HDP Sözcüsü ve Urfa Milletvekili Osman Baydemir, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Eş Genel Başkan Selahattin Demirtaş’a yönelik, ‘Demirtaş teröristtir’ açıklamasına tepki gösterdi.

Erdoğan’ın ‘terörist’ ifadesini “misliyle iade ettiklerini’”söyleyen Baydemir “Sayın Erdoğan, siz ‘Yüzde 51’in lideriyim‘ deyip yüzde 13’ün liderinden korkan bir lider olarak tarihe geçeceksiniz. Erdoğan gündem değiştirmeye çalışıyor ama bu tuzağa kendisi düştü. Çünkü bu beyanı yargının nasıl bağımsız olmadığının ispatıdır” dedi.

Baydemir, Partisinin Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısı ardından açıklamalarda bulundu.

Erdoğan’ın yargıyı yönetmeye alıştığını savunan Baydemir, “MYK’imiz saygın bir mücadelenin sözcüsü bir partinin liderini itham eden AKP Genel Başkanı’nın hakaretini misliyle iade eder. Bir parti genel başkanı hem Cumhurbaşkanı olur hem yargıyı yönetmeye alışırsa o ülkede demokrasinin zerresi kalmaz” diye konuştu.

‘ERDOĞAN’IN YÜRÜTTÜĞÜ DÜŞMAN HUKUKUDUR’

Demirtaş’ın dosyasıyla 6-8 Ekim Kobani olayları dosyasının Erdoğan’ın talimatıyla birleştirildiğini savunan Baydemir, “Demokrasilerde siyasi partiler arasında rekabet olur, ama Erdoğan’ın partimize karşı yürüttüğü rekabet değil, düşmanlık hukukudur. HDP zulme ve zorbalığa karşı boyun eğmedi, boyun eğmeyecek. Faturası ne olursa olsun, zindansa zindan. HDP boyun eğmeyecek! Baskı altındaki yargıçların vereceği karar ne olursa olsun; tarihin vereceği kararda Yüksekdağ ve Demirtaş’ın yeri çok saygın olacak” ifadelerini kullandı.

Erdoğan’ın kendisi gibi düşünmeyen herkesi ‘terörist’ ilan ettiğini söyleyen HDP sözcüsü şöyle devam etti:

“Sayın Erdoğan, siz ‘Yüzde 51’in lideriyim‘ deyip yüzde 13’ün liderinden korkan bir lider olarak tarihe geçeceksiniz! Erdoğan gündem değiştirmeye çalışıyor ama bu tuzağa kendisi düştü. Çünkü bu beyanı yargının nasıl bağımsız olmadığının ispatıdır. Kim terörist kim değil diye Cumhurbaşkanı’nın beyanlarına bakarsak, terörist olmayanların listesi herhalde daha kısadır. Türkiye’de 167 gazeteci cezaevinde. İki gün önce İstanbul’da insan hakları savunucuları gözaltına alındı. Sorsanız hepsi terörist! Eğer Erdoğan’ın kötü dediğine iyi, iyi dediğine kötü derseniz onun gözünde teröristsiniz. Bunun tüm dünyadaki karşılığı faşizmdir!”

İÇ TÜZÜK PAKETİ

Meclis’e İç Tüzük Paketi getirdiler. MYK, Meclis’te bulunan grubumuza tam açık yetki verdi. Etkin bir muhalefet ortaya koyacağız. Çünkü bu paket muhalefeti tamamen susturma girişimidir. Bu paket Cumhurbaşkanı’nın kararname çıkarma süreçlerini Meclis’te tartıştırılmaksızın geçirme paketidir. Bu paket susmayanları, eleştirenleri Meclis’te konuşturmama, konuşturanları da para cezası ile cezalandırma paketidir. Bu paket Kürt düşmanlığının tezahürü paketidir. 15. maddeye baktığımızda Kürt demek, Kürdistan demek, Sivas Katliamı demek, Soma için katliamdır demek, Kürt İlleri demek para cezası gerektirebilir. 1940’ların Türkiyesine geri dönüş paketidir, reddediyoruz

Paketin gerekçesi de anayasanın ruhundan bahsediliyor. Hatırlarsanız İstanbul’da bir miting yapılmış ve bir ruh çağırma seansına dönüştürülmüştü. Bir kez daha Meclis’te ruh çağırmaya girişecekler. Ama gelecek ruh emin olun Kenan Evren’in ruhudur. Ve Kenan Evren bile bu pakete karşı “ben bile bu kadarını düşünmemiştim” dedirtecektir.

Kürsü sorumsuzluğu gibi bir anayasal hak vardır. Şimdi vekilin Meclis’teki konuşmasına bile para cezası veriliyor. Özü itibari ile sadece iktidar partisi konuşacak diyor. Bu paket MHP-AKP ittifakının son halkalarından birisidir.

AKP’ye oy vermiş Kürt kardeşlerime sesleniyorum, Kürt düşmanlığında ulaşacakları en son noktaya ulaştılar artık, bu desteği çekmek gerekmektedir.

