2007'de başlayan, dalga dalga gerçekleşen operasyonlar ve gözaltılar ile Türkiye'nin bir numaralı gündemi olan Ergenekon sürecinde bugün art arda tahliye haberleri geldi.

İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesi Teğmen Mehmet Ali Çelebi, Hasan Iğsız, Şener Eruygur, Merdan Yanardağ ve Alaaddin Sevim hakkında da tahliye kararı verdi.

Ergenekon Davası sanıklarından Tuncay Özkan, emekli albay Levent Göktaş ve Sedat Peker'in ardından Avukat Kemal Kerinçsiz, emekli albay Dursun Çiçek, eski özel harekatçı İbrahim Şahin ile Danıştay saldırısı faili Alparslan Arslan hakkında tahliye kararı çıkmıştı.

Tahliye kararını İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesi verdi. Mahkeme, Kerinçsiz'e yurt dışı yasağı da koydu.

ALPARSLAN ASLAN' TAHLİYE AMA...

Mahkemenin Danıştay saldırısı faili Aslan'a yurtdışı yasağı koyduğu haftada üç gün polis merkezine gidip imza atacağı öne sürüldü. Ancak Arslan'ın hakimlere küfür ettiği gerekçesiyle 4 yıl 2 ay kesinleşmiş hapis cezası nedeniyle cezaevinden çıkamayacağı ortaya çıktı.

TAHLİYE DALGASI

Akşam saatlerinde de tahliye dalgası devam etti. Yalçın Küçük'ün ardından Teğmen Mehmet Ali Çelebi, Hasan Iğsız, Şener Eruygur, Merdan Yanardağ ve Alaaddin Sevim hakkında da tahliye kararı çıktı.

DURSUN ÇİÇEK TAHLİYE OLDU AMA CEZAEVİNDEN ÇIKAMAYACAK

Emekli albay Dursun Çiçek hakkında da tahliye kararı verildi. Balyoz Davası'ndan hükümlü Çiçek, cezaevinden çıkamayacak.

DURSUN ÇİÇEK KİMDİR?

Çiçek, 2004 yılında Genelkurmay Bilgi Destek Dairesine atandı ve Genelkurmay Karargâhında çalışmaya başladı. 2008 Nisan ayında Taraf gazetesinde yayınlanan Mart 2006 tarihli sivil toplum kuruluşları andıcının Albay Çiçek'e ait olduğu iddia edilmişti. 73 sayfalık andıçta pek çok sivil toplum kuruluşuna ilişkin suçlamalar yer alıyordu.
 
Ergenekon zanlısı Mustafa Levent Göktaş'ın yine aynı soruşturma kapsamında tutuklanan avukatı Serdar Öztürk'ün ofisinde ele geçirilen ve 12 Haziran 2009'da Taraf gazetesinde manşetten verilen "İrticayla Mücadele Eylem Planı" başlıklı belge ile Çiçek yeniden gündeme geldi. Dursun Çiçek'in imzaladığı ileri sürülen belge Adalet ve Kalkınma Partisi ile Gülen hareketine yönelik "komplo ve yıpratma planları" içermekteydi.[6] Haberden birkaç gün sonra Genelkurmay yaptığı basın açıklamasında "konunun ciddi görülmesi üzerine, aynı gün derhal Genelkurmay Askeri Savcılığına konunun bütün boyutlarıyla soruşturulması emri verildiğini ve belgenin Genelkurmay Başkanlığı'nın herhangi bir biriminde hazırlandığına ilişkin bir kanaate ulaşamadığını" duyurdu. 2009 Ekim ayında Genelkurmay Karargahı'nda çalıştığı belirtilen bir subay tarafından eylem planının ıslak imzalı orijinali olduğu söylenen belge bir ihbar mektubuyla beraber soruşturmayı yürüten savcılara gönderildi.  Daha önce üç adli tıp uzmanı tarafından incelenen belge Çiçek'in talebi üzerine üst kurula gönderildi. Adli Tıp Genel Kurulu, 5 Şubat 2010 günü 4'e karşı 7 oyla imzanın Dursun Çiçek'e ait olduğuna karar verdi.
 
Çiçek, hakkında düzenlenen "Ergenekon iddianamesi" İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 29 Nisan 2010 günü kabul edildi. İddianamede "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek" ile suçlanan albay Çiçek için ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. Aynı gün İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından hakkında yakalama kararı çıkarılan Çiçek, ertesi gün İstanbul Adliyesine gelerek teslim oldu ve üçüncü kez tutuklandı. 21 Eylül 2012'de sona eren Balyoz davasında 16 yıl hapis cezası aldı. (Hürriyet)