HDP İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, İzmir Gündoğdu Meydanında devam eden Vicdan va Adalet Nöbetinde basın açıklaması yaptı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Türkiye düşmanlığı yapan partilere oy vermeyin" sözlerine tepki gösterdi. Kürkçü, "Kendi meczup siyasetlerine destek vermediği için Almanya seçimlerine burunlarını sokuyorlar" dedi 

Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kürkçü, şöyle konuştu: 

Vicdan ve Adalet nöbetini tasarlarken amacımız, yaygın medyanın HDP ambargosu nedeniyle Türkiye ve Dünya kamuoyuna dolaysız olarak duyuramadığımız hak ihlallerine eylemli olarak dikkat çekmekti. Bizim kendi imkanlarımızla asla dört başı mamur olarak gerçekleştiremeyeceğimiz bu eylemimize verdiği sınırsız destek için Türkiye “şeysi”ne ne kadar teşekkür etsek azdır. 

Dünya İzmir’in orta yerindeki şu kafesin içinde polis kıtaları eşliğinde kuşatılanların ülkenin üçüncü büyük siyasi partisinin milletvekilleri olduğunu öğrendiğinde soracaktır elbet: 

ALMANYA SEÇİMLERİNE BURNUNU SOKUYORLAR 

Kendi meczup siyasetlerine destek vermediği için Almanya seçimlerine burunlarını sokuyorlar, Türkiyelileri Alman müesses nizamı karşısında bir dayanak olarak gördükleri sol partilere değil, kendi kurdukları faşist partiye ya da Alman faşistlerine oy vermeye çağırıyorlar. Böylece Merkel’e de bir ders vereceğini sanan Erdoğan’a akılsız danışmanları 61 milyon seçmenin oy kullandığı Almanya’daki 1,5 milyon civarında Türkiyeli seçmen olduğunu ve bunların sadece yüzde 7’sinin Merkel'in partisine oy verdiğini söylemeyi unutmuş olmalılar. Yani söylediklerinin hiçbir karşılığı yok. 

SUÇSUZLAR İTTİFAKI KURULMALIDIR
 
Almanya’da ve bütün dünyada herkesin alay ettiği bir “şey”in uyruğunda yaşamaya mahkum değiliz. Bunun için bir suçsuzlar ittifakına kuvvetle muhtacız. İktidarın, yalanın, talanın içinde yer almayan milyonlar, büyük kentlerin emekçileri, kadınlar, gençler, çiftçiler, Kürdistan halkı, her türlü zulme rağmen ortaklık yolunda ısrar edenler mutlaka yan yana gelecek yolları bulmalıdır. 

SEÇİMDEN SÖZ ETMEK İÇİN ADALETTEN SÖZ ETMEK GEREKİR

Seçimden söz edenin seçim adaletinden söz etmesi lazım. Devletin elindeki güçler seçim güvenliğini nasıl sağlayacak. OHAL kalkacak mı? Eşbaşkanlarımız, vekillerimiz hapisten çıkacak mı? 5 bin parti çalışanımız aramızda olacak mı? Bütün bunlar olacaksa seçimden söz edilebilir. 

ERDOĞAN'IN MODEL ALDIĞI ŞEY GUANTANAMO REJİMİ DEĞİL, IŞİD REJİMİ 

Bunun kolay olmadığını biliyoruz. Erdoğan’ın model aldığı şeyin Guantanamo rejimi değil IŞİD rejimi olduğunu görüyoruz. Guantanamo’da uygulanan rejim ABD’nin kendi topraklarında uygulayamadığı için Küba’da uyguladığı bir rejimdir. Amerikan topraklarında kanun dışıdır. Bizim bu rejimle tanışmamız IŞİD’in Suriye’de tutsak ettiği insan hakları savunucuları, devrimcileri idam ederken Guantanamo’nun bir yankısı olan kırmızı üniformalardan tanıdık. 

TÜRKİYE'NİN SİYASİ TUTSAKLARI O ELBİSELERİ GİYMEZ 

Şimdi Erdoğan “ben size bu üniformalardan giydireceğim” diyor. Bunu deneyebilirsin. Bunu deneyen pek çok hükümet oldu. Türkiye’nin siyasi tutsakları bu elbiseleri giymezler. Kendilerini küçük düşüren bir hapishane rejimine razı olmazlar. 

Karşımızda gözü dönmüş bir siyasi iktidar var. Arkadaşlarımızı yaşam riski içeren mücadelelere sürükleyebilir. Onları bu zulümden, bu saldırıdan korumak için şimdiden harekete geçmemiz lazım. “Şimdi mahkum değilim, beni ilgilendirmiyor” diyemez hiç kimse. Demokratın payına düşen terör suçlusu olmaktır. O badem içinin kurusu koyusuyla herkes yüz yüze. Mutlaka şimdiden mücadeleye dahil olmanız gerekir. 'FETÖ'cü ya da değil her tutuklunun adil yargılanmaya hakkı var. Aksi ispat edilmediği sürece herkes masumdur. Herkesin kafasında sanık olan Erdoğan’ın o kıyafeti pijama olarak giymesini tavsiye ediyorum. 

Cezaevlerindeki bekleyen tek şey bu değil. Tecrit tehdidi de var. Hele bir siyasi tutsak var ki onun sözüyle silahlar bırakıldı, Türkiye’nin bütün kentlerinde insanların güvenlik içinde yaşamaya başladığı Sayın Abdulah Öcalan’ın tecridinden söz ediyoruz. Eğer Sayın Öcalan’ın tecridi biterse kimse adem içi giymez. Başka hiçbir tutsağın kaderinden ayırmayacağımız cezaevleriyle dayanışma için şimdiden kampanyaya mücadeleye ihtiyacımız var. 

HDP 10 KATIYLA DAYANIŞMAYA HAZIR 

Bu vicdan ve adalet nöbeti bittiğinde herkesin evi vicdan ve adalet eylem alanı olacak. Herkesin kenti vicdanın ayaklandığı mekanlar olacak. İzmir’de arkamızda bu sesi bırakarak ayrılıyoruz. Ama bu daha başlangıç. Vicdan ve adaletin gereği her alanda yerine gelinceye kadar milletvekillerimiz hapisten çıkıncaya kadar, faşizmle mücadelemizi kazanıncaya kadar devam edeceğiz. Hepinizin yaratıcılığına, hayallerine, dualarına ihtiyacımız var. HDP 10 katıyla dayanışmaya hazırdır.