Bütün saldırılara, tehditlere rağmen Newroz’da korku kefenini yırtan halkımıza tekrar teşekkür ediyorum. Daha dün İstanbul’da milyonlar hak hukuk ve adalet çığlığını haykırdılar. HDP olarak hak, hukuk, adalet, eşitlik, özgürlük ifadelerine sahip çıkan herkese teşekkür ediyoruz. Bütün bunlar bizim mücadele değerlerimizdir.

HDP, adalet, özgürlük ve onurlu bir barışın inşası için deklarasyonunu yayınlayacak ve onların hayat bulması için mücadelemizi sürdüreceğiz.

‘EMANİ’YE YAPILANLAR SURİYE POLİTİKASININ ÇÖTÜĞÜNÜN GÖSTERGESİDİR’

Emani’yi ve bebeklerini katledenleri lanetliyoruz. Onlar güvenli bir liman aramıştı. IŞİD’den kaçamamanın onlara getirdiği en büyük saldırıya bu ülkede maruz kaldılar. HDP adına derin üzüntülerimizi belirtmek istiyorum. Bu olayın vehameti karşısında söz söylemeye çok zorlandığımı ifade etmek istiyorum.

AKP’nin Suriye politikasının iflasının da göstergesidir Emani’ye yapılan saldırı. Ensar ve muhacir sözlerinin hiçbir zaman hayat bulmadığının da göstergesidir.

‘VEBALİ HÜKÜMETİNDİR’

 “Sen dediğimizi yapmazsan milyonları gönderirim” diyerek sığınanları bir şantaj aracına dönüştürdüler, bu mudur Ensar? Ensarlık; sığınanları tecavüzcülerden, tacizcilerden korumaktır. Eğer koruyamazsan bunun vebali hükümete aittir. İçeride ve dışarıda hızla bütün politikalardan vazgeçmek, rotayı demokrasiye çevirmek zorundadır hükümet. İşte HDP’nin çabası budur. Demokrasinin, adaletin rotasını geri çevirmek ve bu uğurda mücadele etmektir.

AYM'YE ÇAĞRI

Baydemir, aylardır tutuklu HDP’li vekillere ilişkin başvuru dosyalarını incelemeyen Anayasa Mahkemesi’ne de çağrıda bulunarak “Çağrımızı yeniliyoruz: AYM çıkıp boyun eğmeyeceğini açıklamalı, daha önce altına imza attığı Balbay kararına sahip çıkmalıdır” diye konuştu.

SORU-CEVAP

-İç tüzük değişikliğini CHP nasıl görüyor?

Ben sadece HDP’nin sözcüsüyüm. Biz başka parti adına konuşmuyoruz, belki bunu Erdoğan’a sorarsanız o bütün partiler adına konuşma hakkını kendinde görüyor.

Bu paket, Meclis’i notere dönüştürme, iradesizleştirme paketidir. Etkili bir muhalefet ortaya koyacağız. Hiçbir parti ayrımı yapmaksızın tüm muhalefeti bu pakete hayır demeye davet ediyoruz.

‘AKP’Yİ ŞİDDETLE ARASINA MESAFE KOYMAYA ÇAĞIRIYORUM’

-AKP Sözcüsü Mahir Ünal’ın Demirtaş hakkındaki açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Demirtaş, parlamenterlerimiz 6 milyonu aşkın iradenin temsilcileridir. Söz konusu olan hatibe çağrı yapıyorum. 1 kişinin istekleri için el pençe divan duranlar elini cüzdanına değil vicdanına koysun, öyle cevap versin. Hangi siyasi parti ve hangi lider çatışmasızlık zemininde büyümüştür, hangi siyasi parti çatışmasızlık zemininde düşmüştür. Kim şiddete ihtiyaç duymuştur bir baksın. HDP 7 Haziran sonrası 80 parlamenter çıkardı. Ne oldu AKP Genel Başkanı, millet iradesini tanımadı. Suruç’tan 10 Ekim’e kadar her gün ölüm kusuldu bu ülkede. Niçin? Tek başına iktidar olabilmek için. Hangi parti şiddetten besleniyorsa Allah bin belasını versin. Ben sorarım 7 Haziran ile 1 Kasım arasında ne değişti de 258’den 317’ye çıktınız? Değişen şu oldu, müzakere masasını devirdiniz ülkeyi kan gölüne dönüştürdünüz. Varlığınızı şiddetinize borçlusunuz. Bu açıklamalarından ötürü AKP hatibini şiddetle ve silahla aralarına mesafe koymaya çağırıyorum. Şiddetle iktidar ilan ettiniz, iradenizi tek kişiye verdiğiniz için ülke adım adım intihara gidiyor. Demokrasiye dair bütün kazanımlar heba ediliyor.

Referandumun açığa çıkardığı sonuç, içtüzük değişikliğinin getireceği sonuçla birlikte bu ülke geri dönülmez bir faşizm ile karşı karşıya kalacaktır. Faşizmden hiç kimse yararlı çıkmamıştır. Önümüzde Saddam tarihi var, Almanya tarihi var. Bir kez daha bu ülkeyi adalet ve demokrasi rotasına geri çevirmelidir. Bu akıl tutulmasından çıkmanın yolu AYM’nin içtihatlarına sahip çıkmasıdır.