Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Zaman gazetesine kayyum atanmasını ilişkin, “Yok neymiş, basın hürriyetiymiş. Düşünebiliyor musunuz, gazeteleri var. Devlet içinde devlet olmaz. Paralel devlet yapılanması. Bunlar sahtekar, bunlar cambaz” ifadelerini kullandı.

Erdoğan, Burdur'da toplu açılış töreninde konuştu.

Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:

ZAMAN GAZETESİ

"Yok neymiş, basın hürriyetiymiş. Düşünebiliyor musunuz, gazeteleri var... Suçüstü yakalanıyorlar, emniyet görevlileri gelecek. Toplamışlar oraya başı açık, başı örtülü tüm kardeşlerimizi... Onlarla polise bariyer oluşturuyorlar. Bunlar o başörtülü kardeşlerimizi, seçimlerde PKK’lılarla sırt sırta getirdiler. Bunları gözlerimle gördüğüm zaman yazıklar olsun dedim, ne günlere kaldık" dedi.

Girdi oraya emniyet, ne makine kalmış, ne bilgisayar... Hepsini götürmüşler. Niye, devletin bütün kurumlarına sızmışlar. Ne yaparsanız yapın, kaçamayacaksınız. Bunların inlerine gireceğiz dedim. Girdik mi? Girmeye devam ediyor muyuz? Sadece onlar değil, bir de öbürleri... PKK/YPG/PYD... bunlar aynı, farkı yok.

SUR’DAKİ OPERASYONLAR

Sur temizlendi dediler. Aman ha dedim, rehavete kapılmayın. Temizlik, memizlik hala devam etmeli. Hemen ertesi gün bodrumdan 8 tane terörist çıktılar. Onları da etkisiz hale getirdiler. Elleri dert görmesin. Dünya ne derse desin, Allah ne diyor, bizim için asıl olan. Zulm ile abad olunmaz. Biz mazlumların sesi olacağız, koşacağız, konuşacağız dedik. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Yani bizim rabiamız bu.

ŞEHİTLİK SIRADAN BİR OLAY DEĞİLDİR’

Tek millet, tüm etnik unsurlarıyla, Türküyle, Kürdüyle, Arabıyla, Gürcüsüyle, Romanıyla... İki, tek bayrak. Bayrağımızın dışında bayrak asla kabul etmiyoruz. Karşımıza paçavralarla çıkanlara milletimiz gereken cevabı verdi, veriyor. Tek vatan... 780 bin kilometrekareyle tek vatan... Bu vatanı bölmek, parçalamak isteyenlere... Şu anda yapılan operasyonları görüyorsunuz değil mi? Ne dedik... Ta çözüm sürecinden önce...

Akıllı olun, yanlış yapmayın. Yanlış yapacak olursanız, size bu işi dar ederiz... sabır, sabır, sabır... Benim Kürt kardeşlerimi sokağa döktüler. Bir tane Eşbaşkan ne diyor, dökülün sokağa... 52 vatandaşımız öldü.

Ölen Kürt, öldüren Kürt... Hani sen Kürtlerin temsilcisiydiniz ya... Yalan. Kanlarını emdiler, sömürdüler, sokağa döktüler ve bu milleti adeta kendi içinde birbirine düşman ettiler. Çözüm sürecine saygı duymadılar, ne dedim, çözüm süreci artık buzluğa konmuştur. Adımlar atıldı mı, atıldı. Şehitler veriyoruz, ciğerimiz kanıyor ama şunu unutmayın, şehitlik sıradan bir olay değildir. Her yiğidin de kârı değildir.

MUHTARLAR

Diyorlar ki, muhtarları niye çağırıyor Cumhurbaşkanı külliyeye? Muhtarlar kim? Ya muhtar cumhur, cumhur. Salı yine 450 muhtarla bir araya geleceğim. Her ay 1600-1700 muhtarımızı davet ediyorum. Şu parti, bu parti yok. Niye? Çünkü muhtar halka en yakın demokratik organ. Beraber yürüyeceğiz. Hiç bundan dolayı, şu şöyle diyor, bu böyle diyor, bizi ilgilendirmiyor. Bizi  ilgilendiren muhtar ne diyor.  Kendi köyünün, mahallesinin sorunlarını yazıyor forma, bakanlıktaki birimimiz ilgileniyor.

Tek vatan. Bu vatanda operasyon yapamazsınız. Yapmaya kalkanlar da bedelini ödüyor. Şehitlik makamı ki, peygamberlik makamından sonra en yüce makam. Şehit analarına, tabii ki, milletçe sabır diliyoruz. Ama diyorum ki, rabbim onları da evlatlarıyla, evli olanlarını eşleriyle, çocuklarını babalarıyla inşallah cennet-i Firdevs haşletsin.