, 20 Temmuz'dan başlayarak sürüp giden olağanüstü hâl rejiminin elbette demokrasiyle, halk egemenliğiyle hiçbir ilgisi yok. Bunlar diktatoryal bir rejime, faşizme yöneliş adımlarıyla son derece tutarlı.  AKP ve MHP el ele TBMM'yi diktatörlük inşası için bir kanun fabrikası haline getiriyorlar. Bu kanun fabrikasıyla, bu Sultanlık tutkusuyla, 1921 Meclisi, hatta Osmanlı Meclis-i Mebusanı arasında da artık hiçbir bağ yoktur.  

"AKP VE MHP SUÇU YASALAŞTIRIYOR"

Adalet ve Kalkınma Partisi muhalefeti bertaraf ederek dilediği her şeyi yapmak; özellikle “suç”u yasalaştırmak üzere MHP'den bir açık çek aldı. MHP ise kendi doktrinini TBMM İçtüzüğü'nün ideolojik bel kemiği kılmak üzere AKP'den sınırsız destek alarak yelkenlerini Türk-İslam sentezinin İslam-Türk versiyonuyla doldurabileceklerini umuyorlar. Dururlarsa düşecekler sanıyorlar. Bilmedikleri durmazlarsa düşecekleridir.

"BU İÇTÜZÜK BİR KALDIRAÇ" 

Her diktatörlük sonuna yürür. Tarih, süreğen bir faşizmi, ebedi bir diktatörlüğü hiç tanımıyor. Bu içtüzük aslında mevcut başkanlık rejimi ve onun gerektirdiği anayasal değişiklikler için bir kaldıraç olması için buradadır.

"YA BİR YOL BULACAĞIZ YA BİR YOL YAPACAĞIZ"

Parlamentonun kapılarını, TBMM kürsüsünü muhalefete kapatsanız da 20. Yüzyıl parlamentonun barışçı toplumsal hareketlerin oluşturduğu bir gökkuşağıyla parlamento dışından sayısız örneklerle dolu. Nice diktatörlük tarihin sayfalarına gömüldü. Halklarımız çoktan bu yolları keşfe koyuldu. Toplumun umudunun hiç çökmemesi, hiç dinmeyen bir  itiraz kapasitesinin sürekli hareket halinde olması bundan. Eski formül hala geçerli: Ya bir yol bulacağız, ya bir yol yapacağız. Yolumuz açık olsun.